HOŞGELDİNİZ

Yapım Laboratuvarı : Yapımcılık ile ilgili bilmek istediğiniz herşey...Zeynep Özbatur Atakan'ın gözlemleri, deneyimleri, paylaştıkları...

29 Şubat 2012 Çarşamba

SENARYO YAZARI-YAPIMCI ÇALIŞMA MODELİ SEMİNERİ YARIN...

Sevgili Dostlar,
Yarın yapacağım Senaryo yazarı-yapımcı işbirliği model oluşturma çalışması, aynı zamanda uygulamalı bir eğitimdir. Katılımcılar ile belirli konuları konuştuktan sonra 'mikro modeller' oluşturup, minik uygulamalar yapacağız. Bu çalışmanın, daha sonra sizlerle yapacağımız görüşme sırasında projeniz için çok yararlı olduğunu göreceksiniz...
Sınıfımıza sınırlı sayıda öğrenci kabul ettiğimizden son birkaç kontenjan...
Bilgi için 0 212 2524556 dan Ayşegül Yeşim'e ulaşabilirsiniz.
Herkese güzel bir gün dilerim:)

MOTİVASYON(1)


Bu yazıyı yazmaya neden karar verdim?

Bir süredir profesyonel olarak sinema sektöründe üretim yapmak isteyen kişilerle çalışıyorum... Atölye çalışmaları öncesi ya da sonrası katılımcılarla mutlaka sohbet eder, beklentilerini anlamaya çalışırım... Büyük bir çoğunluğun motivasyonunu düşük olduğunu gözlemlerim... Hatta motivasyonu yüksek gibi gözüken, iyimser-hayalperest arkadaşların bile, motivasyonunu yüksek göstermek için çaba gösterdiğini hemen farkederim...

Peki MOTİVASYON nedir?
Motivasyon, bireyin hareketlerinin arkasında bulunan psikoloji dilinde 'güdü' adı verilen güçtür. Davranışa enerji sağlayan organizmanın içindeki ve çevredeki güçler olarak tanımlanır.

Sinema sektöründe gördüğüm motivasyon düşüklüğünü şöyle sıralayabilirim:

  • Fikirlerini doğru aktaramadığını düşünmek,
  • Sektörde kendini kabul ettirme konusunda acele etmek,
  • Fikirlerinin anlaşılmadığını düşünmek,
  • Projelerinin değerlendirilmediğini düşünmek,
  • Sorunların tüm nedeninin 'parasızlık' olduğunu düşünmek,
  • Bunları düşünmekten yapmak istediği işe odaklanamamak,
  • Beklentilerini sadece 'mükemmmel' olana odaklamak...

Aslında genellikle bir role bürünüp, bu rolü oynamaya çalışarak, motivasyon düşebiliyor. Yani, ilk filmle çok büyük başarılar kazanacağına odaklanıyor. Hatta bu konuda çok yüksek hedefler koyuyor, sonra 'ilk film' için çok başarılı sayılabilecek bir sonuç elde edildiğinde, motivasyonu düşüyor...

Oysa, küçük ve sağlam adımlarla hergün mesleğimiz ile ilgili motivasyon arttırıcı küçük ya da büyük birşey bulabiliriz... Bu bir bilgi alışverişi, bir tanışma, bir paylaşım ya da size çok faydası olacak bir eleştiri de olabilir. Çünkü ben her eleştirinin pek çok açıdan yapıcı olduğuna inanırım.
Kazanmak kadar kaybetmek de değerlidir.

İlgilendiğiniz fikrin sizin için en iyisi olduğundan hiçbir zaman %100 emin olamazsınız. Çünkü sürekli yenilenir ve değişir. Hedefe yürürken pek çok kere yol ve strateji değiştirirsiniz. Bu noktada esnek olmayı ve yenilenmeyi öğrenmek gerek...

Dolayısıyla, kendinizi motive etmek için basit şeylerle başlayın:

-Daha çok öğrenin
öğrenmenin sınırı yoktur. İlgi alanınızı besleyecek bilgilere ulaşın. Özellikle sinema alanında üretim yapacağınız için sanatın bütün disiplinleri konusunda bilgi ve görgünüzü arttırın...

