Merhaba Sevgili Dostlar,
Pazar günkü yazım çok ilgi gördü. Gözlemlerimi, kendimce önerilerimle birleştirince sanki daha yararlı oluyor. Sizlerden geri bildirim almak beni çok mutlu ediyor ama daha önemlisi önemli alanları keşfediyorum.
Bugünkü yazım ve önerilerim, 'bir senaryom var' diyenlere... Yani içinden gelip senaryo yazanlara, çok çalışıp senaryo yazanlara, senaryo yazmak isteyen herkese...
Sevgili Dostlar, senaryo bir filmin en önemli unsurlarından biridir. Bir fikir ile başlar ama fikrin varlığı tek başına yeterli değildir, edebiyat metni değildir, öyküsü vardır ama 'öykü' değildir, duygu paylaşımı notları değildir, anı defteri değildir... Sinema filmi senaryosu, sinema endüstrisinin içerisinde 'hayati' rol oynayan bir formattır. Bu format, çekilecek filmin yapısına göre oluşturulur.
Dolayısıyla ilk kez senaryo yazdım diyenler, ya da senaryo alanında kendini geliştirmek isteyenlerin mutlaka, senaryo yazımı konusunda eğitim almaları gerekiyor. Ama yeterli mi? Bence değil... Neler mi yapılmalı:
-Edebiyat bilgisi ve edebiyat ile ilişkisi olmalı,
-Çok fazla sayıda filmi analiz ederek seyretmeli,
-Tarih, sosyoloji, politika, felsefe, psikoloji ile ilgilenmeli,
-Güncel yaşamda çevresini objektif gözlem yapabilmeli,
-Toplumsal duyarlılık sahibi olmalı,
-Kendi hassasiyetlerinin farkında olmalı,
-Sinema sektörünü tanımalı,
-Bir filmin yapım ve yönetim aşamalarını bilmeli,
-Sinema terminolojisi konusunda bilgi sahibi olmalıdır.
Bunun yanı sıra imla iyi bir 'dilbilgisi' bilgisine sahip olması gerekmektedir.
Sevgili Dostlar, senaryo alanında kendini geliştirmek isteyenler, yukarıdaki listeye göre kendilerini kontrol ettikten sonra, ortaya çıkmalıdırlar.
Bu çok zor bir şey değildir. Bu çalışarak yapılabilecek bir şeydir. İşte yetenekli iseniz, bu konularda da çalışırsanız, emin olun yolunuz açılacaktır. Unutmayın ki emeklemeden yürüme öğrenilmez. Genellikle, Türkiye'de emeklemeden yürümeye yönelik bir durum söz konusu bu alanda... Yani, pek çok kişi, bir senaryo yazdığında, onun olağanüstü bir şey olduğunu ve bir 'yapımcı' fırsatı ile en yüksek noktalara ulaşacağını düşünüyor...
Bu illüzyondan kurtulup, hergün hedefi doğrultusunda bir önceki günden daha ileri gitmek, sizi geliştirecek ve hedefinize ulaştıracaktır.
Senaryo alanında ilerlemek ya da kariyer yapmak isteyenler, iyi bir eğitmenden mutlaka 'senaryo teknikleri' üzerine çalışma yapmalıdırlar.
HOŞGELDİNİZ
Yapım Laboratuvarı : Yapımcılık ile ilgili bilmek istediğiniz herşey...Zeynep Özbatur Atakan'ın gözlemleri, deneyimleri, paylaştıkları...
31 Temmuz 2012 Salı
20 Temmuz 2012 Cuma
YAPIMLAB ÖĞRENCİLERİNİN PAYLAŞIMLARI DEVAM EDİYOR...
Geçen yıl 'özel danışmanlık' programına katılan Sevgili Kıvanç Oğuz'un paylaşımı:
NİCE YILLARA YAPIMLAB VE ZEYNEP HANIM!
Kıvanç Oğuz |
Bana kıymet verip tek kişilik dersler verdiniz!
