HOŞGELDİNİZ

Yapım Laboratuvarı : Yapımcılık ile ilgili bilmek istediğiniz herşey...Zeynep Özbatur Atakan'ın gözlemleri, deneyimleri, paylaştıkları...

22 Ocak 2011 Cumartesi

İLK 'YAPIMCI' TELİFİ ALINDI...

Merhaba Sevgili Yapımlab Takipçileri,

Geçtiğimiz hafta oldukça yoğun bir haftaydı...Yapımlab'da hafta boyunca atölye çalışmaları oldukça yoğun devam etti...Yeni dönem katılımcıları, gitgide profesyonel dünyayı tanımaya başlıyorlar, geçen yıldan devam eden katılımcılar, üretimlerini somutlaştırmak için adımlar atıyorlar...Daha da güzeli, tüm katılımcılarla dostluklarımız ilerliyor... Sinema dünyasına dair konuları, birer meslekdaş gibi paylaşıyoruz.

Bu arada 'Yekta Kopan Atölyesi'nin yeni grubu bu hafta başlıyor. Geçtiğimiz Kasım ayında başlayan grup 10 haftasını bu çarşamba tamamlıyorlar ve 10 hafta daha devam etme kararı aldılar.

Yapımab'ın ilk senaryo atölyesi olan 'Nilgün Öneş Atölyesi' ise 15 Şubat'ta başlıyor.

Dolayısıyla, yeni katılımcı dostlarımız ile yolumuza devam ediyoruz.

...Ve yavaş yavaş üretimler başlıyor...Bu konu ile ilgili açıklamamı önümüzdeki günlerde yapacağım.

Bu arada geçen hafta, Sinema alanındaki meslek birlikleri, güçbirliği oluşumuyla, tek bir çatı altında toplandı. Bu oluşumun tüm sektöre faydalı olmasını diliyorum. Ama hoş bir gelişme daha oldu. Uluslar arası bir telif toplama oluşumu olan ACİGOA, 'yapımcılar'ın yeniden iletim haklarını toplayan bir kurum... SEYAP(sinema eseri yapımcıları birliği)bu kuruma üye olduğu için, Türkiye'ye ilk yapımcı telifi geldi.

Bu telif, LOLA+BILIDIKID ve İKLİMLER filmleriye Zeyno Film'e geldi...Yani ben aldım...Toplam 457,17 Euro...Temsili çeki, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'dan aldım.

Oradaki pek çok meslekdaşım bedeli küçük bulsa da, bu küçük adımın çok önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bu telifin yurtdışından geldiğini hatırlatmak isterim. Tüm amacımız bu küçük adımları büyüterek, uluslar arası yapımlar yapmak ve telif haklarında daha büyük hamleler için çalışmak olmalı...

7 Ocak 2011 Cuma

SINIRLARI TANIMAK...

Merhaba Sevgili Yapımlab Takipçileri,


Uzun zamandır, sinema sektöründeyim. Son birkeç yıldır da gençlerle çalışıyorum. Hem profesyonel olarak çalışıyorum, hem üniversitelerde ders veriyorum, hem de son 6 aydır Yapımlab'da birebir her konuyu paylaşabilme fırsatım oluyor. Bu gözlemlerimde, kendi kuşağıma göre olumlu ve olumsuz bazı farklar görüyorum ve bunu çok doğal buluyorum. Örneğin, gençlerin %95 i çok özgüvenli gözüküyorlar...Örneğin benim kuşağımın 'özgüven' sorunu çok fazlaydı...O zaman ki deyimle 'terbiyeli ve saygılı olmak' konusu, 'kişinin kendini ortaya koyma'konusunu epeyce geciktiren bir unsurdu. Aslında 'özgüven'li kişiliklerin kendini ortaya koyma biçimi 'kendini anlatarak ve överek' değil, tamamen sabırla işini doğru yapmaya yönelik bir çalışma ile olurdu.

Oysa, şimdi bana görüşmeye gelen gençlerin pekçoğu, kendilerini överek cümleye başlıyorlar...Ya da mecazi olarak, taşları tek tek koyarak duvarı örmek yerine, bir gece de duvarı bitirmek istiyorlar...

Aslında sözüm, birazcık, 'herşeyim var, yapımcıya yani paraya ihtiyacim var' diyenlere...

