HOŞGELDİNİZ

Yapım Laboratuvarı : Yapımcılık ile ilgili bilmek istediğiniz herşey...Zeynep Özbatur Atakan'ın gözlemleri, deneyimleri, paylaştıkları...

28 Mayıs 2013 Salı

SENARYONUZU BİR ADIM DAHA ÖNE ÇIKARMAK İÇİN ÖNERİLER:

Merhaba Sevgili Dostlar,
'Senaryom var okur musunuz?' pek çok yapımcının duyduğu bir soru... Ben kendi adıma, bazı referanslara bakarak karar veriyorum. Herkesin yöntemi farklı. Ben burada bir 'yapımcı' gözü ile önerilerimi dile getireceğim.

Aslında salt 'fikir+senaryo' bazlı bir yapım modeli ve yapımcı ile bu paylaşım yapılıyorsa, mutlaka o yapımcının da kriterleri vardır. Ama o zaman da, ilk yazım senaryonuzu, birine okutmadan önce ne kadar süzgecinizden geçirdiğinizi düşünmeniz gerek.

İlk kez bir senaryo yazdınız ve bunu paylaşmak ve bir adım daha ileri gitmek istiyorsanız, bir fona başvuru yapmadan veya  bir yapımcı, yönetmen ile buluşturmadan önce şu kontrol listesi ile gözden geçirin:


1- Formatının doğru olduğundan emin olun:

Genellikle, sinema filmi senaryoları, tv dizisi formatında geliyor. Bu nedenle bu konuyu araştırın ve doğru formatı kullanın.

2-İyi bir sinopsis ve tretman oluşturun. Gerekirse bunları da sunum dosyanıza ekleyin:

Filmin fikrini ve yapısını iyi anlatan bir sinopsis ve filmin içindeki olay örgüsü, karakterlerin ortaya çıktığı iyi bir tretman, sunumunuzu güçlendirir.

3-Senaryo eğitimi durumunuzu gözden geçirin:

Senaryo yazmak, öğrenilen ve eğitim alınması gereken bir eylemdir. Senaryo yazarı olarak doğulmaz. 
Bilgi ve deneyim ile iyi senaryolar yazılabilir. Bunun için internetten, kitaplardan, senaryo atölyelerinden ya da varsa profesyonel senaryo yazarı arkadaşlarınızla paylaşımlarda bulunarak faydalanabilirsiniz. Bir senaryo örneği bulup, olayları ve diyalogları buna benzetmeye çalışarak çıkarılan işler 'profeyonel senaryo' değeri taşımaz.

4-İlk yazımdan sonra 'size göre' senaryonuzun güçlü ve zayıf yönlerini objektif olarak değerlendirmeye çalışın:

Senaryonuzun ilk yazımını tamamladıktan sonra, kendinize objektif olarak analiz yapın. Bunun için kısa bir süre senaryonuzu okumayın ve sonra yeniden okuyun. Güçlü bulduğunuz yanları, zayıf bulduğunuz yanları bulmaya çalışın. Bu konuda, güvendiğiniz buna zaman ayıracak bir, sinemadan anlayan bir dostunuzdan yardım isteyin. 

5- Hedef ve beklentilerinizi netleştirin, gerçekçi olun:

Bu senaryoyu neden yazdınız? Hedefiniz sektörde sağlam bir yer edinerek, yaptığınız işin hayata geçerek size belli bir zaman diliminde maddi ve manevi geri dönmesi, bir adım sonraki işinize yol açması mı? Yoksa bu 'hayatınızın hikayesi' bununla hem ödül, hem para, hem şöhret kazanmak istiyorsunuz? Ya da, bu noktada bir deneme yaptınız, sonuçları görerek mi karar vereceksiniz?

Bunun gibi pek çok gerekçe çıkabilir... Gerçekten sizi 'senaryo yazmak' konusunda harekete geçiren nedir? Bunu hangi temeller üzerine oturtuyorsunuz?

Bunu bilmek, her anlamda yolunuza ışık tutacaktır.

6- Senaryonuzu sunmadan, kendinizi iyi hazırlayın

4 ve 5. Maddelerde yazdığım üzere, yapacağınız 'iç odaklı' çalışma ile hem kendinizin, hem senaryonuzun 'güçlü' yanlarına odaklanın. Bununla beraber gerçekçi hedef ve beklentilerinizin farkında olun. Bu sizin toplantınıza büyük yararlar sağlayacaktır.Senaryonuza hakim olun.Ödün verebileceğiniz ya da veremeyeceğiniz alanların farkında olun.

7-Toplantınızdan önce, toplantı yapacağınız kişi hakkında doğru bilgi sahibi olun:

Toplantı yapacağınız kişi ile ilgili bilgi sahibi olun. Günümüzde internetten, özellikle sinema sektöründe çalışan ve üreten birisi için bilgi toplanabiliyor.
Bu konuda, konuşacağınız kişiyi tanımak, size güç katacaktır. Böylece ortak alanlarınız varsa daha hızlı keşfetmiş olursunuz. Sizinle görüşen kişinin de aynı şekilde siz gelmeden, sizinle ilgili bilgi sahibi olup olmaması önemlidir. Bunun da sizin kriterleriniz açısından bir önemi olmalı.