-Benzer şeyler yapmış kişileri inceleyin
Sinema alanında yapmak istediğiniz işi yapan, başarılı olduğuna inandığınız kişilerin deneyimleri hakkında bilgi sahibi olun... O kişinin de sizin gibi dönemlerden geçtiğini görmek sizi motive edecektir.

-Kendiniz için kısa süreli günlük, haftalık eylem planları yapın
Kısa süreli eylem planları hazırlayın... Örneğin bugün senaryomun sadece bir sahnesini düşüneceğim ve 2 diyaloğu yazmış olacağım gibi... Ya da bugün, şu yönetmenin filmini inceleyeceğim, oradaki ışık çalışmasını çözeceğim gibi... Ya da bugün şu sergiyi gezeceğim gibi.. Bugün 2 saatimi şu konudaki bilgimi yenilemek için internette zaman geçireceğim gibi...





-Beceri ve yeteneklerinizi gözden geçirin, güçlü ve zayif yanlarınızı keşfedin
Önce yapabileceğiniz işlere odaklanın, oradaki gücünüzü keşfedin... Gücünüzü keşfederken, zayıf yanlarınız daha çok farketmeye başlayacaksınız. Sinema alanında çalışmak istiyorsanız, mutlaka filmyapımının her aşamasını bilmeniz, en azından fikir sahibi olmanız gerekir. Bu nedenle her alanı tanımaya çalışın ve hangi alanda iyi olduğunuzu keşfedin. Örneğin ben sinema-tv okuduğum yıllarda 'yönetmen' 'senarist' olmayı istiyordum, ardından çalışmaya başladım ve 'yapımcılık' alanında daha başarılı olacağımı hissettim ve üzerine gittim. Kişi sişini severse, motivasyonu artar ve daha başarılı olur. O yüzden sinema alanında tek bir konu başlığına takılı kalmayın, her alanı deneyimleyin, öğrenin... Kendinizi keşfetmeye izin verin... Ortalama bir yönetmen olmayı mı, çok iyi bir görüntü yönetmeni olmayı mı tercih ederdiniz... Ya da zor iş bulan bir senaryo yazarı olacağınıza, iyi bir yapımcı olabilirsiniz... Bu bağlamda 'şu olacağım ya da bu olmam gerek' gibi meselelere takılıp, gerçek yeteneğinizi görmezden gelmeyin.

-Kendinizi objektif değerlendirin ve güçlü yanlarınızı öne çıkararak motive olun
Kendiniz ile ilgili beğendiğiniz ve beğenmediğiniz özellikleri yanyana yazın... Bunlar somut kavramlar olsun. Çalışkanlık özelliğinizin nerelerde kığprdadığını, ya da tembellik etme ihtiyacınızın nerede başladığını yazarak başlayabilirsiniz. Size kocaman bir motivasyon listesi çıkacaktır.

-Bilimsellliği bırakmayın
Her ne olursa olsun, deneyimler bilgi ile birleştiğinde anlamlı olur. Bilgi sahibi olmayı, bilimselliği bırakmayın. Bu aynı zamanda çok motive edici bir durumdur.

Sevgili dostlar, sinema alanında üretim için motivasyon en önemli şeylerden biridir. Bu yüzden, bugünden başlayarak motivasyon listenizi hazırlayın...

Bu arada, 'projemiz beğenilmedi, size ulaştıramadık, kimseye beğendiremedik bu yüzden motivasyonumuz kırık' diyenler için önümüzdeki günlerde yayınlamak için yeni bir yazı hazırlıyorum. Zira, projeyi birine beğendirmeye çalışmadan önceki eylem planı, kişinin hem motivasyonunu arttıracak, hem de daha sağlam adımlarla ilerlemesine yardım edecektir...

*Motivasyon kelimesinin tanımı Vikipedi'den alınmıştır.


28 Şubat 2012 Salı

2 MART ve 9 MART'TA İKİ ÖNEMLİ SEMİNER

Sevgili Dostlar,


Mart ayı , 2 farklı seminer ile başlıyor...


2 MART 2012 : Senaryo Yazarı ve Yapımcı çalışma modelinin oluşturma


Bu çalışma özellikle senaryo yazıp, yapımcı ile buluşturmak isteyenler için tasarlanmıştır. Seminer süresince bu modelin nasıl oluştuğu hangi yöntemlerle ilerlenmesi gerektiği ve  her iki tarafında sorumlulukları anlatılacaktır. Özellikle 'sık yapılan yanlışlar' bölümü oldukça yararlı olacaktır.