Öncelikle 'Yapımcı'yı, sadece 'para yatıran' olarak gören bir anlayışla yola çıkan kişinin kendine bu kadar güveniyor olmasında bir sorun var...Peki 'Yapımcı'dan projesine yatırım yapmasını isteyen bu kişinin 'kendine olan güveni'size göre gerçek mi, sahte mi? Kendine bu güveni sağlayacak kriterleri önünüze koyabiliyorsa bir ölçüde anlayabilirim ama bunu hiç bir deneyimi olmayan kişilerin yapması oldukça mantıkdışı değil mi? Buna karşılık, sağlıklı ve minik adımlarla ilerleyenlerin başardığını görebiliyoruz.

Bu konuda, kişinin özsaygısının olması yani 'sınırlarını tanıyan' biri olması çok önemlidir. Özsaygısı olan kişi, kendini söz ile överek değil,yaptığı iş ve sağlam fikirleri ile ifade eder. Bunun yanısıra, sinema sektöründe yönetmenlik ve senaristlik kariyeri yapmak isteyenler için 'yapımcı' olgusunu anlamaları çok önemlidir.

Yapımlab'daki uzun süreli çalışmalarda, bu konuyu çok sık irdelerken, kişilerin kendilerine sormaları gereken 10 tane olumsuz soru çıkarmalarını istiyorum. Sonra bu sorulardan projeleri için de çıkarmalarını istiyorum. Bu soruların cevaplarını ararken,sınırları tanıyoruz ve kariyer gelişimini buna göre yönlendiriyoruz. Elbette sevdiğimiz ve sevmediğimiz nice özelliğimiz var...Sevdiğimiz güçlü yanlarımızı ortaya koymak, sevmediğimiz ve zayıf yanlarımızla barışmak gerekiyor. Kendi alanımızla, profesyonel alan arasındaki ortak noktaları keşfetmek gerekiyor.

Sinema alanında profesyonelleşirken, bireysel olarak ta gelişmek gerektiğini unutmamak gerek. Eninde sonunda, yapılan bir işin , sayısı ne olursa olsun birilerine ulaşması şart. Bu noktada 'proje' ile 'yatırım'ın orantılı olması ve işin devamının yani yeni projelerin yapılacağı bir altyapının hazır olabilmesi gerekiyor. Yani filmin , en azından 'yatırım'ı çıkarıp, 'yeni yatırımlar' yapılmasını sağlaması lazım. Bunun mutlaka maddi olarak da algılamak doğru değil...'iyi ve ses getiren' bir film yapabilmek önemli...Yani 'yatırımcı' projeye güvenip yeniden yol alabilmeli... Şimdi 'yapımcı'dan sadece 'para' bekleyen proje sahibi bu yatırımın geridönüşü konusunda hangi kriterler üzerinden kendini değerlendiriyor. Yani,bu güvenin temelinde ne yatıyor?

Bir 'proje sahibi' sınırlarını bilip, bu güveni sağlam temeller üzerine kuruyorsa bir sorun yok demektir...

Yapımcı ile yönetmen ve senaristin, aynı hedef ve beklentilerde olması ise başarıyı getiriyor.

4 Ocak 2011 Salı

EMRE AKYİĞİT'TEN- Yapimlab Deneyimleri...

Merhaba Sevgili Dostlar,
Bu gün de, Sevgili Emre Akyiğit'in yazdıklarını sizlerle paylaşıyorum... Emre, derslere olan katılımının yanısıra, profesyonel hayattaki küçük adımlarında da çok başarılı ve istekliydi. Deneyimlediği profesyonel çalışmalardaki gözlem ve deneyimlerini, Yapımlab'da 'konu' olarak masaya yatırdık ve üzerine çalıştık. Emre, halen 'temel yapımcılık programı'na devam ediyor..