8-Senaryonuzu mutlaka kendi üzerinize tescil ettirin:

Senaryonuzu kendi üzerinize tescil ettirmeden, herhangi bir paylaşımda bulunmak profesyonel bir yaklaşım değildir. Bu konuda, kendi üzerinize sinopsis aşamasından itibaren tescil ettirin.


Bu kendi kendinize uygulayabileceğiniz metodu, ilk senaryosunu yazan ya da yazmak isteyen, senaryosunu her gün bir yerlere e-posta ile gönderen ve yapımcı arayan tüm arkadaşlara öneririm.

Bu 7 öneriyi başlangıç aşaması için öneriyorum. Devamında yeni öneriler yazacağım.

Herkese güzel bir gün dilerim.




İLK KISA FİLMİ ÇEKECECEK OLANLAR İÇİN...

Merhaba Sevgili Dostlar,

Yaz ayları ile birlikte , önümüzdeki günlerde ilk kısa filmini çekecek olan arkadaşlarımızla naçizane görüşlerimi ve önerilerimi paylaşmak istiyorum. Kısa film çekmek, dünyanın en zevkli ve heyecanlı işlerinden biridir. Bunun tadını çıkararak yaşamak ve öğrenmek sizi hem motive edecek, hem de çok değerli deneyimler kazandıracaktır. Unutmayın ki 'ilk' kez film çekeceksiniz, herşeyi ile size ait bir iş olacak. Bu işe başlarken, deneyimli , az deneyimli ya da deneyimsiz olabilirsiniz. Bunun önemi sadece, yapmak istediğiniz iş ile sizin deneyimleriniz arasındaki ilişki de var. Yani, ilk yapacağınız işin çıtasını 'deneyim' durumunuza göre oluşturun. Yani YAPIMLAB'ın  atölyelerinde, özümsenmiş bir kavram olan 'hedef bulma' kavramını burada da uygulamak. Projenizin ve sizin deneyimlerinize göre doğru bir 'hedef' koymalı ve buna uygun 'amaçlar' ve 'strateji' oluşturmalısınız.

Bu arada çok yapılan yanlışlardan bir tanesi 'hedef ve amaç' arasındaki farkları anlayamamaktan doğan sorunlardır. Sinema sektöründe hedef, mutlaka erişilebilir,ölçülebilir, zamanla bağlantılı somut ifadeler içermesi gerekirken, amaç o işe uygun ve olumlu istekleri idafe eder, 'festivallere katılmak, ödül almak, uzun metrajlı ilk filmi çekmek, ikinci-üçüncü kısa filmi çekmek vs...' gibi.
Ve bu hedef ve amaçlar doğrultusunda stratejik bir yol haritası çıkarmak ta işin en önemli bölümlerinden biridir.

Bu planlama çalışması, sizi daha sağlıklı sonuçlara götürecek ve hedeflerinize ulaşmanızı sağlayacaktır.

Öneriler listesine gelince, burada sizlerle ilk aşamada kullanacağınız bir 'kontrol listesi' vereceğim. Süreç ilerledikçe, bu kontrol listesi farkındalığınızı arttıracağı için, projenize uygun yeni maddeler ekleyebilirsiniz.

İLK FİLM İÇİN KONTROL LİSTESİ:

- Senaryo hakimiyeti :

Bu konu senaryonun son haline, herhangi bir eksiğinin olup olmadığının kontrolünün yapılmasıdır.Kısa film çekmek, sadece görüntüleri kameraya kaydedip, hızla kurgulamak değildir. Bu anlamda senaryonuzu sorgulayan bir bakış açısı geliştirin.


-Çekim Senaryosu :

Çekim senaryonuzu hazırlayın. Bu çalışmayı yaparken teknik bilgilerinizi gözden geçirin ve iş programı hazırlayın.

-Teknik Bilgi ve yeterlilik :

Çekim ve post prodüksiyon şartlarını ve buna bağlantılı olarak teknik bilgilerinizi kontrol edin. Yeterli ve yetersiz olduğunuz yerleri bulun. Bilginizin yeterli olduğu sınırlarları bilin. Yetersiz olduğunuz konuları araştırın ve öğrenin. Her detayı sorun ve teknik hakimiyetinizi arttırın.

- Güveneceğiniz bir ekip kurun:

İşlevsel bir ekip oluşturun. Arkadaşlarınız ile imece usulu bir çalışma yapacaksanız bile rol ve soumlulukları net bir şekilde belirleyin. Ve Yönetmen olarak her zaman artistik ve son kararı verin.

- Sizi anlayacak ve size teslim olacak oyuncularla çalışın :

Çok ünlü ve zamanı kısıtlı bir oyuncu ile çalışmak, size yarardan çok zarar getirebilir.Oysa ilk kısa filminizde oyuncularla çalıştığınızda filminiz tamamlandığında 'oyuncu yönetimi' en önemli değerlendirme kriterlerinden biri olacak ve set zamanı yaşanan sıkıntıları filmi izleyenler anlayamayacaklardır. Dolayısıyla zaman sorunu olmayan, sizin gibi kariyerinin başlangıcında olan oyuncularla çalışmayı tercih edebilirsiniz.