Bu seminere katılanlar, mart ayı içerisinde, varolan projeler ve süreçleri üzerine 
30 dk. lık birebir görüşmeler yapılacaktır.




9 MART 2012 : Yönetmen ve Yapımcı çalışma modelini oluşturma


Bu çalışma, 'yönetmenlik' kariyeri yapmak isteyenler için tasarlanmış bir çalışmadır. Seminer süresince, yönetmen-yapımcı işbirliğinin temelleri dünyadaki ve Türkiye'deki modelleri üzerine konuşulacaktır.


'Yönetmenlik' kariyeri planlayanlar için oldukça yararlı bilgiler paylaşılacaktır.



Bu seminere katılanlar, mart ayı içerisinde, varolan projeler ve süreçleri üzerine 
30 dk. lık birebir görüşmeler yapılacaktır.


Bilgi ve kayıt için 0 212 2524556'dan Ayşegül Yeşim'e ulaşabilirsiniz...
Her 2 seminere de katılanlara özel indirim uygulanacaktır.

SEKTÖRE ADIM ATARKEN YANILGIYA DÜŞMEYİN!!!!


Sinema sektöründe çalışmak isteyenlerin düştüğü yanılgılar:

-Çok eğlenceli ve çok kazançlı bir iş olduğunu düşünmek:
Bu en fazla düşünülen yanılgılardan biridir. Genellikle bu işin hem çok eğlenceli, hem de kazançlı olduğu düşünülür. Bu işe başlangıçta kazanç çok yüksek değildir. Kazancınız, sizin performansınız ve gelişimize göre artış gösterecektir.

-Kolay yapılabilir bir iş olduğunu düşünmek:
Bu sektörün kolay olduğunu ve herkes tarafından yapılacağına inanmak oldukça yaygın bir inanıştır. Sinema sektöründe hangi alanda olursa olsun varolabilmek, bilgi, donanım ve analitik bakış açısı geliştiren, çözüm üretebilen kişilik yapısı için uygundur.
Örneğin, bir başka sektörde çalışıp, bu alana geçmenin çok kolay olduğuna dair inançlar çok yaygındır. Elbette başka bir sektörde çalışıp, bu alana geçiş yapılabilir ama bunun için de eğitim almak şarttır. Gözlem yaparak değil, deneyimleyerek ve bilgilenererek bu işi yapmak gereklidir.

-Bilgilerinin her daim yeterli olduğunu düşünmek:
Bilgi, geliştikçe değer kazanır ve kullanılabilir.. Dolayısıyla, 'ben biliyorum' demeden önce bilgilerinizi kontrol etmeniz gerekir. Bu işin en güzel yanlarında biri, her projede bir önceki kadar bilgi sahibi oluşunuzdur. Yeni bilgilere açık ve sahip olma isteği duyulmalıdır.
Örneğin, bu işi çok seviyorum diyen birisi, işi dışında bu konu ile ilgili hiçbir araştırma yapmıyorsa, ilerlemesi mümkün değildir.

-'O yapıyorsa, ben de yaparım' demek,başkalarıyla egosal 'rekabet' içinde olmak:
Kişinin en önemli referansı kendidir. Yeteneklerinizi değerlendirebilmek için, önce yaptığınız işin üstesinden gelebilmelisiniz. Yapacağınız işte bir başkası ile egosal rekabet etmek yerine, o işte 'fark yaratabilmek' için düşünüp, uygularsanız kendinize ve rakibinize büyük bir katkıda bulunmuş olursunuz ve bu çevreniz tarafından farkedilebilir. Rekabet konusunda ego savaşlarına girmemelisiniz.
İşe başlama motivasyonunuzu, ' başkasına göre üstünlük sağlamak' üzerine kurmamalısınız...

