Öncelikle yeni bir haftaya başlamanın enerjisini içinizde hissetmenizi diliyorum.
Her yılbaşı, herkes için ciddi bir motivasyon nedeni olur. Yeni yıldan beklentiler dilekler ve niceleri...
Sinema sektöründe üreten ve üretmek isteyen pek çok kişi için de, bu durum böyledir. Yeni senaryomu bitireceğim, yeni filmime para bulacağım, yeni filmimi çekeceğim vb. pek çok bildiğimiz konu... Elbette, bunların hepsi çok güzel ve samimi dilekler ama önümüzdeki yıla girerken bu dileklerinizin tamamlanmasını ya da en azından dileğiniz konusunda birkaç adım atabilmiş olmanız gerekiyor.
Ertelemek, çok yaygın bir davranış biçimi... Ve de en önemli tuzaklardan bir tanesi. Son dönemde daha çok 'mükemmelliyetçi' ya da 'kendisi ile ilgili yüksek beklenti' özelliği taşıyan kişilerde gözlemliyorum. Bu genellikle, kendi kapasitesinin sınırları ile beklentinin yüksekliği arasındaki farktan ileri geliyor. Oysa, kişinin kendi sınırları ile elindeki fırsatlar arasındaki denge bence 'mükemmel'i yakalamak...
Motivasyon en önemli konularımızdan biri. Öncelikle, sinema sektöründe üretmek isteyenlerin
bireysel motivasyonlarını hep korumaları gerekiyor. Zira, sinema hayatın kendisi... Ve olumlu/olumsuz yaşadığınız her deneyimin sizin hayatınıza katacağı zenginliği unutmamak gerekiyor. Sinema sektörü yolculuğu, yavaş ama emin adımlarla, deneyimlerle yürünecek bir yol. O yüzden, her türlü deneyim sizler için motivasyon olabilmeli. Sinemacıların başarı öykülerine baktığınızda, hiç kimsenin çok hızlı ve mutlu bir şekilde ilerlediğini görmeyeceksiniz. İstisnai durumlar olabilir ama genel durum herkes için böyle...
Dolayısıyla, kötümser ve umutsuz
bakış ile, isteklerini gerçekleştiremeyecekleri korkusu ile
motivasyonlarını düşürmemek gerekiyor. Oysa motivasyon, çok kıymetli
bir şey. Hatta tek sermaye diyebilirim.
Sinema sektöründe çalışmaya
istekli pek çok arkadaş işe başladığından birkaç gün sonra
motivasyon düşüklüğü yaşar. Muhtemel olarak, bilgi ve deneyim
eksikliği ona bu duyguyu yaşatır ama 'ben bu işi istiyorum' ya da
'istemiyorum' demesi için yeterli değildir. Dolayısıyla 'istek'
konusu önemli bir kriterdir ama tek başına sinema sektöründe
yeterli, değildir.
Çünkü bu konu, sinema sektöründe,
bir hizmetin belirli standartlara uygun hale getirilmesinden
oluşmaz,
bir yaşam felsefesinin benimsenmesiyle oluşur.
Kişinin motivasyonunu oluşturan
değerleri ve öncelikleridir.
Dış motivasyon faktörlerinden çok
etkilenmeden, yaptığı işi seven, bir değer isteyen, aldığı
bilgiyi dönüştürebilen kişilerin, kişisel amaç ve isteklerine
duydukları inanç olduğu görülmüştür.
Bu durumda her şeyden önemlisi iç
motivasyonunuzu ve inançlarınızı güçlü tutmaktır. Eğer iç
motivasyonunuz güçlüyse, dışarıdaki olaylardan etkilenmeniz o
kadar az olur. Dolayısıyla denemekten, tekrar denemekten ve denediğiniz her şeyden bir öğreti çıkarmayı ihmal etmeyin.
Unutmayın ki kötümserlik, en büyük
düşmanımız ama gerçekçi olmayan iyimserlik de en az onun kadar
zararlı... Zira iyimserlik ile motivasyon farklı şeyler...
Dolayısıyla, iç motivasyonunuzu
güçlü tutmak en önemli sermayemizdir. Bunun için aşağıdaki
belirtilen konuları kendinize dürüst olarak gözden
geçirmelisiniz, sorulara cevap verebilmelisiniz?
Bu sorulara cevap verebilirseniz, iç
motivasyonunuzu güçlü tutup, adım atmaya devam eder ve mutlaka
somut sonuçlar alabilirsiniz.
- Hayattaki öncelikleriniz neler?
- Kısa ve orta vadeli amaç ve hedefleriniz nelerdir?
- Değerleriniz ve dünya görüşünüz?
- Bilgi düzeyiniz?
Bu maddelerin hepsi mesleki ve kişisel
gelişiminiz için çok önemlidir. Kendinizi ile ilgili bu 4 sorunun
cevabını verip, gelişmesi gereken yönlerinizi keşfederek ve bu
alanda sabırla çalışarak yol alabilirsiniz. Bu sorulara verdiğiniz dürüst cevaplarla, bugün bir proje planlayın. Kendiniz gerçekten tanıyıp tanımadığınızı, beklentilerini ölçün...
Unutmamanız gereken konu, dış
faktörler değil, kendi iç motivasyonunuzdur. Bunu sağlam
tuttuğunuz sürece, önünüzdeki pek çok engeli aşabilecek gücü
bulursunuz.
Herkese motivasyonu yüksek bir hafta diliyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder