HOŞGELDİNİZ

Yapım Laboratuvarı : Yapımcılık ile ilgili bilmek istediğiniz herşey...Zeynep Özbatur Atakan'ın gözlemleri, deneyimleri, paylaştıkları...

27 Şubat 2014 Perşembe

SİNEMA SEKTÖRÜNDE İŞ GÖRÜŞMESİ YAPARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

İş görüşmesine giderken bazı önemli detaylara dikkat edilmesi çok önemlidir.
Sinem sektöründe, işe alımlarda sadece diploma ve deneyimle yetinmeyebilirler. Ön görüşmedeki sizin bırakacağınız ilk izlenimler işverenler üzerinde çok daha büyük bir etki bırakır. Bunun yanı sıra, karşınızdakine işe alınmak için oldukça iyi görünüm çizebilir ve işe kabul edilebilirsiniz. Ancak kısa bir süre sonra, beyan etmediğiniz şeyler ortaya çıktığında hem işvereni, hem kendinizi zor durumda bırakabilirsiniz. Bunun gibi pek çok örnek çıkabilir. Bu nedenle, hem deneyimlerimden, hem de gözlemlerimden minik bir takım notlar çıkardım. Sizlerle paylaşıyorum:

Görüşmeye saatinde gitmek:
Görüşmeye mutlaka saatinden 5-10 dakika önce gitmeniz gerekmektedir. Gecikmek, daha görüşmeye başlamadan kendinizle ilgili olumsuz bir izlenim yaratacaktır.

Zaman Kullanımı : 
İş görüşmesi  sırasında zamanı doğru kullanmanız gerekmektedir. Önceliklerinizi belirlemeli, öne çıkarmak istediğiniz özelliklerinizi, hedeflerinizi, amaçlarınızı doğru kullanmalısınız.

 
Konuşma uslubu ve tavır : 

İş görüşmesi sırasında size sorulan sorulara verdiğiniz cevaplar kadar kendinizi ifade uslubunuz, beden diliniz de çok önemlidir. Görüşme sırasında her zaman otokontrolünüzü sağlayarak konuşmanıza, ses tonunuza, profesyonel bir ortam içinde bulunduğunuzu unutmadan sözcüklerini seçin.

Size sorulan sorulara kısaltma kelimeler kullanmayınız. Kısa, öz, anlaşılır ve tutarlı cevaplar vermeye özen gösterin.

Soruları iyi dinleyin:

Size sorulan soruları iyi anlamaya çalışın. İyi anlayamazsanız, soruyu tekrar rica edin. Zira, soruyu yanlış anlayıp yanlış cevap vermekten daha iyidir.


Giyim, bakım, makyaj ve kullanılan aksesuarlar :

İş görüşmesine giderken mutlaka temiz ve sade giyilmemesi, aşırı makyaj yapılması, izin verilmeden oturmak ve konuşmak, teklif edilse dahi sigara içmek ve sakız çiğnemek, kolları kavuşturup büzerek oturmak, konuşurken yere ve tavana bakmak… gibi tüm bu davranışlar işverenler üzerinde olumsuz etkiler bırakır.

Diksiyonunuz işveren üzerinde önemli bir etkidir:

Görüşme sırasında size yöneltilen soruları nasıl cevaplayacağınızı biliyorsunuz. Öncelikli olarak dikkat etmeniz gereken karşınızda size soru soran ya da konuşan kişinin cümlelerini sakın tamamlamayın. Soru ve konuşması bittikten sonra konuşmaya başlayın. Cevap verirken duraksamamak için görüşmeyi yapan kişi size soruları sorarken cevapları düşünürseniz hem duraksamadan konuşmuş hem de cevap vermeniz daha kolay olacaktır. Cevap sırasında günlük yaşamınızda dikkat etmeden alışkanlık içinde kullandığınız (ee, mm, hmm gibi) duraksama düşünme gibi kısaltmaları kullanmamaya özen gösteriniz. Soru sırasında düşünerek cevap vermeniz sizi bu gibi kısaltmalardan günlük yaşamınızda da uzaklaştıracağını ve daha etkili konuşmalar yapacağınızı unutmayınız.
 
Görüşme yaptığınız iş konusunda  soru sorulması:

Görüşme sırasında başvuru yaptığınız iş hakkında sorular sorabilirsiniz. Bu soruları çok dikkatli seçmelisiniz. Zira, bu sizin iş ile ilgili neyi algıladığınızı ortaya koyacaktır. Ayrıca, görüşmeye gittiğiniz işyeri ile ilgili bilgi ve araştırma yapmış olmanız önemlidir.

Duygusal konuşmalar yapmayınız!

Daha önceki işvereni kötüleme, sektör ile ilgili önyargılar, gevşek ve kuşkucu bir tavırla tokalaşma, İlgisiz ve isteksiz bir tavırla konuşma, soruları anlamada güçlük çekme, özel hayatınızla ilgili detaylar ve hatta bu işin sizin için çok anlam ifade ettiğini belirten bir uslup olumsuz izlenimlere yol açacaktır. Aynı şekilde, kendine aşırı güvenli gözükmek yine olumsuz bir etki yaratır. 

Özel yaşamınızdaki planlarınızı mutlaka belirtin, doğru beyanda bulunun:

Özel hayatınızda önem taşıyan olayları mutlaka iş görüşmesinde belirtin. Önemli sağlık olayları, askerlik, evlilik, hamilelik gibi planlarınız size detaylı sorulmasa da, siz bu durumu ve özel hayatınıza dair, iş akışını etkileyecek planları mutlaka belirtin. Bu durumlar, siz işe alındıktan sonra ortaya çıkarsa maalesef kendiniz için kötü bir referans oluşturmuş olacaksınız. Daha önce çalıştığınız yerlerden ayrılma sebebiniz sorulduğunda da mutlaka doğru cevabı verin. Gerçek, er ya da geç ortaya çıkacaktır.

Diploma ve yabancı dil konusu:

Sinema sektöründe, üniversite'den aldığınız diploma kadar,kişilik özellikleriniz, yetenekleriniz, varsa deneyimleriniz etkili olacaktır. Sektörde çalışmak isteyip, bu alanda iş bulmak isteyenlerin, öğrenciliği sırasında çalışmalar yapmış olması çok önemlidir. Bunun yanısıra, yabancı dil konusunda seviyenizi en doğru şekilde tarif etmeniz çok önemlidir.


25 Şubat 2014 Salı

SİNEMA SEKTÖRÜNDE İŞ BAŞVURUSU- ÖZGEÇMİŞ HAZIRLAMA-1

Sinema sektöründe çalışmak isteyip, iş başvurusu yapmak isteyenler çok çeşitli metotlarla ilgi çekici bir özgeçmiş hazırlamak isterler. Ancak, bazn ilgi çekmek adına, istemeden de olsa olumsuz duygular yaratabilirler. Bu nedenle, gözlem ve önerilerimi paylaşmak istedim. Bugün, özgeçmişin hazırlanma modeli hakkıda yazdım. Yarın ise yüzyüze görüşme konusunu yazacağım.


Özgeçmiş yazmadan önce : 

Her zaman belirttiğim gibi güçlü gördüğünüz taraflarınızı, beklentilerinizi, bilgi düzeyinizi, yeteneklerinizi sağlıklı değerlendirin. Yani kendi malzemenizi, kendinize tarif edin. Bu sınırlarınız görmenizi sağlayacak ve hedeflerinizi daha net belirlemenize yardımcı olacaktır.


