HOŞGELDİNİZ

Yapım Laboratuvarı : Yapımcılık ile ilgili bilmek istediğiniz herşey...Zeynep Özbatur Atakan'ın gözlemleri, deneyimleri, paylaştıkları...

24 Haziran 2012 Pazar

YENİ BİR HAFTAYA BAŞLARKEN...

Merhaba Sevgili Dostlar,
Geçen hafta epeyce yoğun geçen 4 günden sonra 3 gün tatil yapabildim. Ne kadar iyi geldi anlatamam... Şimdi motivasyonum yüksek bir şekilde haftaya başlıyorum.

Aslında 'haziran staj grubu' ile yarın derslere başlamak ta beni çok ama çok heyecanlandırıyor. Katılımcılar ile yarın ilk dersimizi yapacağız ve ardoından onların üretimin içinde görmeye başalayacağım. İşte benim en seveceğim bölüm de bu olacak... Zira katılımcılar, profesyonelleşmek konusunda yolculuklarına başlayacaklar ve kendilerini keşfedecekler.

Bu arada, staj grubu paylaşımları blogda da devam edecek...

Bu arada ' 4 adımda proje projelendirme' atölyesini fazladan 2 hafta daha uzattık... Bence mükemmel işler çıkıyor... Onlarla yolculuğumuz devam edecek...

Uzun dönem grupları ise, kısa filmlerini bu yaz tamamlayacaklar...

Bunların dışında, bu hafta günübirlik Ankara seyahati var... Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda yeni telif hakları yasası ile ilgili önemli bir toplantıya katılacağım.

Bu hafta böyle enerji ile başladı... Hepinize enerjik bir hafta diliyorum...

Bu arada YAPIMLAB blogu, yeni bir formata dönüşüyor... Pek çok bilgi, anket, kaynak oluşturacak paylaşımlarla... Hatta, YAPIMLAB'lılar da orada üretimlerini paylaşacaklar.... Bu bilgiyi de şimdiden vereyim.

Son olarak, 30 Haziran'a kadar süren 'uzun dönem eğitim' ile ilgili  indirimli kayıt kampanyamızı tekrar hatırlatmak isterim...

Hepinize iyi haftalar...

17 Haziran 2012 Pazar

DEREN SOYKAN'IN E-POSTASI...

Merhaba Sevgili Dostlar,
Deren Soykan
2010 Yılının Temmuz ayında, 3 haftalık bir programla hayata başlayan YAPIMLAB'ın ilk öğrencilerinden biri Deren Soykan'dı... Galatasaray Üniversitesi'nde okuyor ve okulu bittiğinde sinema ile profesyonel olarak ilgilenmek istiyordu... Aynı zamanda tiyatro yazıları yazıyordu ve de oldukça bilgi ile donanımlıydı. Önce kısa dönem ardından uzun dönem eğitimlerime katıldı... Ara ara yazıştık... 
Her ödilden sonra kendisinden tebrik yazan e-postalar aldım... 
Dün kendisinden gelen e-postayı, kendisinin de izni ile burada paylaşmak istiyorum... Benim için bu görüşler ne kadar kıymetli anlatamam... YAPIMLAB'lı herkesin yol alduğını görmek, ürettiğini görmek beni ne kadar mutlu ediyor... Sözü daha uzatmadan yazıyı sizlerle paylaşıyorum...