Öğrenciniz olmakla gurur duydum.
Öğrendiklerimle kademe atladım.
Projelere daha profesyonel ve rasyonel bakmaya başladım.
Yapımlab'ın ilk öğrencilerinden olma mutluluğunu tattım.
Ve sinemaya sinema olarak bakan az sayıda Türk sinema yapımcısından biri olan sizi tanıdım.
Öğrendiklerimle;
7 Bölüm UNESCO KÜLTÜR MİRASI BELGESEL metni,
6 Bölüm TRT ÇOCUK İÇİN STOP MOTION DİZİ SENARYOSU
Yazdım.
Şu günlerde, 34 bölümlük TRT ÇOCUK İÇİN YENİ BİR STOP MOTION ÇİZGİ FİLM SERİSİ için
anlaşma yaptım. 15 Bölüm yazdım bile :-)
Aynı zamanda, büyük bir proje yazdım. O şimdilik gizli. Yeterli bağlantılar tamamlanınca, sizin kıymetli fikirleriniz için,
PROJE PROJELENDİRME aşamasıyla başlayacak şekilde görüşlerinize sunulacak inşallah.
Yazdıklarımdan dolayı ilk avansımı aldığımda, sevinçle şükrederken size de dua ediyordum:-)
Bu vesile ile YAPIMLAB'IN 2. YILINI TEBRİK EDER, NİCE BAŞARILARA KAVUŞMANIZI DİLERİM.
BAŞARI DİLEKLERİM HEM SİZE ZEYNEP HANIM, HEM AYŞEGÜL ABLAYA HEM DİĞER ÇALIŞANLARINIZA HEM DE ÖĞRENCİLERİNİZE!
UMARIM bir gün yapımcısı, senaristi, yönetmeni ve diğer tüm çalışanları YAPIMLAB mezunu ve öğrencisi olan bir filmde bir araya geliriz. Bunu ilk adımı için,
uygun bulduğunuz öğrenci ve mezunlardan oluşan bir database oluşur kısa zamanda inşallah.
Sevgiler
Kıvanç Oğuz
9 Temmuz 2012 Pazartesi
PAYLAŞIMLARA DEVAM...
Sevgili Dostlarım,
Ne kadar büyük bir aile olmuşuz:)
Dün sosyal medya ve e-posta yoluyla gelen tüm kutlamalara ve güzel duygulara çok teşekkür ederim... Birlikte üretmekten daha güzel ne olabilir... Yolumuza devam ediyoruz...
Bu arada yazılarımın sonuna sizlerden gelen güzel dilekleri koyarak paylaşımlara devam edeceğim...
Bugün ilk öğrencilerimizden Seda Özkaraca'nın ve son dönem öğrencilerimizden Yasemin Sezin'in görüşlerini paylaşıyorum:
SEDA ÖZKARACA'DAN:
Sevgili Zeynep Hanım
YASEMİN SEZİN'DEN:
Nice senelerini gorecegiz Yapimlab'ın.. Ilk acıldıgı gunden beri ilgiyle takip ettigim bu guzel okulun bir parcası oldugum ıcın cok mutluyum. Deneyımlerınızı,bılgılerınızı bıze aktardıgınız,bızı cesaretlendırdıgınız ıcın cok kıymetlısınız. Ilk ders gunumden sımdıye kadar gecen surede sayısız ıyıkılerım var.Ve sız paylasmaya devam ettıkce Yapımlab hayatımda hep olsun ıstıyorum.Cok Sevgıler
Ne kadar büyük bir aile olmuşuz:)
Dün sosyal medya ve e-posta yoluyla gelen tüm kutlamalara ve güzel duygulara çok teşekkür ederim... Birlikte üretmekten daha güzel ne olabilir... Yolumuza devam ediyoruz...
Bu arada yazılarımın sonuna sizlerden gelen güzel dilekleri koyarak paylaşımlara devam edeceğim...