-Deneyimlerinizi gözden geçirin:

Uzun yıllar yönetmen yardımcısı, sanat yöentemeni ya da yapım alanında setlarde pratik yapanlar için çok fazla birşey söyleyemeyeceğim. Zira onlar, tüm deneyimlerini en iyi şekilde aktaracaklardır. Ama bu tip deneyimi olmayan, bu konuda teorik ya da pratik bir çalışma yapmamış olanlar, daha çok araştırıp, daha ufak alanlarda üretmeye başlamalılar. Zira, o iş bittiğinde, onlarda deneyimli olmaya başlayacaklar.


-Biyografi okuyun:

Önemli yönetmenlerin bu işe nasıl başladıklarını ve deneyimlerini okuyun. İstisnalar dışında çoğunun, onları bilmemize neden olan  çok büyük başarıları ilk filşmleriylekazanmadığını ama bir sonraki işi yapacak önemli 'başarılar' kazandıklarını ama sağlam bir yolda yürüdüklerini ve hedeflerine, amaçlarına ulaştıklarını göreceksiniz. Siz o istisnalardan biri olabilirsiniz ama buna siz değil filminiz bittiğinde izleyenler karar vereceğinden, küçük ama sağlam adımlarla, ulaşılabilir hedeflere ilerlemeniz çok önemlidir.


İlk kısa filmini çekecek tüm arkadaşlara, bu yolculuklarında başarılar diliyorum... Filmlerini heyecanla bekliyorum...



25 Mayıs 2013 Cumartesi

2013 CANNES - CRİTICS'S WEEK KAZANAN FİLM SALVO

Merhaba Dostlar,
Herkese iyi pazarlar... Bildiğiniz üzere Cannes Film Festivali bu akşam kapanıyor. Sonuçları ben de merak ediyorum. Eğer sinema sektöründe kariyer planlarınız varsa, bu ödül törenini mutlaka izleyeceksiniz. Ben bu yıl işlerim nedeni ile Cannes'a gidemesem de, teknoloji sayesinde, tüm kırmızı halı seremonilerini, basın toplantılarını, photo call seanslarını izledim. Benim için yine çok yararlı oldu... Bu tip takipleri yapabilmek artık çok daha kolay... Eskiden sadece ve sadece yerinde takip edebilirken, şimdi önemli gelişmeleri sanal ortamda izleyebiliyoruz. 

Elbette orada olup, filmleri de izlemek en mükemmeli olurdu ama bu da oldukça yararlı ve atmosfer hakkında size çok değerli fikirler verebiliyor. Nisan ayından beri tüm öğrencilerime bu takibi yapmalarının yararlı olacağını söylüyorum, hatta derslerde yorumlamalarla geçen bir bölüm yapıyoruz. 

Critic's week, Cannes'ın bağımsız bölümlerinden birisi... İlk ve ikinci filmleri kabul ediyor. Dolayısıyla, o bölüm, benim her yıl çok fazla ilgimi çeken bölümlerden biri.. Dünyada ilk veya ikinci filmini çekmiş kariyerinin başındaki yönetmenleri izlemekten  büyük zevk alıyorum.

Bağımsız bölümlerin sonuçları, resmi yarışma sonuçlarından 1 gün önce açıklanır. Dün Cannes'dan ilk haber Critic's Week'ten geldi. 

Bu yıl 2 yönetmenli bir film kazandı. 
yönetmenler ödülü alırken

Senaryo ve Yönetmenliğini Fabio Grassadonia ve Antonio Piazza'nın yaptığı SALVO isimli film kazandı. Yönetmenler daha önce yaptıkları RITA isimli kısa filmle tanınıyorlar. 

Bundan sonraki işleri nasıl olacak, ben de merak ediyorum. Şimdi merak ettiğimiz yönetmenler listesine yenisi eklenmiş oldu. 
Fabio Grassadonia & Antonio Piazza





Ben de sizler için konusu ile ilgili Lee Marshall tarafından yazılmış bir yazıyı,
Murat Güneş'in çeviriyle paylaşmak istedim.




SALVO*

Yönetmen / Senaryo: Fabio Grassadonia & Antonio Piazza. İtalya-Fransa. 2013 – 109 dk.

Fabio Grassadonia ve Antonio Piazza'nın ilk uzun metraj ortaklıkları Salvo'da değişimi tetikleyen, bir mafya tetikçisinin kurbanlarından birinin kör kız kardeşiyle buluşması oluyor. Paolo Sorrentino'nun The Consequences of Love'ı ve Leonardo Di Costanzo'nun yakın tarihli The Interval'ı gibi, Salvo da kaçınılmaz biçimde kaderine mahkum bir kadın-erkek uzlaşmasını dışarıdaki şiddet ve acının karşısına koymakla yabani kaosun ortasında insanlığa dair bir hak talebinde bulunarak, hatta bir tür mistik kurtuluşun peşinde koşarak gangster öyküsü türüne dair beklentilerimizi zorluyor. Film bunu tutku ve yoğunlukla, ikna edici bir şekilde yapıyor olsa da, karakterler daha derin olsa ve filmin bütününe bir uzatılmışlık hissi hakim olmasaydı etkinliği çok daha yüksek olurdu.