Özgeçmiş tasarım çalışması : 

Sinema sektörü yaratıcılığa açık bir alandır. Günümüzdeki teknik imkanlar oldukça geniştir. Bu imkanları kullanarak, görsel tasarımı, karşınızdakinin dikkatini doğru bir şekilde yönlendirebilecek formatta tasarlayın. Müsvedde hazırlayın ve yakınlarınızın görüşlerini alın, nasıl algılandığını kontrol ederek, tasarım ile ilgili son kararı verin. Seçtiğiniz yazı karakteri ve puntoların sade, yalın ama özenli olmasına dikkat edin.

İçerik Çalışması : 

*Hayat hikayenizi, duygularınızı, sektörle ilgili yanlış izlenimlerinizden yakınan bir uslubu asla kullanmayın. Unutmayın ki, bu yazdığınız özgeçmiş size öncelikle görüşme olanağı sağlayacak. Bu nedenle, özel konularınızı öne çıkarmak yerine, deneyimlerinizi ve yaptığınız çalışmaları yazmalısınız. 

*Duygusal giriş yazıları, çaresizlik ifadeleri vs... kesinlikle kullanmayın.

*Sinema sektörü konusunda sizin ya da başkalarının yaşadığınız olumsuzluklara rağmen çalışmak istediğinizi belirten ifadeler kullanmayın.

*Hiç deneyiminiz yoksa, bunu da yazmalısınız. İşveren, deneyimsizliği de göze alarak, bir iş pozisyonu düşünebilir. Uzun, anlaşılması zor cümlelerden uzak durmalısınız. 

*Eğitiminizi abartmayın ve 'ben' ifadesini kullanmayın. 

*Daha önceki deneyimlerinizi yazarken, mutlaka ay ve yıl olarak belirtin. 

*Sektör ile bağlantısı olmayan kişileri referans olarak yazmayın. Bunun yanı sıra, ''istendiğinde referans verilebilir'' de yazmayın. 

*Başarılarınız ve somut sonuçlar üzerinden yol alın.

*2 Sayfadan uzun yazmayın.

*Sosyal medyadaki hesaplarınızı belirtin.


Unutmayın ki, yazmış olduğunuz özgeçmiş sizin ilk referansınızdır. Doğru planlanmış bir özgeçmiş, sizi hayalinizdeki iş ile buluşturacak önemli bir adım olacaktır.





* Kaynak olarak yararlanılmıştır:
Dilek Dicleli Göknar; Baltaş eksen Danışman Psikolog
Seher Önelge ;Baltaş eksen Danışman Psikolog
Kariyer Kapısı Açan Özgeçmiş,   Kaynak Dergisi, sayı 34 
            










10 Şubat 2014 Pazartesi

BİR FİLM PROJESİ İLE YOLA ÇIKMADAN ÖNCE....

Sinema filmi projelerinde, projesini 'kağıt üzerinde' çocuğu gibi gören ve hiçbir yerine dokunmaya kıyamayan, eleştiriye açık olmayanlar ve sorunu sadece 'para bulamamak' olarak algılayanların çoğunlukta olduğu bir ortamın varlığından çoğu kez bahsediyorum.

Dünyada sinemada yönetmen veya senaryo yazarlığı yapmak isteyenler, 2 yoldan hedeflerine ulaşıyorlar. Bunlardan bir tanesi, sektörde en alt kademeden başlayarak çalışmak ve mutfağı öğrenmek, diğeri ise usta-çırak ilişkisi içerisinde olmaktır. Elbette bu süreçler öğrenildikten sonra kendini ortaya koyacak bir 'üretim' yapması da önemli şartlardan birini oluşturur. Elbette arada istisnalar vardır ama bu oran oldukça düşük bir orandır.

Türkiye'de ise, bu istisnai grubu temdil eden düşük oran, 'iyimser' bir tavır ile ele alınıp, bir anda 'yönetmen', 'senaryo yazarı' olduklarına inanıp, projeleri ile 'yapımcı' yani onlara göre 'yapımcı=para' anlamına geldiği için, projesindeki ilerleyememe sorununu buna bağlı olduğu düşünülüyor.