Bugün ilk öğrencilerimizden Seda Özkaraca'nın ve son dönem öğrencilerimizden Yasemin Sezin'in görüşlerini paylaşıyorum:
SEDA ÖZKARACA'DAN:
seda özkaraca |
Geçenlerde YapımLab'ın 2 yılı doldurduğunu okudum ve uzun zamandır size yazmadığımı düşündüm. Sizle tanıştıktan sonra uzun süre kabullenmekte zorluk çeksem de benim için çok şey değişti. Artık projelerim için kapı kapı dolaşıp onları gerçekleştirmeleri için onlara yalvarmıyorum. Yada filmlerimi yapmadıkları için onları suçlamıyorum. Sizinde dediğiniz gibi filmlerimi gerçekleştirmek için başkalarına ihtiyacım yok. Yeri ve zamanı geldiğinde onları kendim yapıcam. Bu yüzden senaryolarımdan önce kendimi bir proje gibi görüp kendimi projelendiriyorum- geliştiriyorum. Hala yazmaya devam ediyorum ama bir yandan da çalışıyorum. Geçtiğimiz yıl Ankara'daydım ,Behzat Ç. de çalıştım tüm sezon. Şimdi de Çanakkale Savaşı'nı konu alan uzun metraj bir projede reji 1. asistanım. Ayrıca, yazdığım projelerden bir tanesini öne aldım ve onun üstünde çalışıyorum. 2 yıllık bir pre-production takvimi oluşturdum kendime. İyi ki kitchenette'te o sabah kahvesini içmek için bizimle buluşmuşsunuz. Umarım en yakın zamanda tekrar görüşürüz...
sevgiyle kalın
Seda Özkaraca
yasemin sezin |
Nice senelerini gorecegiz Yapimlab'ın.. Ilk acıldıgı gunden beri ilgiyle takip ettigim bu guzel okulun bir parcası oldugum ıcın cok mutluyum. Deneyımlerınızı,bılgılerınızı bıze aktardıgınız,bızı cesaretlendırdıgınız ıcın cok kıymetlısınız. Ilk ders gunumden sımdıye kadar gecen surede sayısız ıyıkılerım var.Ve sız paylasmaya devam ettıkce Yapımlab hayatımda hep olsun ıstıyorum.Cok Sevgıler
YAPIMLAB KATILIMCILARINDAN İPEK TİRYAKİ...
SEVGİLİ İPEK TİRYAKİ BANA YAZDIĞI MAİLİNDE YAPIMLAB İLE İLGİLİ DUYGU VE GÖZLEMLERİNİ PAYŞAMIŞ... TEŞEKKÜRLERİMLE...
ipek tiryaki |
Öğrencilerinizin yazılarını okuduktan sonra bende bu kadar sevdiğim ve bir çok yararını gördüğüm kurumla ilgili bir kaç cümle yazmak istedim. İçimden geldiği gibi yazdım umarım beğenirsiniz.