Salvo, ortak yönetmenlerin benzer bir hikayeyi çok daha genç protagonistlerle anlattıkları Rita adlı kısa filmlerinin yeniden ele alınmış hali. Kör bir kızın “bakış açısı”nı kullanmasıyla Rita kadar izlenimci bir film olan Salvo, Palermo'nun sıcak ve klostrofobik odaları, derme çatma deniz kıyısı evleri, karanlık bodrumları, mafya kontrolündeki sokakları ve yıkılmaya yüz tutmuş fabrikalarında geçiyor, ve filmi en güçlü yönlerini yönetmenlerin bu bunaltıcı atmosferi kontrol edişleri, ve resmettikleri rayından çıkmış dünyaya dair vizyonları teşkil ediyor. Bu güçlü vizyonun filme anlatısal eksikliklerine rağmen İtalya dışında birkaç arthouse gösterim imkanı sağlaması olası. 

Araba radyosunda duyduğumuz haberler bize Palermo'da yazın en sıcak günlerinin ortasında olduğumuzu bildiriyor; Salvo'yu (Bakri) ve hesabına çalıştığı güçlü ama yaşamından usanmış eski mafya patronu Pupella'yı patrona yapılan bir suikast girişimini atlatmaya çalışırken görüyoruz. Acemice düzenlenmiş girişimin emrini verenin peşine düşen Salvo, adamın denize nazır evine girdiğinde kovalamacanın adrenalin dozu azalıyor, ve Salvo evin içinde sessiz adımlarla yürüyerek rakip mafya patronunun bodrumda para saymakta olan kör kızı Rita (Serraiocco) ile karşılaştığında film varoluşsal gizem türüne doğru adım atıyor.

İkili kendini evin içinde heyecan dolu bir nevi ağır çekim kovalamacanın içinde buluyor; bu kovalamaca aralarındaki ilişkinin nasıl gelişeceğine dair bir önsezi yaratıyor. Filmin neredeyse hiç diyalog içermeyen bu ilk 20 dakikalık son derece sürükleyici kısmında ışığın, görüntü dışı gürültülerin ve kamera bakış açısının kullanımı gerçekten etkileyici.

Bu noktada sert adam Salvo ve hayatını bağışladığında görme yeteneğini yavaş yavaş geri kazanmaya başlayan kör genç kadınla ilgili her ikisinin de kendilerince birer kurban, kirli bir oyunun piyonları oldukları dışında çok az şey bilmemiz bir sorun teşkil etmiyor (bununla birlikte, Salvo'nun çoğu mafya zengini gibi sefalet içinde yaşayan patronu bile onun bu organize suç oyunundaki rolünün baskısı altında gözüküyor).

Fakat senaryonun saikler ve öykülerin arka planlarıyla ilgilenmemesi, hikaye dolambaçlı yollara girdikçe ve izleyici hikayeden burada ve şimdi olup biten dışında çok da bir şey alamayacağını fark ettikçe sorun teşkil etmeye başlıyor. Erkek kardeşinin işini bitirdikten sonra Salvo küplere binmiş, çaresiz Rita'yı uzaktaki bir beton fabrikasında bir oraya kilitliyor, ve tedbirli bir şekilde bir kuru temizlemecinin üst katındaki köhne kiralık odasına dönüyor. 

Bu noktadaki soğuk ama bir yandan da komik olmanın eşiğindeki sahnelerin bazılarında, cadaloz bir anne iradesiz oğlunun (Lo Cascio) üzerinde zalimce bir baskı kuruyor. Salvo, adeta düşman topraklarından dönmüş bir asker gibi, artık ortama uyum sağlayamıyor; klanına geri dönüyor, fakat şüphe her yanını sarmalamış durumda. Sessiz ve dikkatli bir adam olan Salvo bunun farkına varacak kadar da akıllı.

Bu esnada, Salvo'nun beton fabrikasında mahsur kalmış durumdaki Rita ile ne yapacağını bilemeyen tek kişi olmadığını hissediyoruz. İnanılmaz bir kavga verdikten sonra Rita ile kendisini esir alan arasındaki buzlar eridiğinde ortaya çıkan durum, standart bir romantik komedinin üçüncü perdesindeki ani gevşemeyi andırıyor: senaryoda böyle yazılmış, dolayısıyla kabullenmek durumundayız.