-Görevinden memnun olmamak, işini beğenmemek, kısa bir süre için bu işe katlandığını düşünmek:
Bir işte başarılı olmak istiyorsanız, ne yaparsanız yapın o işi sevmek zorundasınız. Elinizdeki işi en iyi şekilde yapmaya odaklanın. Her şekilde bu sizi memnun edecektir.
Örneğin benim 26 yıl önce, sinema-tv eğitimi gördüğüm yıllarda ilk işim, çalıştığım yönetmenin çayını hazırlamaktı...Bu işi en iyi şekilde yapmaya çalıştığımı ve yönetmenin takdirini kazandığımı, ardından prodüksiyon ekibine geçtiğimi hatırlıyorum. Bu durumu ailemle bile o dönemde paylaşmadım. Çünkü, 'sen bu işlerde çay mı taşıyacaksın' gibi yorumları almamak için...




-Üstlerinin yaptığını küçümsemek, fırsat verlse daha iyisini yapacağına inanmak:
Bu çok rastlanılan bir davranış biçimidir. Bu konuda, sadece kendi zekasının varlığını kabul eden ve üstesinde gelebileceğine inana bir kişilik vardır. Bu kişiler, şansları yaver gitmediği için o konumda olduklarını, aslında kendi üstlerinden daha iyi bu işi yapabileceklerine inanırlar.
Bu konuya, zaman zaman setlerde kulak misafiri olduğumda çok fazla şahit olurum. Böyle düşünenler genellikle yönetmen veya yapımcı olabileceklerine inanırlar.

-Çalıştıkları şirket ile beklentilerini netleştirememek:
Bu konu çok önemli ve sık yapılan yanlışlardan biridir. Bu sektörde çalışmak isteyen kişi, önce maddi hiçbir beklentisinin olmadığını, her işi yapacağını, 'sadece ve sadece başlamak istediğini' söyler. Ama devamında talepler artmaya başlar ve bir memnuniyetsizlik hali ortamı sarar. Ben uzun zamandır bu tip istekler yerine, gerçekçi, açık ve net beklentilerini duyabildiğim kişilerle çalışıyorum. Çalışkan ve görev tanımına uyabilecek kişilerle çalışmak istiyorum.

YÖNETMEN OLMAK İSTEYENLER İÇİN...


Türkiye'de yönetmenlik yapmak konusunda yoğun bir istek var. Her yıl Kültür Bakanlığı'na 'ilk film' kategorisinde pek çok proje ve yönetmen başvuruyor. Destek alan pek çok film, zorluklarla tamamlanıyor ve hedeflerini pek azı yakalayabiliyor. Bu konudaki gözlemlerin herkesin 'yönetmen' olma sevdasının bir çığ gibi büyümesi... Bu durum, benim sinema -tv okuduğum yıllarda da vardı... Hala var...

Hatta ilginç bir anımı paylaşmak istiyorum:
Bir Zamanlar Anadolu'dayı çekerken, çocuk oyuncumuz (o yörede yaşayan bir çocuğumuzdu) oyuncu sorumlumuza, bu setin sahibi kim? En çok kimin sözü geçiyor diye sormuş... Sonra ben Nuri abim gibi olmak isterim, herkes O'nun sözünü dinliyor... demiş... Aslında 'yönetmen olmayı istemek' bazen 'iktidar sahibi olma' isteğiyle eşdeğer..

Halbuki, 'yönetmen' olmak, bilgi, kültür, ve hayat ile ilgili deneyimler isteyen birşeydir. Teknik konulardan, tüm gelişmelerden bilgi sahibi olmayı gerektirir. Bunun da ötesinde estetik, psikoloji, felsefe konularında fikir sahibi olmayı, yaratma cesareti ile bunları ortaya koymayı gerektirir.

Bir yapımcı, bir yönetmenin 'ilk' filmini yapmadan önce hangi kriterleri gözetir?

Bu kriterler

-Yönetmenin 'kısa film'i var mı?
-Yönetmenin, daha önce birlikte çalıştığı bir yönetmen var mı?
-Kendisine ve işlerine yaklaşımı nasıl?
-Sektörü ne derecede tanıyor? Gerçek bilgi mi, önyargı mı?
-Yönetmen görüşünde kendini nasıl ifade ediyor?
-Beklenti ve amaçları nedir?
-Yapımcı ile ilgili beklentileri neler?
-Çalışma prensipleri ve alışkanlıkları nedir?
- Karşılıklı olarak açık ve net bir iletişim sağlanabiliyor mu?

Bu kriterler pek çok yapımcı için bazı değişkenlik gösterebilir. Ama bir yapımcı ve yönetmen biraraya gelmeden önce, biribirlerinin çalışma prensiplerini tanımayı amaç edinmeli ve karşılıklı beklentilerini iyi oluşturmaları gerekmektedir.