Zeynep Hanım merhaba,

Nasılsınız? Bu aralar sizi güzel haberler vermek için rahatsız ediyorum, çok mutluyum :) Geçtiğimiz hafta size daha önce bahsettiğim arkadaşlarımla başlattığımız girişimin ilk ödülünü aldık :) Yapımcılığını yaptığımız ilk kısa film Yeşil Kamera ödüllerinde büyük ödül aldı :) Tabii tek bir yarışma için çektiğimiz, ufak prodüksiyonlu bir filmdi ama bu tecrübeyi yaşamak bizi çok mutlu etti :) Şu sıralar önümüzdeki sezonu nasıl değerlendirmeliyiz üzerine kafa yoruyoruz, hayal ettiğim şeyleri hayata geçiriyor olmaktan dolayı çok mutlu oluyorum, yönetmenimizin stratejisini oluşturmak, yönünü çizmesine yardım etmek, yeni şeyler üzerine kafa yormak o kadar büyük keyif ki.. Yapımlab'ın sözcüsü gibiyim, sürekli ama Zeynep Hanım bize şöyle öğretti, Zeynep Hanım'ın tecrübelerine göre.. deyip duruyorum, anlattığınız her kelime beynime işlenmiş, içselleşmiş resmen :)
Bu arada üniversiteden mezun da oldum :) Ve hiç duramadım geçtiğimiz günlerde Fransız Eleştirmenler Birliği'ne "La Semaine de la Critique" te çalışma imkanım olup olmadığına dair bir mail attım, hemen geri dönüp cv'mi ve stajyer alma döneminde tekrar haberleşmeyi istediler, gerçekleşirse havalara uçacağım sanırım :) 

Eğer müsaitseniz hem bana öğrettikleriniz için teşekkür etmeye, hem de bazı konularda fikirlerinizi almaya ziyaretinize gelmeyi çok istiyorum. Bu konuda geri dönüşünüzü bekliyorum :)

Çok sevgiler ve çok çok teşekkürler,

Deren :) 


12 Haziran 2012 Salı

SEVGİLİ EFE CONKER'İN YAPIMLAB İLE İLGİLİ PAYLAŞIMI

Merhaba Sevgili Dostlar,
Son 1 yıldır YAPIMLAB'da aralıksız eğitim alan Efe Conker birkaç gün önce benimle deneyimleri ile bir paylaşımda bulundu... Bunu YAPIMLAB'ın blogunda ve facebook sayfasında paylaşmamı rica etti...
Ben de sizlerle paylaşıyorum... Çok kısa bir zamanda Efe'nin filmlerini de buradan duyurmayı diliyorum...
Hepinize güzel bir gün dilerim...



Yapımlab Hakkında

Yaklaşık bir senedir Zeynep Hanımdan ders alıyorum. Geçtiğimiz ağustostan beri üçüncü yapımlab atölyesini bitirmek üzereyim. Öncelikle “proje projelendirme” daha sonra “senaryo” şimdi ise “temel yapımcılık“ dersleri aldım. Oğlum sen yönetmen adamsın, ne işin var yapımcılık dersinde diyen büyüklerime ve arkadaşlarıma bu soruyu sormalarında hak veriyorum. Ne işim var anlatayım:
Uzun metraj yönetmen adayı olarak yaşadığım ülkede, yapımcı olarak uluslararası alanda tanınmış, öğrendiği bilgileri paylaşan, istediğim zaman ulaşabildiğim kaç tane yapımcı var diye kendime sordum ve çok geçmeden kendimi Yapımlab’de buldum. Öğrencileri her yaştan ve sanat sektöründe deneyim kazanmış insanlardan oluşan, karşılanabilir fiyatlarda ders veren Yapımlab’i samimi ve içten kılıyor. Dersler ilk başladığında “Ya ben zaten bunları biliyorum” dedim ve çok geçmeden ne kadar eksik ve yanlış bildiğimi fark ettim. Projeme ne kadar objektif olamadığımın farkına vardım. Aldığım yapımcılık dersleri, öğrettikleri ile sadece yapımcılık değil, aynı zamanda hayata karşı ayaklarımın yere daha da sağlam basmasını sağladı. Rüyalar ülkesinden gerçek hayata döndüm. Bunu da hedef belirlemenin ve strateji kurmanın ne demek olduğunun gerçekten öğretilince fark ettim. Hedef belirlemenin ve doğru strateji kurmanın önemini rönesans tabloları üzerinden analiz ederken kendimi İtalya'da sanat okulunda gibi hissettim. Zeynep Hanım'ın eleştirilerini her birimize rahat ve incitmeden yapması ve bunun yanı sıra bütün öğrencileri ile bir aile havasında, arkadaşça iletişim kurması, her projeyi kendi projesi gibi takip etmesi özelliklerinden dolayı da kendime çok yakın buldum.
Daha fazla Yapımlab'in eğitim programından bahsetmeden ve içindeki güzel macerayı kendinizin keşfetmenizi diliyorum.