Filmdeki imgelemin önemli bir kısmı sembolizme gebe: İtalyancada “Salvo” kelimesi aynı zamanda “ben kurtarırım” anlamına gelen bir fiil çekimine tekabül ediyor, ve el basma ritüelleri, Rita'nın avuçlarındaki yaralar gibi başka sembolik durumlar da söz konusu. Peki tetikçi Salvo bir kurtarıcı, bir keramet sahibi mi? Eğer bu soruyu sorduran karakterlere daha fazla bağlanabilseydik sorunun yanıtı çok daha ilginç olacaktı.

*Kaynak ve yazının orjinalini okumak için  :
http://www.screendaily.com/reviews/the-latest/salvo/5056226.article?blocktitle=Critics'-Week&contentID=40450

Çeviri : Murat Güneş

24 Mayıs 2013 Cuma

'BU FİKİRDEN ÇOK İYİ BİR FİLM OLUR' DEMEDEN ÖNCE...


Sevgili Dostlar,

Sinema sektöründe özellikle, film yazmak, yönetmek, yapımcılık yapmak isteyenler için dikkat edilmesi gereken birkaç konuyu yazdım. Ben kendi derslerimde bu sürece 'proje -projelendirme' diyorum. Aslında katılımcılarla biraz analitik çalıştığımızda oldukça ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor. Zira bu konu soyutluktan-somutluğa geçişin de önemli bir adımı...


FİKİRDEN PROJEYE GEÇERKEN...

Bir fikir bulmak, bir sinema projesi için güzel bir motivasyondur. Ancak, bu fikirden yola çıkarak yazılmış bir senaryo, ‘proje’ anlamına gelmez. Genellikle ‘senaryo’ sahibi olanlar ‘proje’lerinin olduğunu düşünürle oysa bir projenin var olduğundan söz edebilmek için pek çok bileşenin birararaya gelmesi gerekir.
Bu noktada dikkat edilmesi gereken unsurlar şöyledir:

  • Bulunan fikir’den yaratılmış taslak bir senaryo var mı?
  • Hedefler neler olabilir? 
  • Filmin hedef kitlesi kim? 
  • Yönetmen ve senaryo yazarı iş birliğine açık mı? 
  • Taslak bütçe ve finans planı, hedeflere uygun mu?
  • Yönetmen-Senaryo Yazarı-Yapımcı arasında beklenti birliği var mı?
  • Yönetmen-Senaryo Yazarı-Yapımcı hedefe uygun amaçlar ve stratejiler konusunda fikir birliği içindeler mi?

Bu soruların cevaplarını, ‘ama’, ‘fakat’ gibi kelimeler olmaksızın net ve açık bir şekilde verebiliyorsanız, projeniz ‘proje projelendirme’ için hazır demektir.

Proje projelendirirken, öncelikle başlangıçta bulmaya çalıştığınız hedef ile mesafenizi her aşamada kontrol etmelisiniz. 

Projenizin güçlü ve zayıf yanlarını objektif bir şekilde değerlendirip, finans planını gerçekleştirebilmek, yani filminize ‘nakit yatırım’ sağlayabilmek için, stratejiler belirlemeniz gerekir. Stratejinizi belirlerken, projenin güçlü ve zayıf yanlarının farkında olmak çok önemlidir.
Burada, önemli olan güçlü yanlarının ortaya çıkarılıp, zayıf yönlerinin farkında olduğunuzun ve gelişeceğinin sizin kontrolünüz altında olduğunu bilmenizdir.

Peki, güçlü ve zayıf yanlar nedir? 

Projenin gücünü ve zayıflıklarını şu unsurlar belirler:

-Yönetmen (Yönetmenin deneyimleri, kariyeri... Hiç film çekmemiş bir yönetmense referans çalışmaları...)
-Yapımcı (deneyimli mi... ilk kez mi film yapıyor?)

-Fikir+proje+Senaryo
(senaryo fikri güzel yansıtıyor mu, hedef ve beklentiler uygun mu?)
-Bütün bu unsurlar, üreteceğimiz ve pazarlayacağımız alanda nasıl bir yere oturuyor?
-Yatırım yapacak kurum, kuruluş ve şahısların, yatırımını nasıl çıkaracağının analizi...


Bu yukarıdaki sorularda bazı güçlü ve zayıf yanlar bulabilirsiniz. Örneğin, bir projenin senaryosu çok güçlü olabilir ama aynı kişinin bu filmi çekmek istemesi ve bu kişinin yönetmenlik deneyimleri bu güçlü senaryoyu taşıyamayacak güçteyse, bu projenin senaryosu güçlü ama yönetmenlik alanında daha zayif kalabilir. Yapımcı, bu zayif yanları fark edip, net bir şekilde ifade edebilmelidir.

Bana proje sunulduğunda (ki genellikle senaryo sunuyorlar) bu projenin en güçlü yanı sizce nedir diye sorduğumda, %80 oranında ‘benim yaratıcılığım’ cevabını alıyorum. Peki bu yaratıcılığını nasıl tarif ediyorsun, referansların nedir? diye sorduğumda, müthiş suni bir özgüvenle ‘referansım kendimim lütfen bana güvenin’ diyorlar. Hatta, sizin o kişiyi keşfetmemenizin kayıp olduğunu söylüyorlar...