Yönetmenin projesinin kabul edilip edilmemesini düşünmeden önce, projesinin yapımcı tarafından doğru algılanıp, algılanmadığını öncelik olarak almalıdır. Aynı şekilde 'yapımcı' kendinin 'yönetmen' ile iletişime açık bir ilişki geliştirip, geliştiremediğini öncelik olarak almalıdır.

Yönetmenlik, çağımızın en önemli 'yaratıcı' mesleklerinden biridir. Bu bağlamda, 'yönetmen'lik kariyeri yapmak isteyenler, bunu uzun ve zorlu
bir yol olarak görmelidirler. Telaşsız ve hayata, öğrenmeye açık bir yolda ilerlerlen, sektörün dinamiklerini öğrenmeli ve tüm dünyayı takip etmelidirler.


26 Şubat 2012 Pazar

SENARYONUZU OKUTMADAN ÖNCE...



Türkiye'de senaryosunun profesyonel ortamlarda taşımak isteyen senaryo yazarları, genellikle bir e-posta'ya senaryolarını ekleyerek gönderiyorlar. Bunun yansıra kapak yazısı olarakta bu senaryonun ne kadar güçlü bir senaryo olduğunu yazıyorlar, kendilerini övüyorlar, projelerini övüyorlar...

Bu nedenle, e-mailleri göndermeden önce bazı konulara dikkat etmek gerekiyor:

-Senaryonun özgün olduğu konusunda emin miyim?
-Senaryoda imla hataları var mı?
-Senaryonun formatı doğru mu?
-Senaryo tasdiklendi mi?
-Senaryo ile ilgili maddi ve manevi beklentilerim nedir? Bu beklentileri açık ve net bir şekilde öncelikle kendime tanımlayabiliyor muyum?
-Eleştirilere açık mıyım?
-Göndermiş olduğum yapımcı, senaryo kabul ediyor mu?
-Yapımcıyı seçme nedenimi biliyor muyum?
-Hedef ve amaçlarımı doğru tarif edebiliyor muyum?


Bu soruları sormadan ve araştırma yapılmadan senaryo yollamak, önce senaryo yazarının kendisine zararı olan birşeydir.

Tahmin edeceğiniz üzere, Zeyno Film'e hergün pekçok senaryo e-posta yoluyla gönderiliyor. Ancak Zeyno Film, iş prensibi olarak,kişisel olarak tanımadığı ve maille gönderilen senaryoları değerlendirmeye asla almıyor. 

Senaryosunu sunmak isteyen kişilerin öncelikle görüşme randevusu alması gerekiyor. Çünkü senaryonun sahibi ile tanışmak ve yüzyüze konuşmak çok önemli. Senaryolar öncelikle, 'danışmanlık' sıfatı ile profesyonel olarak okunuyor ve raporlanıyor. Senaryonun, güçlü ve zayıf yanları 'yapımcı' bakış açısıyla belirleniyor.

Senaryo sahiplerine, senaryoları ile ilgili fikirler ve açılımlar sunuluyor. Senaryo ile ilgili hedef ve beklentilerine uyumlu olup olmadığı sorgulanıyor. Senaryonun güçlü yanları üzerinden stratejiler sunuluyor. Bu çalışma son derece profesyonel bir ortamda gerçekleşiyor.

Böyle bir çalışma, hem başvuran kişi açısından, hem de danışman açısından çok yararlı oluyor...

Bu şirketin çalışma politikasının en önemli maddelerinden biridir. Herkes profesyonel olursa, sektör daha ileriye gider...


SİNEMA SEKTÖRÜNDE İYİMSER ALGI ÇEŞİTLERİ




Türkiye'de Sinema sektöründe çalışmak ve üretmek isteyenlerin 'iyimserlik' konusuna yaklaşımları oldukça fazla görülmektedir. Bunun nedeni sinema sektörünün başından itibaren 'kolay', 'hızlı yükselmeye müsait', 'çok kazançlı' bir sektör gibi algılanmasıdır. Oysa, sinema sektörü ciddi, bilgi, emek, yatırım ister. Bu öncelikle kişinin kendisinden başlar. Kişinin sadece yetenekli olması yeterli değildir. Bu anlamda bilgi ve profesyonel görgüsünün de gelişmesi önemlidir.