Dünyada sorunun iki farklı odak noktası elbette vardır. Ama önce iç odaklı sorunlara bakmak gerekir.

Proje sahibinin kendisi için bakması gereken iç odaklı sorular:

-Projemin güçlü ve zayıf yanları nelerdir?

-Bu projeyi gerçekleştirebilmek için yeterli bilgi ve deneyime sahip miyim?

-Projem ile ilgili beklentilerim gerçekçi mi?

-Bir başkasından yatırım yapmasını isteyeceğim, bu noktada projem herşeyi ile tamam mı?

-Kendime gerçekten güveniyor muyum?

-Projeme güveniyor muyum?

-Bu projeyi sunduğum yapımcı/yatırımcı, bu projeyi kabul etmezse neler kaybeder? Ya da hiçbirşey kaybetmez mi?

Bu sorular proje sahibinin kendine sorması gereken sorulardır. Genellikl 'suni' bir özgüvenle bu projeyi satma işine girmek için, projenin sorunlu tarafları görmezden gelinir. Belki de 'fikir' den gerçekten iyi bir proje çıkabilecekken, 'proje', 'üzerine titrenen ve aşırı korunan çocuk' muamelesi görür ve ilerleyemez...

Bir projenin sağlıklı ilerleyebilmesi için, proje sahibinin hem kendini, hem de projesini gerçekçi bir değerlendirme ile değerlendirmesi gerekmektedir.

'Şu proje bunu yaptı, ben niye yapamıyorum' diye düşünenler, 'çok şanssızım' diye düşünenler, önce gerçekten sektör dinamiklerini öğrenmeli, bilgilerini geliştirmeli, plan-program yapabilmeli, kendilerini geliştirebilmeli ve projelerini en çok eleştiren yine 'kendileri' olmalıdır.

Sorunu dış odaklı görenler ise, önce 'dış odaklı' sorunu anlayabilmelidirler. 
Yani kulaktan dolma bilgiler ile değil, bunu gerçek deneyimlerle görebilmelidirler. 

Benim atölyelerimde bazen şöyle sohbetler olur: 'hocam piyasada bu durum böyle ilerliyor......vs', ben de soruyu sorana 'bu bilgiyi nereden aldın?' diye sorduğumda 'arkadaşımdan duydum' diye bir cevap alırım... Bu en kötü durumlardan birirdir. 'Kulaktan dolma bilgi' ile strateji belirlemek, en kötü durumlardan biridir. Zira, 'kulaktan kulağa oyunu' bu konuya çok güzel bir örnektir. Unutmayın ki 'o deneyim'i dinleyip, inanıyorsunuz ama 'orada' değildiniz... Size aktarılan 'bilgi' aslında bir 'bilgi' değil, 'deneyimleyenin yorumu'... Buna göre mi yol haritanızı çizeceksiniz...

Projesini hazırlayıp yola çıkanlar için birkaç söz:

Çocuğu olanlar bilir, çocuğunuzun gelişmesi gereken yanlarıyla ne kadar erken tanışılırsa, sorunlar o kadar hızlı çözülür. Zira, çocuğunuz birey olarak topluma karıştığı zaman O'nun iyiliği için bazı gerçekleri görmeniz gerekir. Projelerinize de böyle bakmalısınız. Yani; onun gelişmesi gereken yanlarını duymaya, eleştiri almaya açık olmalısınız. Tüm geribildirimlere verecek bir cevabınız olabilir, olmayabilir ama her 'eleştirinin', en saçma gibi duranın bile gelişime çok faydalı olduğunu göreceksiniz...