Bunun gibi pek çok örnek verilebilir... Dolayısıyla, bir projenin temelinin sağlam atılması gerekir. Bu sağlamlık için ilk adım yukarıda olduğu gibi ‘proje’ kelimesinin içine giren her şeyi ameliyat masasına yatırmaktır.

Bir ‘fikir’ sahibiyseniz lütfen bu fikri geliştirin, hatta didik didik edin... En mükemmel nasıl anlatılacağını araştırın... Unutmayın ki, ‘fark yaratmak’ bu işin birinci koşuludur.

20 Mayıs 2013 Pazartesi

İLK FİLMİN YAPIMINI GERÇEKLEŞTİRKEN, FİNANSAL GERÇEKLERİNi OLUŞTURMAK VE PLANLAMAK

Merhaba Sevgili Dostlar,

Yaz aylarıyla birlikte ilk uzun ya da kısa veya belgesel olarak filmini çekecek pek çok arkadaşımız için göz ardı edilmemesi gereken, finansal konulardan bahsedeceğim.

İlk filmini çekecek bir yönetmen, büyük bir oranda filminin finansal sorumluluğunu da üstlenmiştir. Ama daha şanslı olup, kendilerine bir yol arkadaşı/ortak yapımcı bulanlar da dahil olmak üzere, filmin finansmanı ile ilgili birkaç konuya dikkat çekmek isterim. Zira filminize küçük ya da destek ararken bazı konuları göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü ilk filmini gerçekleştirecek, pek çok yeni yönetmen/yapımcı , işin doğası gereği filmin çekimlerine, oyuncu seçimine, teknik donanıma, ekibe odaklanacaktır. Halbuki, bu saydığımız tüm ögelerin hepsi, kendi sermayenizden bile olsa bir harcamadır ve bunun önceden planlanması gerekir.

Bu konu aslında 'finans planı' kavramının başlangıcıdır. Zira, bu kavramı iyi anlamanız filminizi doğru planlamanızı ve finansman konusunda önünüzü görmenizi sağlar ve finansman yaratma konusunda yaratıcılığınızı arttırarak, motivasyonunuzun olumlu gelişmesini sağlayacaktır.

İyi bir finans planı taslağı oluşturmak için :

-Senaryonuzu yapımcı gözüyle okuyun.
-Öz kaynaklarınızı da göz önüne alarak, filme harcayacağınız miktarı 'gerçekçi' olarak bulun.
-Bu giderleri nasıl karşılayacağınızı, zamanlamalarıyla birlikte madde madde yazın.
-Tüm giderleriniz 'nakit para' olarak bulmanız gerekmez. Bazıları 'servis sağlayıcı' yatırımı olabilir.
-Filminize en küçük ya da en büyük miktarda yatırım yapanlara, bunun karşılığında ne sağlayacağınızı gerçekçi olarak oluşturun ve paylaşın.
-Bu yatırımcılarla konuşurken dürüst ve gerçekçi olun. Unutmayın ki yatırımcılar sizin dürüst olup olmadığınızı anlayacak deneyime sahiptirler.
-Size yapılan hatırımın 'hibe', 'erteleme', 'sponsorluk' mu olacağı konusunda fikriniz olsun. Bunların hepsi farklı kavramlardır.
-Yatırıma karşılık 'ortaklık' teklif ediyorsanız, potansiyel ortağınıza 'gerçekçi ve dürüst' bir fizibilite oluşturun.
-Mutlaka sözleşme yapın.
-Herhangi bir kamu fonundan destek aldıysanız, imzaladığınız sözleşmeleri okuyun ve yükümlülüklerinizin farkında olun


Bu maddeler, sizin bir sinema profesyoneli olarak kalıcılığınızı ve
gücünüzü arttıracak, bir sonraki projenizde daha güçlü adımlar atmanızı sağlayacaktır.

Sinema sektöründe profesyonelleşmek isteyen herkes, alanı ne olursa olsun hedeflerini doğru koyarak ve doğru bir finans planı ile ilerlerse, bir sonraki işinde çok daha başarılı ve ileride olacaktır.




12 Mayıs 2013 Pazar

MOTİVASYON DÜŞÜREN KONULARLA BAŞA ÇIKMAK...


Merhaba Sevgili Dostlar,
Sizlere daha önce yazdığım bir konuyu biraz kez daha ele alarak yazacağım.
Zira zaman içerisinde bu  konu, her yaşta ve deneyim sürecinde karşımıza çıkıyor. 

Bugün hayatta enerji ve motivasyonumuzu düşüren konulardan bahsetmek istiyorum. Aslında bazen, 'yanlış etki' nin farkına varmadan hayatımızı nasıl zor hale getirdiğimizin farkında olamıyoruz...


Önce sözlük anlamlarına bakalım:


KIYASLAMAK : Karşılaştırmak, örneksemek, mukayese etmek
YARGILAMAK : Herhangi bir kimse, şey, konu vb.yle ilgili olumlu veya olumsuz görüş
                               belirtmek

Bu iki dil kalıbı birbirine benzer ve aslında sinema alanında üretim yapmak isteyenler için ciddi yanılgılar ve motivasyon kaybına neden olur...