YapımLab Üniversitesi

Geçtiğimiz yaz ZeynoFilm’e gittim ve gelecekte yapmak istediklerimden bahsettim, bunun üzerine Zeynep Hanım beni eğitimlere davet etti. Birkaç hafta sonra YapımLab eğitimlerine katılmaya başladım. Yıllardır takip ettiğim Yapımcı Zeynep Özbatur “öğretmen”im olmuştu artık.
Ben yuvarlak masa etrafında toplanan sinema sevdalıları arasında en küçüktüm ama ben de diğer katılımcılar da kısa sürede kaynaştı ve dersler artık dost buluşmaları gibi oldu. Derslerde herkes televizyon, dizi, sinema gibi sektörlerde yaşadıkları tecrübeleri paylaşırken Zeynep Hanım verdiği bilgilerle hepimizi aydınlatıyordu. Kekler, kurabiyeler eşliğinde birbirimizin projelerini eleştirip, finans planı üzerine tahminlerde bulunuyorduk.
Fransız lisesi mezunu olduğumu bilen Zeynep Hanım Bir gün bana “Emre senin fransızcan iyi midir?” diye sordu. “Yani anlaşabilecek kadar” cevabını verdiğimden iki gün sonra Nuri Bilge Ceylan’ın yeni filmi “Bir Zamanlar Anadolu’da”nın ses kurgusunu yapacak fransız ses tasarımcıyla İmaj Stüdyolarında buldum kendimi. Birkaç gün sonra fransız folley artisti de İstanbul’a geldi ve yönetmen-yapımcı-sesçiler arası koordinasyonu sağlamakla görevlendirildim. ZeynoFilm’in bana yarattığı ilk fırsat birçok sinema-tv mezununun olmayı hayal ettiği yer; Nuri Bilge Ceylan’ın yapım sonrası (post-production) asistanlığıydı.
Bir süre sonra Zeynep Hanım, ZeynoFilm’e adımımı attığımdan itibaren tüm süreçlerde yanımda olan dostum Emre Saraç’a ve bana yeni bir görev verdi. Bu dünyanın en iyi video sanatçılarından Kutluğ Ataman’ın eserlerini konu alan belgesel projesinin hem yapım hem yönetmen asistanlığıydı. Bu sayede dünyanın en önemli küratörleri ve sanat eleştirmenleriyle çalışma imkanı buldum. Artık YapımLab’da öğrendiğim bilgileri kullanabiliyordum. Öğrendiklerim, yaşadığım sorunları çözmemde yol gösterici oluyordu. Hatta çoğu sorunun ortasında Zeynep Hanımın sesi kulağımda yankılandı desem yalan olmaz heralde.
Şimdi geçmişe bakıyorum da ne yapmak istediğinden emin ama ne yapacağını bilemeyen biriydim ZeynoFilm’in kapısından girene kadar. Ama geçtiğimiz yazdan bugüne kadar katıldığım her YapımLab dersinden geleceğimi oluşturacak ipuçları edinmişim. Ve farkediyorum ki Kemal Abi, Ayşegül Abla, Zeynep Hanım, Cansev, Emre yani ZeynoFilm ailesinin bir üyesi olmaktan o kadar mutluyum ki..
Emre Akyiğit

3 Ocak 2011 Pazartesi

EMRE SARAÇ'TAN- KÜÇÜK ADIMLAR Yapımlab deneyimleri

Merhaba Sevgili Yapımlab Takipçileri,

Geçtiğimiz çalışmalarına başlayan yapımlab'ın ilk katılımcılarından biri olan Emre Saraç'in yazısını sizlerle paylaşmak istedim. Bu öğrenciler yani Cansev Erdemir, Emre Saraç ve Emre Akyiğit geçtiğimiz yaz boyunca hem atölyelere katıldılar, hem de sektörel deneyimler yaşadılar... Halen, üniversite eğitimlerinin yanısıra Yapımlab'ın çeşitli atölyelerinde hem asistanlık yapıyorlar, hem de eğitim alırken deneyimler yaşıyorlar. Zaten 'bilgi'de bu eğitim ve deneyim ile oluşuyor... Yeni yılda, öğrencilerimden buna benzer geribildirimler aldım ve çok mutlu oldum.

...Ve sizlerle paylaşmak istiyorum.