Efe Conker

5 Haziran 2012 Salı

YEFA ÖDÜLLERİ-1.YEŞİLÇAM FİLM AKADEMİSİ ÖDÜLLERİ

Merhaba Sevgili Dostlar,
Bugün size kısaca dün akşam yapılan YEFA yani 1. Yeşilçam Film Akademisi Ödülleri'nden bahsetmek istiyorum.
Sinemamızın artık bir 'film akademisi' var... Bu henüz yeni doğmuş bir bebek... 
Çıkış noktası öncelikle, adil ve şeffaf oylama sistemi olsun ve bu sistem kendini oylayabilsin diye başladı...
Herkes bilir oylama sisteminin adaleti hep tartışılan bir konudur. Bu nedenle internet dünyasının bize sunduğu en önemli hizmetleri devreye sokularak 'adil bir oylama' sistemi oluşturuldu. Dünyada gelişmiş ülkelerde ne yapılıyorsa, aynısı e-kolay tarafından gerçekleştirildi ve 'iyi çalışır' bir sistem yaratıldı.
Bu yıl ilk yıl olduğundan, meslek birliği üyeleri, sendika ve dernek üyelerinden oluşan 1000 kişiye şifre gönderildi ve oylama yapıldı. Oylamayı tamamladığınız anda şifreler bu yıllık kapandı.


Dolayısıyla Akademi'nin kuruluşu ilan edildi ve ilk toplantısı 6 Haziran'da yapılacak.


Dün geceden 'Bir Zamanlar Anadolu'da' 9 ödül ile ayrıldı... Adayların maalesef hiçbiri salonda olmadığından 8 kez sahneye çıktım... 9. çıkışım kendim için çıkışım oldu 'en iyi film' ödülü için...






Gecenin aksaklıklarına gelince... Evet ciddi bir organizasyon sorunu vardı... Önümüzdeki yıllarda bunun en iyi olması için kolları fazlasıyla sıvayacağız... Ama bunların hiçbirinin önemi yok... Çünkü en önemli şey olan OYLAMA sistemi son derece iyi organize edilmişti... Adaletli, şeffaf bir sistem olması çok çok önemliydi.. Bu başarıldı... Mutluyum, umutluyum...


Bu sistemin getirdiği ödüllerden ise gurur duyuyorum:)

4 Haziran 2012 Pazartesi

BU YAZ NELER YAPMALI? 'YAZ'I DEĞERLENDİRMEK

Sevgili Dostlar,
Yaz görünür görünmez 'tatile ne zaman gidelim' fikrini oldum olası hiç sevmedim... Benim için tatil, hiçbir zaman deniz kıyısında herkes ile güneşlenmek, ailemin yazlık evinde yaşamak, herkes ile aynı yerlerde eğlenmek, denize girmek olmadı. Bunu, sadece birkaç günlük molalar olarak gördüm... Benim için tatil,yeni keşifler, yeni bilgiler oldu hep... Beni tanıyanlar bilir, her yaz ve kış çeşitli zamanlarda farklı deneyimler yaşamak için 'farklı' bilgi alabileceğim dersler, kurslar, etkinliklere katıldım... Bunun skalası oldukça farklı oldu... Şöyle ki, bazen dans atölyelerine bazen bir 'sanat tarihi' dersine, bazende yurtiçinde sadece tiyatro izlemeye... Yurtdışına da bu mutlaka bir amaç çerçevesinde gidip, gitmişken o şehri de tanımayı tercih ettim... Ya da bazı yazlar, mesleki anlamada eksikliklerimi görüp onları toparlamak için çalıştım... Çalışmadan hiçbirşeyin olamayacağına inananlardanım... Bunun için yüksek ekonomik yatırımlarım olmadı... Çünkü bu yazdığım tercihlerim için bazı minik şeylerden vazgeçtim... Bazen bir kitap, bazen bir seminer, bazen sadece evimde kitapları başka bir konu için yeniden gözden geçirmek çok işime yaradı... Reklam sektöründen sinema alanına geçtiğim  yıllarda, sinema eğitimi almış olmama rağmen, herşeyi yeniden gözden geçirmem ve pratikte nasıl işeldeiğini anlamak ve üretim yapacağım alanı anlamak için  oldukça yoğun bir şekilde eğitimler almıştım... Bu arada yabancı dil konusunda eksiği olanlar için, mutlaka geliştirmek gerekliliğini hatırlatmak isterim...