Öncelikle gördüğüm en belirgin örnek; film yapmaya yeni başlayanlarda veya uzun süredir bir projesini gerçekleştirmek isteyenlerde olan bir durumdur. O da, gerçekçi olmayan kafasında yücelttiği kahramanlarla ya da mantık dışı hedefler ile kıyaslar... Bu da, o işe veya kişiye olan hayranlığından ötürü, kendini ortaya koyma cesaretini kırar. Bazen de 'o yapıyor, ben de yapacağım, yaparım gibi' suni bir özgüvene dönüşebilir...

Ya da tam tersi, 'o yapıyorsa ben de yapabilirim' inancıyla yapmaya çalışır. Kafasında 'kendisine göre' hiç bir sorun yoktur ama istediği sonucu alamayınca öfkeye kapılır.

Yargılar ise genellikle fikirlere dayanır. Burada kıyaslama devreye girer. Burada kiminle kendisini kıyasladığı önemli bir noktadır.

Birbirine benzeyen filmleri gördüğümüzde, bir örnekseme (kıyaslama) yaparak, yargı oluşturmuş oluruz. Burada söz konusu olan şey 'fikrin' nereden geldiğidir. Dolayısıyla bu kıyaslamayı ve yargıyı kendimize gerçekçi olarak yaparak, fark yaratacağımız konuyu iyi seçersek, güvenli ve motivasyonu yüksek bir durum yaratmış oluruz.

Bazen de bu yanlış kıyaslandığımızı, kendimize haksızlık edildiğini düşünürüz... Bunun sebebi ise, yarattığımız fark ya da değeri iyi anlatamamaktan geçiyor olabilir. Dolayısıyla, 'fark yaratmak' önemlidir.

Övgü ya da yergi'nin hepsi yargıları oluşturur... Bu noktada kendimizin güçlü ve zayıf yanlarını iyi tanımlama özelliğine sahip olmalıyız.

Her filmin ayrı bir yolculuğu vardır. Elma ve armut birbirinden nasıl farklıysa, hiçbir insan başka bir insana benzemiyorsa, her filmin de farklı özellikleri, hedefleri ve amaçları vardır. Bir diğerine göre kıyaslamak ve bu doğrultuda yargılamak doğru bir yaklaşım değildir.

Bunun için şu noktalara dikkat etmek gerekir:

- Kendi ürettiğiniz fikir ya da üretimin alt metninde sadece 'kendi' düşüncelerinizin olup olmadığının farkında olun...
-Kimleri takip ediyorsunuz, kimlere hayransınız... Bu konuda o hayranlık duyduğunuz 'kişi' ve 'iş'lerin üzerinizdeki etkisinin ne olduğunu fark edin... Bu etkileşimi olumluya çevirmek için buna kendi yaratıcılığınızla ne katacağınızı düşünün...
-Sektör ve teknik konularda bilginizi sürekli güncelleyin.
-'Fark yaratmak' konusunu önemseyin...
-Hedef koymayı ve hedefinize uygun amaçları strateji kurarak gerçekleştirin.
-Bilgi sahibi olmak, her zaman yeni stratejiler yaratabilmeniz için yol açar.

Bu bakış açısını, objektif olarak gözden geçirmenizi ve kendinizi doğru değerlendirmenizi öneririm.

Yazıya konu olan başlıktaki iki kavramı, 'olumlu' olarak hayatımıza sokmak elimizde... Bunu hiç böyle düşünmüş müydünüz?

O halde, en biyük rakibiniz kendiniz olun... Üretim yapmak istediğiniz sektördeki ortamı iyi tanıyıni gözlemleyin, takip edin. Bu dünyanın içinde kendinizi objektif olarak konumlandırın ve hedef koyun.

Kendinizi doğru değerlendirebilmek için 3 şeye ihtiyacınız var: 1-Bilgi 2-Deneyim 3-Objektif olmak

Herkese güzel bir hafta dilerim...

3 Mayıs 2013 Cuma

SİNEMA SEKTÖRÜNDE ÜRETMEK VE İLERMEK İSTEYENLER İÇİN :

Merhaba Sevgili Dostlar,
Geçtiğimiz salı günü Maltepe Üniversitesi'nde 'YAPIMCILIK' üzerine bir sempozyuma konuşmacı olarak katıldım.

Çok yararlı ve doğru bir girişimdi. Bu yüzden, başta Maltepe Üniversitesi İletişim Bölümü Dekanı, Sevgili hocam ve dostum Prof.Dr. Selahattin Yıldız'ı kutluyorum.

Moderatörlüğünü de Prof.Dr. Selahattin Yıldız'ın yaptığı bu çalışmada, en çok gelen sorulardan bir tanesi, nereden , nasıl başlanacağı idi. Toplantıya konuşmacı olarak katılan ben, Baran Seyhan, Serdar Akar, Ümit Ünal, Ahmet Boyacıoğlu aynı bakış açısı ile farklı cümleler kurarak aynı şeyleri söyledik...