Çok rastladığım bir örnek, pekçok senaryo sahibi ilk senaryolarıyla 'oscar' ya da başka bir ödül alacaklarına, zengin olacaklarına inanırlar. Bu inanış, bir ömür boyu piyango bileti ile zengin olacağına inanmaktan farklı bir şey değildir. İşte iyimserlik konusu da tam burada devreye girer. Elbette, iyimser olmak gerekir ama tedbiri elden bırakmadan...

Burada çok sevdiğim dostum *Acar Baltaş'ın bu konudaki makalesinden bir alıntı yapmak istiyorum:

'İyimserlik, kişilikteki tedbirlilik özellikleriyle birleştiğinde kişinin amaca ulaşması için yardımcı olmaktadır. Ancak, iyimserlik fevrilikle (ataklık) birleştiğinde gerçekçi olmayan beklentiler yıkıcı ölçüde artmaktadır.'

Genellikle, sinema sektöründe üretmek isteyen ve sektöre bir senaryo, bir film, oyunculuk vb... alanlala girmek isteyen, ya da daha üst derecede çalışmalar
üretmek isteyen arkadaşların pekçoğunu dinlediğimde, 'şansın yaver gitmediğini', 'bu sektörde onları anlayacak kimsenin olmadığını', 'dertlerini kimseye anlatamadıklarını' duyuyorum... Daha da önemlisi bu arkadaşlar 'işlerinin üzerine toz kondurmuyorlar'... Yani onlar mükemmel, düzen kötü... Bu arada herkesin 'iş'i biricik, ama o birici 'iş'ler objektif bakabilmek ve eleştirebilmek... Hatta en sert eleştiriyi kendimizin yapabilmesi, belkide 'yola çıkabilmek' için ilk adım olabilir.

Özetle, sadece 'iyimserlik'le bir kariyer planı çizilemez... Ama, karşılaştığınız her negatif sonucunda, sizi daha iyi bir yere taşıdığını düşünebilir, kendinizi değerlendirebilirsiniz.

Sinema sektöründe 'iyimser algı' ile yol almak oldukça zor...

Bu nedenle, yukarıda da belirtildiği gibi, 'iyimser' yanınızı sadece destekleyici olarak yanınızda taşıyın... Sadece 'iyimser' düşünceler üzerine bir kariyer hayal etmeyin... Bir 'iş' in her yönünü artı ve eksileriyle değerlendirin...

*Bu yazı hazırlanırken www.acarbaltas.com sitesinden faydalanılmıştır.

İYİ Kİ DOĞDUN ÖZLEM:)







Zeyno Film ve Yapımlab'ın ve bizim kıymetli  'Özlem'imiz doğumgününü kutluyoruz...

24 Şubat 2012 Cuma

YENİ OFİSİMİZDE İLK GÜN...

Merhaba Sevgili Dostlar,
Yeni ofisimizde ilk günümüzü geçirdik... Açıkçası pek te güzel geçirdik...
Eski ofisimiz epeyce küçüktü...Zira orası kiralandığında, sadece yapım şirketi olarak faaliyet gösteriyorduk. 

Devamında, YAPIMLAB projesi doğdu...  Dolayısıyla 1 odayı da YAPIMLAB'a tahsis edince, hepimiz aynı ortamda çalışmaya başladık. Gerçekten o fiziki şartlarda bazı günler, neredeyse günde 18 saat çalıştık... Bir Zamanlar Anadolu'da filminin Cannes dahil tüm organizasyonları, Eurimages İstanbul toplantıları ve Theo Angelopoulos'un yarım kalan filminin İstanbul prodüksiyonları o ofiste yapıldı... Hem de tek bir mekanın içinde...

Ve tabiki YAPIMLAB katılımcıları... Onlara çok teşekkürler... Hepbirlikte deneyimledik, paylaştık...

Şimdi yeni ofisimizdeyiz... Ruhumuzda aynı inançla devam ediyoruz. İşimizi severek, üretmeye devam ederek...

Tüm ekibimiz, bir aile kıvamında... Çekirdek kadromuz alfabetik sırayla, Ayşegül, Hakan, Kemal, Sezgi, Özlem... Yeni değerler katmak üzere yeni ofisimizdeyiz...