Şimdi, karar sizin... 


Bu yaz için kendinize hedefler koyun... Mesleki alanda kendinizi geliştirecek hedefler koyun... Bu hikayeyi geliştireceğim, teknik bilgilerimi geliştireceğim, sektör ile ilgili  gelişmelerden haberdar olacağım... 'Kendi alanım olmasa bile şu alanı da öğrenip, kendi alanımda nasıl kullanırım' gibi bilgi ve deneyimler size daha kendinize güvenli kış süreci hazırlayacaktır. Hatta kışın o karanlık günlerini, aydınlık bir hedef doğrultusunda, hedefe daha yaklaşmış olarak geçirebilirsiniz... Ve belki de gelecek yaz sadece 'kendi' işinizi üretecek bir hazırlık içinde olursunuz...




Bunu neden mi yazdım? Çünkü zaman farketmeden akıp gidiyor... 


Unutmayın ki, 'her tercih bir vazgeçiştir'... 


Herkese iyi haftalar...

2 Haziran 2012 Cumartesi

PROJENİZE NE KADAR OBJEKTİFSİNİZ?

Sevgili Dostlar, geçtiğimiz aylarda yayınladığım bir yazımı tekrar sizlerle paylaşıyorum... Son dönemde yine  elindeki sinema projesi fikrine sıkı sıkı tutunmuş ve 'mucize ' bekleyen o kadar çok  kişi ile karşılaşıyorum ki... Oysa Sinema alanında yol alabilmek için bilgi+deneyim esastır. Aslında bana göre sinemacı olabilmek, dünyanın tüm diğer mesleklerinden ayrıcalıklı ve bir o kadar da zor bir meslek... Bu nedenle, herkes sinemacı olabilmenin ve 'ünlü' olabilmenin yolunu bir 'mucize' ye bağlıyor... Ben bugünlerde 'mucize'nin  kişini kendini doğru değerlendirebilmesi olarak görüyorum. Eğer bilgi dağarcığınıza her gün birey katmayı, bir günden diğerine 'hayatınızda'ki ilerlemeleri göremiyorsanız, mucizeye yaklaşmanız o kadar zordur. Bu arada, keşfedilmeyi bekleyen her 'senaryo' ya da 'film projesi'nin, önce sahibi tarafından 'objektif' olarak değerlendirebilmesi sizi beklediğiniz o 'mucizevi' sanılan günlere daha çok yaklaştıracaktır. Sinema projesinin gerçekleşmesi için 'projenizin keşfedilmesi' bir piyango bileti almak değildir. Kişi kendini geliştirerek, bilgisini arttırarak ve sabırla öğrenerek istediklerine ulaşabilir...


Başlıktan anlayacağınız üzere, sinema filmi projelerinde, projesini 'kağıt üzerinde' çocuğu gibi gören ve hiçbir yerine dokunmaya kıyamayan, eleştiriye açık olmayanlar ve sorunu sadece 'para bulamamak' olarak algılayanların çoğunlukta olduğu bir ortamın varlığından çoğu kez bahsediyorum.