Hem de sinemacı olmak isteyen genç arkadaşlarımıza yine hatırlatmak için orada sıraladığımız önerileri, kendi görüşlerim doğrultusunda tekrar burada paylaşmak isterim.

- Bilginizi arttırmaya ve kültürel donanımınızı güçlendirmeye özen gösterin. Zira, sinema alanında bilgi ve kültürel donanım olmadan olmaz. 

- Okullar sadece kapı aralar. Size, standart bilgi verirler. Her şeyi okuldan beklemeyin. Okulda öğrendiklerinize, kendi bilginizi kattığınızda 'fark yaratacağınızı' unutmayın.

- Sinema alanında 'diploma' değil, yaptığınız 'iş' sizi bir yere taşıyacaktır. Ama 'diploma'nız sizin yolunuzda sağlam bir temel taş vazifesi görür. Zira diplomanız siz resmi kurumlarda vs... çalışacağınız zaman yararlı olacaktır. Bu bağlamda, o çalışacağınız resmi kurumdaki 'performans'ınız, sizin kariyerinizi belirleyecektir. 

- Sinema alanında kariyer yapacakların, bunun ayrı bir sektör ve iş kolu olduğunu unutmaması ve bunların çalışma dinamiğini öğrenmesi önemlidir.

- İşlerinizde fark edilmek istiyorsanız, kendi metodunuzu geliştirmelisiniz. Başkalarının yaptığını yaparak yol almaya çalışırsanız bile kendinizin nasıl 'fark yarattığınız'ın farkında olun.

-Bir başkası için uygun model, sizin için uygun olmayabilir. Onun için projenizi ve kendinize ve 'iyi' yapabildiklerinize odaklanın. Güçlenmesi gereken taraflarınızı keşfedin. Kendinize 'objektif' olun. 

-'Dış' odaklı sorunları tanıyın. Sektör ile ilgili bilgi edinin.

_ 'İç' odaklı sorunlarınızı keşfedin, kendi eksik taraflarınızla yüzleşin.

-'Para bulmak' sorunların çözüldüğü anlamına gelmez. Eğer o parayı iyi kullanamazsanız, kariyeriniz tehlikeye girebilir. Projelerinizin sorunlarını görmezden gelip, her şeyin 'tam' olduğunu düşünerek, hızla filme başlarsanız 'hayal kırıklığı'na davetiye çıkarmış olursunuz.

-Bir 'proje' 2 ve daha fazla kamu veya özel fondan reddedilme cevabı alırsa, bu projeyi yeniden analiz etmek, sorunlarını anlamak gerekir. 

- Senaryo, tek başına bir kriter değildir. Bazen, çok 'iyi' senaryo bile olsa yönetmen ve yapımcı yetersiz bulunabilir.
Bu durumu iyi anlayıp, yola devam etmek gerekir.

-Yönetmenlik zor ve sorumluluğu yüksek, yaratıcı bir iştir. Belli bir eşiğin üzerinde yetenek, bilgi ve donanım gerekir. Bu nedenle yönetmenli yapacak kimselerin kendi yaratıcı sınırlarının farkında olmalıdır. Yönetmenin yaratıcı sınırlarını anlamak için en iyi yol, kısa film, minik maketler vs... çekmek, kurgulamak ve eleştirmektir.

-Sinemanın hangi alanında üretim yaparsanız yapın, diğer alanları iyi tanımanız ve anlamız gerekmektedir. 

-Yaratıcılığınızı ortaya koymak için paraya ihtiyacınız yoktur. 

-Sinema öğrencisi olmak, tüm sanat dallarıyla da ilgilenmeyi gerektirir.Sanatın diğer dallarıyla yakın temasta olun... Özellikle edebiyat ile...

-Sabırlı olun... Bu uzun bir yolculuk. Objektif bakış açısı ile üretilen projeler, sabırla yol alındığında mutlak sonuç verir.

-Mutlaka bir film setinde en az 1 kez bile olsa deneyim yaşayın..

-Sektörde sizden daha deneyimli kişilerle konuşun, not edin... Sorular sorun. Ama unutmayın onların anlattıkları kendi 'biricik' deneyimleridir.Siz de kendi deneyimlerinizi yaratacağınızı unutmayın.

-Hedef koymayı, buna uygun amaçlar geliştirmeyi öğrenin.

-Acele etmeyin, kendinizi kısa sürelerle sınırlamayın. Ama plan-program bu işin temelidir. Planlı ve programlı olun.

-Mutlaka çalışma metodu geliştirin.

-Çok fazla film izleyin. Film izlemeden sinema tam olarak öğrenilemez.

-Okuyun, sergi ve müze gezin,seyahat edin, gözlem yapın...

-Yazın... Gözlemlerinizi yazın... Günlük tutun... Hem kendi gelişiminiz izlemiş olursunuz, hem de ileride okuduğunuzda ne kadar geliştiğinizi fark edersiniz.


Bu yazının üzerine film, kitap, gözlem dolu bir hafta sonu diliyorum...