12 yaşımdan beri tek isteğim yönetmen olmaktı. Bu yolda ilerlerken önüme bazı engeller çıktı ve sonunda Yönetim Bilimlerinden mezun olarak üniversiteyi bitirdim. Fakat üniversiteyi bitirmeden dizilerde çalışmaya başlamıştım. Her ne kadar çalışsam da sinema bölümü okumadığım için kendimi hep eksik gördüğüm yerler oluyordu. İçimdeki bu boşluğu dolduran yer Yapımlab oldu. Yapımlab benim için hem üniversite’de okuyamadığım bölümüm, hem yüksek lisansım, hem sektörel bilgilerin cömertçe bana aktarıldığı tek yer. Yapımlab, içimdeki film ve bir şeyler yaratmak aşkını her geçen daha çok kamçılıyor. Burada en büyük rol Zeynep Hanım’ın yakın ilgisi ve şuana kadar bu sektörde görmediğim kadar cömertçe, içten ve doğal bir şekilde, bize bilgilerini aktarması. Her söylediği söz, uyarı ve verdiği tüm eğitim benim bütün hayatım boyunca yoluma ışık tutacak. Şuanda 24 haftalık Temel Yapımcılık Eğitimim devam ediyor, hala her gün yepyeni bir çok bilgi öğreniyorum. Festivaller, film çekmek için kaynakların bulunabileceği yerler, bir dosya nasıl hazırlanır, nelere dikkat etmek gerekir, şuan 18. Haftada bütün bunlara hakim ve her türlü detay içime işlemiş bir şekilde yoluma ve öğrenmeye devam ediyorum. Ayrıca sadece eğitim almıyorum, aynı zamanda eksiklerimi ve kendimi geliştirmem gereken yerleri çok iyi anlıyorum. Bu kurs benim için sadece “yapımcılık nasıl olur” u öğrendiğim bir yer değil aynı zamanda kariyer planlamamı yapmamı sağlayan bir yer oldu. Artılarım ve eksilerim neler, bu konularda kendimi nasıl geliştirebilirim sorularımın hepsiyle Zeynep Hanım birebir ilgilendi. Buradan Yapımlab’i kurduğu için ona teşekkür etmek ve Yapımlab’e daha nice öğrenciler ve nice yıllar dilemek isterim. İyi ki böyle bir eğitim modeliyle karşımıza çıktınız ve iyi ki bilgilerinizi bizimle paylaşıyorsunuz.
İpek Tiryaki
8 Temmuz 2012 Pazar
YAPIMLAB KATILIMCILARINDAN MEHTAP AKDENİZ...
BU GÜZEL PAYLAŞIM İÇİN MEHTAP'A TEŞEKKÜRLERİMLE....
Sevgili Zeynep,
Yapımlab’ın ikinci yılını
başarıyla tamamlamanın senin için ne kadar kıymetli bir şey
olduğunu biliyorum. İki yıl önce başladığım ilk dersimi,
Sevgili Yekta Kopan’nın Okumak-Yazmak Atölyesi’ne başladığım
günü anımsadım. Ne kadar kıymetliydi. 10 hafta bana da bir
meşgale olur, kitap okumakla bozulan ilişkim düzelir, diye
başlamıştım bu atölyeye. Sonra ne mi oldu? 10 hafta bitti... 10
hafta daha... 10 hafta daha... daha.. daha... Hiç bitmesin
istediğimiz saatler, haftalar, aylar, yıllar. Sadece tadına
doyulmaz olan dersler miydi? Öyküler, masallar, renkler, kokular,
dostluklar, akıldaşlar, gönüldaşlar. İki senedir çoğaltarak,
büyüyen sahici sınıf arkadaşlarıma ve Yekta Kopan’a binlerce
teşekkür.
Bir başka teşekkür Yapımlab Nilgün
Öneş’le Senaryo Atölyesi’ne. İnanılmaz zevkli dersler,
mükemmel arkadaşlıklar, denenmemiş deneyimler ile geçen 12 hafta
için.
Senaryo eğitimi uzun bir macera.
Burak Göral’ın eleştirel, akademik ve keskin gözlemlerine
kendini teslim etmemişsen oldum diyemezsin. Yönetmen ve senarist
adayları, tiyatro sevdalıları, oyuncu dostlarla hem izleyerek, hem
gözlemleyerek geçen 10 hafta daha... Çok teşekkürler Burak
Göral. Hem dostluğun hem de değerli paylaşımların, bana
kattıkların için.
İster Film yönet, ister senaryo yaz.
Eğer yapımcının halinden anlamıyorsan, yapım sürecinden bi
habersen eksiksindir. Yaratmak sadece fikirle olur mu? Olmaz. Fark
yaratmak da yaratıcılığın önemli bir süreci. Bu süreç 26
haftalık Yapımlab Zeynep Özbatur Atakan’dan Yapımcılık
eğitimi almadan biter mi? Bitmez. 26 hafta hem o muhteşem
sıcaklıktaki sınıf arkadaşlarımla tek tek ilgilendin hem de
bizlere neler neler öğrettin. Yaratma süreci, bütçe, finans
planı, ekip kurma, proje projelendirme, dünyada neler oluyor,
sinema dili, fon yaratma. Ve senin eşsiz deneyimlerin. Enerjin.