Bunun için projeleriniz ile, ortak yapım fonlarına ya da toplantılarına katılmak, atölyelerde analitik çalışmalara yapmak, kamusal fonlara(kültür bakanlığı vb...) başvurmak çok faydalı yöntemlerdir. Projenize gerçekçi olarak bakmanızı sağlar. Hatta benim önerim sırf bu deneyim için 'pilot' proje hazırlamak ve süreçleri deneyimlemektir. Ayrıca, bu yıl hem bu blogda, hem yapımlab atölyede ve benim olduğum tüm atölyelerde çok fazla 'yeni nesil film finanslama' metotlarına yer vereceğim. Önemli olan motivasyonunuzu kaybetmemek ve kulaktan dolma bilgiler ile ilerlememektir. 

Şu günlerde çok güzel bir örnek var. Tolga Karaçelik'in yönettiği ve Diloy Gülün'ün yapımcılığını yaptığı 'Kelebekler' filmi Sundance'de 'Grand Prix' kazandı. Tolga'nın 3. filmi ve ilk filminden beri takip ettiğim çok sevdiğim bir arkadaşım... Her filmini ciddi zorluklarla gerçekleştirdi. En önemli özelliği ise, hiçbir kişinin ya da dıştan gelen negatif gelişmesinin etkisinde kalmadı. Kendine karşı en objektif oldu. Ve benim bildiğim 'Kelebekler' için en az 5 yıl çalıştı... Ama motivasyonunu ve enerjisini kaybetmedi. Bu filmi 18 günde çekti...

Hayatımda tandığım en objektif ve gelişime açık insanıdır. 

Projenizi yola çıkarmak için, önce kendinize inanmaya, bilgi ve deneyime açık olmaya ihtiyacınız var.. Bilgi olmadan olmaz... Sinema ile ilgileniyorsanız, dünya ile ilgili her konunun yanı sıra mesleki temel bilgilere ve bu bilgileri kullanabileceğiniz deneyimlere ihtiyacınız var.

Ve tabiki tüm bunlardan sonra, sizi bir adım öne çıkaracak projeye.. Sabırlı olmak ve süreci doğru kullanabilmek en önemlisi... Sonuç değil, süreç odaklı olursanız mutlaka bir değil birkaç iyi sonuç sizi bekliyor olacaktır...





6 Şubat 2014 Perşembe

KİŞİSEL BAŞARI PROGRAMI PLANLAMAK/TUZAKLARDAN KORUNMAK


Özellikle sinema alanında profesyonel olmak isteyenler için gözlemlediğim bir durum var.. O da, 'kararlı olmak' konusunda oldukça geniş kavramlar içinde hareket edilmesidir. 


Şöyle ki 'sinema yapmak istiyorum' oldukça geniş bir kavramken, 'sinema alanında ilerlemek istiyorum, ilk adım olarak sinema kültürümü geliştirmek istiyorum, bu nedenle bu ay 10 tane film izleyeceğim'
ya da '3 ay içerisinde şu kitapları okuyacağım'... gibi kavramlar net ve açık ifadelerdir ve kararlı olduğunuzun bir göstergesidir. 'istemek' bu anlamda tek başına yeterli değildir, bunun yanı sıra 'kararlı ve bilinçli' olmak gerekir...

Yine bu alanda üretmek isteyenlerin en büyük sorun olarak gördüğü şeylerden biri kendilerine şans verilmediği inancı... Şu anda yeni endüstrileşen bir alanda seçimler büyük önem taşıyor. Önemli olan 'kararlar alınırken de, seçimlerinizi oluşturabilmeniz'dir. Yani, siz kendinizi geliştirmeye ve bu alandaki çevrenizi yavaş yavaş oluşturmaya başlamak, şansın yaratılması konusunda kararlılığınızı gösterir. Bunun için kendinizi 'yapabileceklerinizi' ve 'yapamayacaklarınızı' iyi tanımanız gerekir. Bu tanıma süreci ise bilgi ve eğitim ile olur, ardından uygulama aşaması kendiliğinden gelecektir.