Dünyada sinemada yönetmen veya senaryo yazarlığı yapmak isteyenler, 2 yoldan hedeflerine ulaşıyorlar. Bunlardan bir tanesi, sektörde en alt kademeden başlayarak çalışmak ve mutfağı öğrenmek, diğeri ise usta-çırak ilişkisi içerisinde olmaktır. Elbette bu süreçler öğrenildikten sonra kendini ortaya koyacak bir 'üretim' yapması da önemli şartlardan birini oluşturur. Elbette arada istisnalar vardır ama bu oran oldukça düşük bir orandır.

Türkiye'de ise, bu istisnai grubu temsil eden düşük oran, 'iyimser' bir tavır ile ele alınıp, bir anda 'yönetmen', 'senaryo yazarı' olduklarına inanıp, projeleri ile 'yapımcı' yani onlara göre 'yapımcı=para' anlamına geldiği için, projesindeki ilerleyememe sorununu buna bağlı olduğu düşünülüyor.

Dünyada sorunun iki farklı odak noktası elbette vardır. Ama önce iç odaklı sorunlara bakmak gerekir.

Proje sahibinin kendisi için bakması gereken iç odaklı sorular:
-Projemin güçlü ve zayıf yanları nelerdir?
-Bu projeyi gerçekleştirebilmek için yeterli bilgi ve deneyime sahip miyim?
-Projem ile ilgili beklentilerim gerçekçi mi?
-Bir başkasından yatırım yapmasını isteyeceğim, bu noktada projem her şeyi ile tamam mı?
-Kendime gerçekten güveniyor muyum?
-Projeme güveniyor muyum?
-Bu projeyi sunduğum yapımcı/yatırımcı, bu projeyi kabul etmezse neler kaybeder? Ya da hiçbir şey kaybetmez mi?

Bu sorular proje sahibinin kendine sorması gereken sorulardır. Genellikle 'suni' bir özgüvenle bu projeyi satma işine girmek için, projenin sorunlu tarafları görmezden gelinir. Belki de 'fikir' den gerçekten iyi bir proje çıkabilecekken, 'proje', 'üzerine titrenen çocuk' muamelesi görür ve ilerleyemez...

Bir projenin sağlıklı ilerleyebilmesi için, proje sahibinin hem kendini, hem de projesini gerçekçi bir değerlendirme ile değerlendirmesi gerekmektedir.

'Şu proje bunu yaptı, ben niye yapamıyorum' diye düşünenler, 'çok şanssızım' diye düşünenler, önce gerçekten sektör dinamiklerini öğrenmeli, bilgilerini geliştirmeli, plan-program yapabilmeli, kendilerini geliştirebilmeli ve projelerini en çok eleştiren yine 'kendileri' olmalıdır.

Sorunu dış odaklı görenler ise, önce 'dış odaklı' soruyu anlayabilmelidirler. Yani kulaktan dolma bilgiler ile değil, bunu gerçek deneyimlerle görebilmelidirler. Benim atölyelerimde bazen şöyle sohbetler olur: 'hocam piyasada bu durum böyle ilerliyor......vs', ben de soruyu sorana 'bu bilgiyi nereden aldın?' diye sorduğumda 'arkadaşımdan duydum' diye bir cevap alırım... Bu en kötü durumlardan biridir. 'Kulaktan dolma bilgi' ile strateji belirlemek, en kötü durumlardan biridir. Zira, 'kulaktan kulağa oyunu' bu konuya çok güzel bir örnektir. Unutmayın ki 'o deneyim'i dinleyip, inanıyorsunuz ama 'orada' değildiniz... Size aktarılan 'bilgi' aslında bir 'bilgi' değil, 'deneyimleyenin yorumu'... Buna göre mi yol haritanızı çizeceksiniz...

Projesine çocuğu gibi bakanlar için son birkaç söz:

Çocuğu olanlar bilir, çocuğunuzun gelişmesi gereken yanlarıyla ne kadar erken tanışılırsa, sorunlar o kadar hızlı çözülür. Zira, çocuğunuz birey olarak topluma karıştığı zaman O'nun iyiliği için bazı gerçekleri görmeniz gerekir. Projelerinize de böyle bakmalısınız. Yani; onun gelişmesi gereken yanlarını duymaya, eleştiri almaya açık olmalısınız. Tüm geri bildirimlere verecek bir cevabınız olabilir, olmayabilir ama her 'eleştirinin', en saçma gibi duranın bile gelişime çok faydalı olduğunu göreceksiniz...