KÜÇÜK ADIMLAR

2010 yılı Haziran ayı ortasında elim titreye titreye telefonumu aldım, ekranına hafifçe dokundum ve telefonun çalma sesini bekledim. Meşgul. 15 dakika sonra tekrar denedim. Yine meşgul. “Elbette öyledir, bana ayıracak vakti var mıdır acaba?” diye sıkılarak düşündüm. Son bir kez şansımı deniyorum dedim, aradım, çalmaya başladı.
Kısa bir süre sonra ZeynoFilm ofisinin alt katında, yuvarlak masanın etrafında YapımLab için oturanlardan biri idim. Birkaç amatör çalışmam vardı, ancak asla sinema sektörünün profesyonel olarak içinde yer almamıştım. Sayfalarca not tuttum o gün, filmler, yönetmenler, şirketler, fonlar, rakamlar… Akşamında benimle beraber YapımLab’a katılan yakın dostum Emre Akyiğit ile tuttuğumuz heyecanla notların üstünden geçerken bir parçası olmayı hayal ettiğimiz “sinema”nın haritasına baktığımızı fark ettik. Her YapımLab ile girdiğimiz bu yolda küçük bir adım atıp engelleri, kısayolları, alternatifleri ile önümüzde bir yolun çizildiğini görmeye başladık.
Teorik öğrenimimizi tam gazla sürdürürken, Emre Akyiğit karşımıza ilk pratik fırsatımız çıktı: Kutluğ Ataman Belgesel Projesi. İlk asistanlık fırsatımız Kutluğ Ataman gibi önemli bir sanatçının yanında yapacak olmanın verdiği coşku bir yana, çekim ekibi, İstanbul Modern’in organizasyon ekibi ve dünyanın en önemli küratörleri arasında koordinasyonu sağlamak üzerine kurulu görevin bize verilmesi baş döndürücüydü. Ancak Murphy Kanunu iş başındaydı, ilk toplantımıza İstanbul trafiği dolayısıyla geç kalmamızdan New York MoMA’nın küratörü Glenn Lowry’nin çekim saati ile aynı anda bir görüşmesi dolayısıyla çekimi ertesi sabah sekizde Swiss Otel’in Executive Lounge’ında yapmamıza kadar birçok engel ile karşılaştık. Her seferinde ise yaptığımız hatalardan dersimizi aldık ve bir daha gerçekleşmediğinden emin olduk.
Bazen kendimi geride bıraktığım birkaç aya ve önümde çizilmiş yola bakıp düşünüyorum; küçük adımlar atarak başladım, lakin YapımLab ve Kutluğ Ataman projesinden elde ettiğim bilgi ve tecrübeler sayesinde yakında “yapımcı” olmaya doğru koşuyor olacağıma inanıyorum.
Emre Saraç

2 Ocak 2011 Pazar

İLK PAZARTESİ ÖNCESİ

Merhabalar,

Öncelikle, herkese, çok sağlıklı, neşeli ve başarılı bir yıl diliyorum...

Yapımlab'ı yeni hedefleri uygulamaya koyuldu bile...Bu yıl Yapımlab'dan çok güzel üretimler çıkacak. Bilgi ile donanırken, herkesin öğrenci olduğu bir ortamda, somut işler çıkaracağız hep birlikte...

Öncelikle çok heyecanlıyım, çünkü 6 aylık grubum hafta içi ve haftasonu 2 sınıf olarak başlıyorlar. Hepimiz için uzun ve çok güzel bir yolculuk başlıyor.

Bu 6 ay boyunca, hem bilgi sahibi olacaklar, hem projeleri için somut adımlar atacaklar, hem de sektörü tanıyacaklar.

Bu arada, Ocak ayında çok güzel filmler başlıyor... Filmleri için bir adım atmak isteyenler için İstanbul Film Festivali kapsamında düzenlenen'köprüde buluşmalar' için başvurular devam ediyor.

Yani adım atmak için güzel fırsatlar... Bu başvurulardan olumlu bir dönüş, olsa da olmasa da deneyim kazanmak çok önemli.

Kültür Bakanlığı başvurularının son başvuru tarihi 14 Ocak 2011.

Berlin Film Festivali, yaklaşıyor. Bu yıl Türkiye'den Seyfi Teoman'ın yönettiği 'Bizim Büyük Çaresizliğimiz' festivalin 'Resmi Yarışma' bölümünde yarışacak. Kendisine şimdiden başarılar diliyorum.

Özetle, hepimizin yeni bilgi ve deneyimlerle donanacağı bir yıl olacak 2011:)