Bu söylediğim çalışmayı yapabilmek için, bazı tuzaklardan korunmanız ve doğru plan-program yapabilmeniz gerekir. Örneğin 'boş arkadaş sohbetlerine son vermek', 'tv karşısında geçirilen boş zamanları bitirmek' ya da 'internet ortamını sağlıklı, firesiz kullanan birisi olmak' çok önemlidir. Hafta sonunda hangi şehirde olursanız olun, bir film, sergi ya da en azından bir müze gezebilmek, şehrin kütüphanesinde araştırma yapmak, ya da bulunduğu şehrin bilinmeyen yerlerini gezmek, fotoğraf çekmek vs... pek çok yararlı zaman, size faydalı olacaktır.


Bazen kendi isteklerinize de HAYIR diyebilmelisiniz... Örneğin, sağlıksız alışkanlıklarınıza, boş geçecek zamana, size yararı olmayacak etkinliklere HAYIR diyebilirsiniz.  Özellikle Türk kültüründe 'Hayır diyememek', 'ayıp olur ' düşüncesi, bize zaman kaybettiren en önemli etkenlerden biridir. Bunu en yakın çevreniz ve ya gerçekten sizin için çok değeri olan durumlar için sınırlamanızı öneririm.

Sinema alanı, her zaman gelişime açık bir alan ama disiplin gerekli... Uzun vadede 'fark yaratan olmak' için, bilgi ve üretimlerinizi cesaretle ilerletmelisiniz.

Sinema alanında profesyonel olmak isteyenler, biraz deneyimlerimden güç alarak diyebilirim ki: Bu meslek grubu geleceğin en önemli mesleklerinden biri olacak, aynı zamanda hep gelişmeye devam edeceksiniz... Her gelişme sizi bir adım öne çıkaracaktır.

4 Şubat 2014 Salı

SİNEMA SEKTÖRÜ İÇİN KARİYER DANIŞMANLIĞI ÜZERİNE BİRKAÇ NOT

Sevgili Dostlar,

Dün kariyer danışmanlığı ile ilgili yazı büyük ilgi gördü. Pek çok e-posta ve telefon aldık. Pek çok soru geldi. Bu nedenle bu ortak sorulara cevap bulacağınız birkaç not düşmek istedim.


1- Çalışma neyi amaçlıyor?

Bu çalışma, sinema sektöründe çalışmak veya üretmek isteyenler içi, yeteneklerini ve yapmak istedikleri çalışmayı odak alarak, güçlü olduğu alanları fark etmesini sağlamaya yönelik bir çalışmadır.Bu çalışma, kişinin kariyerinde istediğinden ziyade yeteneklerini ortaya koyacağı alanı bulmasına yardımcı olmayı amaçlıyor.


2- Bu çalışmayı, projelerimi sunarak gerçekleştirebilir miyim?

Bu çalışmaya gelirken bugüne kadar yaptığınız tüm dokümanlar sizden istenecek ve incelenecektir. Bu nedenle, tüm projelerinizi sunma imkanı var. 

3- Çalışma süreci nasıl işliyor?

Çalışma 3 toplantıdan oluşuyor. İlk toplantı öncesi katılımcıya, sorulardan oluşan bir form dolduruyor. Katılımcıya verilen bu form yaklaşık 1 saatlik bir süreçte dolduruluyor. Ardından birkaç gün sonra ilk toplantı gerçekleşiyor. Devamında 1 toplantı daha yapılıyor. Ve son toplantıda katılımcıya hem kendisi, hem de projeleri üzerinden önerilerle dolu bir rapor veriliyor. 

4-İstanbul dışında olanlar bu çalışmaya katılabilir mi?

İstanbul dışında olanlar bu çalışmaya katılabilirler. Toplantılar skype yoluyla yapılır.

5-Senaryo kabul ediyor musunuz?

Sadece sinopsis ve tretman kabul ediyoruz. Bu çalışmalarını bize göndermek isteyen arkadaşlar, mutlaka çalışmalarının kendi üzerlerine tescil ettirmiş olmaları gerekmektedir. Aynı zamanda, YAPIMLAB ekibinin bu çalışmaları okuması konusunda izin verdiklerine dair bir belge imzalatılacaktır.