Bunun için projeleriniz ile, ortak yapım fonlarına ya da toplantılarına katılmak, atölyelerde analitik çalışmalara yapmak, kamusal fonlara(kültür bakanlığı vb...) başvurmak çok faydalı yöntemlerdir. Projenize gerçekçi olarak bakmanızı sağlar. Hatta benim önerim sırf bu deneyim için 'pilot' proje hazırlamak ve süreçleri deneyimlemektir.

Çocuğunuzun (Projenizin) anne-baba evinden çıkma zamanı gelip geçiyor olabilir... Bu nedenle, projelerinizi hatta kendinizi bir proje olarak görüyorsanız kendinizi 'ego' sorunlarını bırakıp, deneyimlerin ortasına atmanızın tam zamanı...



1 Haziran 2012 Cuma

EĞİTİM+STAJ ÇALIŞMASINDA NELER VAR?

Merhaba Sevgili Dostlar,


Dün burada yazdığım kısa dönem eğitim+Staj çalışması ile ilgili yoğun talep var. Bu noktada sorulan bazı sorulara açıklık getirmek istiyorum.


Öncelikle eğitim:


- Eğitimin süresi : 
 haftada 3 saat toplam 12 saat 
 bunun yanısıra 4 saat 'kişiye özel' uygulama çalışmaları
Haziran ayında ilk dönem başlayacaktır. Temmuz ve Ağustos için sınıf açılması planlanmaktadır.


-Eğitimde işlenecek konular:
Film yapımının aşamaları, görev ve rollerin dağılımı, yapım kavramları,proje dosyası hazırlama, hazırlık-çekim-post prodüksiyon aşamalarının tanıtılması, saha çalışması için bilinmesi gerekenler...


-Eğitim'in amacı:
Sinemada profesyonelleşmek isteyen kişilerin kendi yeteneklerine göre kariyerlerini ve ilerlemek istedikleri alanı anlamalarını sağlayarak, stajını bu konu üzerinde yapmasının sağlanmasıdır. 




STAJ KONUSU:


Eğitime katılanlar, bu çalışmalar sırasında staj çalışmalarına da başlayacaklardır. İlk haftadan sonra birebir görüşmeler yapılarak, doğru işe yönlendirilmeleri ve  staj süresince takipleri yapılacaktır.


Staj süresinin sonunda, kendilerine staj yaptıklarına dair bir belge ve içinde kişisel özellikleri ve çalışmalarından bahseden bir referans mektubu verilecektir.


BURS :


Bu çalışma için daha önceden referanslı 5 öğrenci burslu olarak kabul edilmiştir. Bu çalışma için yeni burs verilmeyecektir.




YAPIMLAB-STAJ ÖĞRENCİSİ İLİŞKİSİ :


Bu stajı tamamlayan öğrenciler, YAPIMLAB'lı olurlar ve YAPIMLAB iletişim ağında yer alırlar. Bu iletişim ağında olmak, güncel sektörel haberlerden haberdar olmanın ötesinde, çeşitli zamanlarda Zeynofilm , YAPIMLAB dışında sektörde çeşitli işlerden daha erken haberdar olmalarını ve başvuru yapabilmelerini sağlar.


YAPIMLAB'da kazanacakları bilgi ve deneyim sektörde her zaman işlerine yarayacaktır. 


ZEYNO FİLM son 2 yıldır ekibi sadece YAPIMLAB öğrencilerinden oluşturmaktadır. Bunun yanısıra YAPIMLAB'lı öğrenciler, sektörde saygın şirketlerde çalışma olanağı bulmaktadırlar.


KAYIT:


-Kayıt için 0 212 2524556 -Ayşegül Yeşim
-Kayıt ücreti için kredi kartı ile ödeme yapabilirsiniz.