Desteğin. İlk kısa filmim. Daha ne isterim.
İki yıl içinde gerçekten çok şey
öğrendim. Yenilendim. Bitti mi hayır! Yapımlab’da eğitime,
öğrenmeye, çoğalmaya, büyümeye, insan olmaya devam...
Binlerce teşekkür sana. Yapımlab’a.
Mehtap Akdeniz
6 Temmuz 2012 Cuma
BİRAZ SOHBET...
Merhaba Sevgili Dostlar,
Uzun zamandır buraya ders günleri vs... bildirimler yazmakla uğraşıyorum... Hala web sitemiz için bir çözüm ortağı yaratamadım...Bu ay ki en önemli hedefimin bu olduğunu söylemek istiyorum.
2 gün sonra YAPIMLAB ilk dersini yapmaya başlayalı 2 yıl tamamlanmış olacak... Öğrenciler kadar bana da inanılmaz bir perspektif kazandıran YAPIMLAB, aslında hayatta en 'özel' projelerimden biri oldu... Kimler geldi, geçti... Ne paylaşımlar, ne duygular yaşadık... Amacım katılımcının hedefi ile sektörün içerisindeki uyumun gerçekçiliğini gözlemlemek ve o katılımcıyı elimden geldiğince doğru yönlendirmeye çalışmak oldu. Aradan geçen 2 yılda bunu büyük ölçüde başardım... Hatta o katılımcıların büyük bir bölümü benim meslektaşım ve dostum oldular... Birbirimiz haberdar etmekten hep mutluluk duyduk...
Ben, önce bilginin gücünü anlatmaya çalıştım hep, kendi deneyimlerim ya da farklı meslektaşlarımın deneyimleriyle o bilgiler bir yorum katmalarını ve kendi metotlarını yaratmalarını istedim... Her defasında, bu yolun uzun ve zorlu bir yol olduğunu ama çok güzel bir yol olduğunu anlattım...
Elbette etik konular çok önemliydi... Çünkü bazen o tarif edilemez 'ego' sayesinde etik kurallar aşılabiliyor...
Sektörde şu anda çok fazla insan ve bir o kadar da doğru ve yanlış bilgi var... Kavramların ucu açık... Yani sinemada kariyer yapmak, aynı zamanda iyi bir gözlem yeteneği de gerektiriyor. Hiçbir şey benim sinema sektörüne girdiğim 13 yıl öncesi gibi değil, hatta 5 ya da 3 yıl öncesine göre bile ilişkilerden tutun, bilgi akışına ve değerler sistemine göre bile büyük değişiklikler var. Ve bu da aynen bilim de olduğu gibi araştırmacılığı ve güncel bilginin yenilenmesini gerektiriyor.
Artık herkes Andy Warhol'un dediği gibi 1 günde şöhret olabilir... Ama terside var, şöhret vs... peşinde koşmayıp, kalıcılığı seçen de var. Kalıcı olanı seçenler ve onların peşinden gidenler, hep kalıcı olacaklar... Diğerlerinin ömrü bence kısa daha hatta çok kısa... Dolayısıyla bizim derslerde 'en çok' önem verdiğimiz kendini değerlendirme konusu gündeme geliyor. 'Kendini sağlıklı değerlendiremeyen birisi' iseniz, muhtemelen sorunların sizden değil hep dışarıdan geldiğini düşüneceksiniz...
Benim gözlemlerime ve önerilerime uygun alan seçimi yapmayan bir öğrencimin yaşadıklarını görmek beni üzüyor... Ya da bu alanda üretmek isteyip, kulaktan dolma bilgileri ve artık güncel olmayan yöntemlerle yol alanları görmek beni düşündürüyor...
Bütün bunlara karşılık bilgininin ve güncel deneyimlerin ışığında ilerleyenlerin başarılarını görmek te beni çok mutlu ediyor...