6- Kimler bu çalışmaya katılabilir?

Sinema sektöründe çalışmak ve üretmek isteyen herkes katılabilir. Yaş ve eğitim sınırlaması yoktur.

7- Sinopsis ve tretman olmadan da katılma şansı var mı?

Elbette var. Zira, sinema sektöründe önemli pek çok meslek dalı var. Bu mesleklerden birini ( yönetmen yardımcılığı, yapım yardımcılığı, sanat yönetmenliği, kurgu, teknik alanlar vb...) amaçlayabilirsiniz. Bu konuda öneriler işinize yarayacaktır. Ayrıca YAPIMLAB iletişim ağına girmeniz size çok yarar sağlayacaktır.

8- Bu çalışmaya katılanlara, herhani bir belge verilecek mi?

Bu çalışmaya katılanlara, kendilerine özel verilecek rapor dışında bu 'kariyer çalışması' yaptığına dair bir belge verilecektir.

9- Bu çalışmaya katılmanın avantajları nedir?

- Kişisel özellikleriniz ile sektörün dinamikleri arasında, en çok fayda sağlayacağınız alanı keşfetmek
- Bulmuş olduğunuz alanda, gerçekçi hedefler koymak
-Sorun olarak gördüğünüz konularda, sorunun nereden kaynaklandığını bulmak
-Güçlü yanlarınızı ve gelişmesi gereken yanlarınızı keşfetmek
-Kariyer planlamanız için uygun stratejiler üretmeye başlamak
-Yanlış beklentilerle zaman kaybetmeyi durdurmak
-YAPIMLAB iletişim ağına katılmak


ŞUBAT AYI İÇİN KONTENJANIMIZ 10 kişi ile sınırlıdır.
BİLGİ VE KAYIT İÇİN : 0 212 252 4556





SİNEMA SEKTÖRÜ İÇİN KARİYER DANIŞMANLIĞI

Merhaba Sevgili Dostlar,
Pek çok e-posta, facebook ve twitter yoluyla mesajlar alıyorum, bir kez olsun sinopsisimi okuyup, beni dinler misiniz diye... 
Tahmin edersiniz ki, zaman çok değerli ve söz konusu olan bir sinema projesi ise mutlaka profesyonel zaman ayırmak gerekir.

Uzunca bir zamandır profesyonel danışmanlık yapıyorum. Elbette bir projenin geliştirilmesi zaman ve ekonomik açıdan önemli bir süreç... Çoğu zaman pek çok kişi bu çalışmalara ekonomik nedenlerden katılamıyor. Oysa, kariyerin, deneyimli uzman bir kişinin rehberliğinde planlanması çok yararlı ve size farklı zaman ve ekonomi olarak tasarruf sağlayacak bir durumdur.

Bu nedenle, sizlere daha ekonomik olacak bir kariyer planlama programı hazırladık.

Bu anlamda, sinema sektöründe geleceğiniz tasarlamak isteyen herkese kariyeri ile ilgili 3 toplantılık, birebir görüşme programı organize ettik.

İster sinopsisiniz hazır olsun, ister olmasın ya da ilk kısa filminizi çekmiş olun ya da olmayın, hatta uzun metraj, belgesel vb.. çalışmaları gerçekleştirmiş bile olabilirsiniz, sektördeki geleceğinizi planlamak için bu programı hazırladık.

Sektördeki hedef ve amaçlarınızı doğru belirlemek için ve ilerleyebilmek açısından çok yararlı. Toplantılar birebir benimle gerçekleşecektir.

Buraya ister projeniz için, ister kendiniz için başvurabilirsiniz. 

Ama işin odak noktasında siz ve sektördeki kariyeriniz olacaktır.

Bu noktada kayıt ve bilgi için 0 212 252 4556 Ayşegül Hanım'ı arayabilirsiniz.