Özetle, her tercih bir vazgeçiş...
İşte sevgili dostlarım,
bugün 2. yılımızın da gelmesi nedeni ile bu konuyu başlattım... Bu konuyu yazmaya devam edeceğim.
Hepinize güzel bir gün dilerim...
Uzun zamandır buraya ders günleri vs... bildirimler yazmakla uğraşıyorum... Hala web sitemiz için bir çözüm ortağı yaratamadım...Bu ay ki en önemli hedefimin bu olduğunu söylemek istiyorum.
2 gün sonra YAPIMLAB ilk dersini yapmaya başlayalı 2 yıl tamamlanmış olacak... Öğrenciler kadar bana da inanılmaz bir perspektif kazandıran YAPIMLAB, aslında hayatta en 'özel' projelerimden biri oldu... Kimler geldi, geçti... Ne paylaşımlar, ne duygular yaşadık... Amacım katılımcının hedefi ile sektörün içerisindeki uyumun gerçekçiliğini gözlemlemek ve o katılımcıyı elimden geldiğince doğru yönlendirmeye çalışmak oldu. Aradan geçen 2 yılda bunu büyük ölçüde başardım... Hatta o katılımcıların büyük bir bölümü benim meslektaşım ve dostum oldular... Birbirimiz haberdar etmekten hep mutluluk duyduk...
Ben, önce bilginin gücünü anlatmaya çalıştım hep, kendi deneyimlerim ya da farklı meslektaşlarımın deneyimleriyle o bilgiler bir yorum katmalarını ve kendi metotlarını yaratmalarını istedim... Her defasında, bu yolun uzun ve zorlu bir yol olduğunu ama çok güzel bir yol olduğunu anlattım...
Elbette etik konular çok önemliydi... Çünkü bazen o tarif edilemez 'ego' sayesinde etik kurallar aşılabiliyor...
Sektörde şu anda çok fazla insan ve bir o kadar da doğru ve yanlış bilgi var... Kavramların ucu açık... Yani sinemada kariyer yapmak, aynı zamanda iyi bir gözlem yeteneği de gerektiriyor. Hiçbir şey benim sinema sektörüne girdiğim 13 yıl öncesi gibi değil, hatta 5 ya da 3 yıl öncesine göre bile ilişkilerden tutun, bilgi akışına ve değerler sistemine göre bile büyük değişiklikler var. Ve bu da aynen bilim de olduğu gibi araştırmacılığı ve güncel bilginin yenilenmesini gerektiriyor.
Artık herkes Andy Warhol'un dediği gibi 1 günde şöhret olabilir... Ama terside var, şöhret vs... peşinde koşmayıp, kalıcılığı seçen de var. Kalıcı olanı seçenler ve onların peşinden gidenler, hep kalıcı olacaklar... Diğerlerinin ömrü bence kısa daha hatta çok kısa... Dolayısıyla bizim derslerde 'en çok' önem verdiğimiz kendini değerlendirme konusu gündeme geliyor. 'Kendini sağlıklı değerlendiremeyen birisi' iseniz, muhtemelen sorunların sizden değil hep dışarıdan geldiğini düşüneceksiniz...
Benim gözlemlerime ve önerilerime uygun alan seçimi yapmayan bir öğrencimin yaşadıklarını görmek beni üzüyor... Ya da bu alanda üretmek isteyip, kulaktan dolma bilgileri ve artık güncel olmayan yöntemlerle yol alanları görmek beni düşündürüyor...
Bütün bunlara karşılık bilgininin ve güncel deneyimlerin ışığında ilerleyenlerin başarılarını görmek te beni çok mutlu ediyor...
Özetle, her tercih bir vazgeçiş...
İşte sevgili dostlarım,
bugün 2. yılımızın da gelmesi nedeni ile bu konuyu başlattım... Bu konuyu yazmaya devam edeceğim.
Hepinize güzel bir gün dilerim...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)