2 Şubat 2014 Pazar

BİR FİLMİN GERÇEKLEŞEBİLMESİ İÇİN GEREKEN HAYATİ SÜREÇ : PROJE PROJELENDİRME

PROJE PROJELENDİRME NEDİR:

YAPIMLAB atölye çalışmalarında, en önem verilen konulardan biri 
'Proje Projelendirme'dir. Aşağıda yazan tüm konular, katılımcılarla haftalar boyu çalışılır, uygulamalar yapılır. Bu konuyu ana başlıklar üzerinden paylaşmak istedim.

Bir projenin hayata geçebilmesi için yapılan ‘araştırma-geliştirme’ çalışmasıdır. Bu süreçte projenin hayata geçebilmesinin dinamikleri araştırılır.
Bu çalışma,bu dinamiklerin ve kriterlerin devreye girmesi ile projenin hedeflerinin sağlıklı bir şekilde bulunması ve yapım sürecinin stratejisinin oluşturulmasıdır.
Bir projenin projelendirilmesi için aşağıdaki analitik çalışmanın yapılması gerekmektedir.

  • Projenin potansiyelini anlamak, hedef belirlemek.
Projenin hedefini belirlemek , proje ile ilgili çıkarılacak yol haritasının ilk  gereğidir. Bunun sağlıklı yapılabilmesi için sektörün iç ve dış dinamikleri analiz edilerek, proje ile ilgili kişisel beklentilerin gerçekçi bir düzeyde konumlandırılması gerekmektedir.

  • Bütçe oluşturma
Belirlenen hedef doğrultusunda, senaryo ile ile bağlantılı olarak bütçe ve maliyet hesabının yapılması.Bütçe ve maliyet aynı anlama gelmez. Bunların projenin başında hesaplanması gerekir.

  • Finans planı mantığı
Hazırlanan bütçeye uygun finans planının hazırlanması ve prodüksiyonun temel kaynaklarının yaratılması üzerine stratejiler geliştirilmesi.Finans planı, bir projenin en önemli stratejik olarak yol haritasının belirlenmesine yardımcı olur.

  • Prodüksiyonun temel yapısının oluşturulması
Amaca ve konuya göre  konulan hedefe uygun çalışma planının çıkarılması ve temel yapı içerisine oturtulması. Prodüksiyonun omurgasının oluşturulması da denebilir. Bu yapımın modelinin oluşturulması ve bunun hukuksal yapısını belirler


  • Prodüksiyonun gerçekleşebilmesi için uygun stratejilerin belirlenmesi
Yapımın gerçekleşeceği koşulların alternatifli olarak, çeşitli kriterler ve format seçimlerine göre fizibilitesinin çıkarılması.

        Tüm bilgilerin gözden geçirilerek, yapılacak başvurular için gereken   bilgilerin toplanarak, aksiyon planı oluşturma çalışması


Tüm veriler toplandıktan sonra, filmin finans kaynakları için yapılacak başvuruların hazırlanma ve takip sürecini gerçekleştirilmesi.

Yukarıda yazılı kriterlerden geçtikten sonra, projeniz için sağlam temelleri, en başta oluşturmuş olursunuz. Hatta, sürpriz ve ya krizlere karşı her türlü önlemi almış olursunuz. Bu şekilde plan, program yapılmadan sadece ‘iyi niyet’ ile yapılmış ve başlanmış projelerin pek çoğunun hayal kırıklığına uğraması doğal bir sonuçtur. Plansız başlanan  bir proje, depreme dayanıklılığını araştırmadan, gereken önlemleri almadan yapılmış binaların, ilk darbede yıkılmasına benzetilebilir.

Bu nedenle, her proje sahibinin, projesinin güvendiği bir yapımcı ile birlikte, ya da kendisi bir yapımcı gibi de düşünerek, projelendirmesi gerekmektedir.


Bu sürece, ‘PROJE PROJELENDİRME’ süreci denir.