Hepinizi bekleriz... Bilgi üretmek ve paylaşmak için...

23 Şubat 2012 Perşembe

ZEYNO FİLM ve YAPIMLAB YENİ ADRESİNDE

Sevgili Dostlar,


Zeyno Film ve Yapımlab, artık yeni adresinde...


BAŞKURT SK. ÜRGÜP PALAS 19/3 34433 CİHANGİR/ İSTANBUL
TELEFON : 0 212 252 4556
FAX           : 0 212 252 4557
e-mail         : info@zeynofilm.com
twitter.com /zeynepozbtr
twitter.com/yapmlab
www.facebook.com/groups/yapimlab/

YUSUF KURÇENLİ'YE VEDA...

Sevgili Yusuf Kurçenli dün hayatını kaybettti... Benim sevdiğim bir yönetmen olmasının yanısıra, çok sevdiğim bir insandı... 'İyi yürek' ti benim için... Sineması ile 80'li yıllarda sinema okurken tanıştım... Kişisel tanışmam ise Tomris Giritlioğlu'nun evinde bir yemekte oldu... O gece yaptığımız kısa sohbeti dün gibi hatırlıyorum. Ardından 2003'de Zuhal Olcay, Tayfun Pirselimoğlu ve Yusuf Kurçenli ile birlikte New York Türk Filmleri Haftası yolculuğumuz var aklımda...Uzun uçak yolcuğunda epeyce sohbet edip, sonra New York 'taki panele katılmıştık. Panel'in konusu 'Türk sineması nereye gidiyor?' Benim coşkulu ve umutlu gözlemlerimi çok 'iyimser' bulmuştu o günlerde... Ama geçen yıl bir sohbetimizde 'kız haklıymışsın, ne güzel işler oluyor' demişti... Yine sinemanın ortak dertlerinden  konuştuk...
Son görüşmemiz  Aralık ayında  oldu. Birlikte İsmail Güneş'in yeni filmini izleyip, üzerine konuştuk... Bakışları her zaman ki gibi sıcak ve ışıklıydı...
Işıklar hep Yusuf'la olsun...

22 Şubat 2012 Çarşamba

YAPIMLAB MART PROGRAMI-YENİ OFİS

Sevgili Dostlar,
Bugün itibarıyla yeni ofisimizde çalışmaya başlıyoruz... Yeni ofisimiz, eski ofisimizin bir sokak altında... Yani çok uzağa gitmedik.
Adresimiz: Başkurt Sokak, Ürgüp Palas 19/3, 34433 Cihangir/İstanbul
Telefon    : 0 212 252 4556 
Fax          : 0 212 252 4557
Yeni taşındığımız için, bize ulaşmak isterseniz bir sorun olmaması için, 
Ayşegül Yeşim'in de cep telefonunu sizlere veriyorum: 0 532 420 2943


MART AYINDA BAŞLAYACAK UZUN DÖNEM ATÖLYELER:


TEMEL YAPIMCILIK ATÖLYESİ-24 HAFTA
Eğitmen : Zeynep Özbatur Atakan


BURAK GÖRAL İLE SENARYO
Eğitmen : Burak Göral


MART AYINDA GERÇEKLEŞECEK OLAN GÜNLÜK SEMİNERLER:


Bu seminerler 5 saat sürmektedir. Katılımcılar, daha sonra kendi projelerinden konuşmak ve projelerine bir hedef koymaları amacıyla 30 dakikalık özel görüşmelere davet edilirler.


2 MART 2012  SENARYO YAZARI-YAPIMCI ÇALIŞMA MODELİ TEMELLERİ

Yapımcı ve Senaryo yazarı bir 'projenin' en önemli kişileridir. Bu kişilerin doğru bir metodla çalışması, projenin projelendirilmesinde çok önemli bir rol oynar. Bu çalışmanın sağlıklı temellere oturtulma modellerini, dünyada ve Türkiye'deki çalışma sistemleri içinde irdelendiği bir atölye çalışmasıdır. 


ATÖLYE ŞU BAŞLIKLAR ALTINDA YÜRÜTÜLÜR:

-YAPIMCI KİMDİR? SENARYO YAZARI KİMDİR?

-YAPIMCININ İŞLEVLERİ NELERDİR?SENARYO YAZARININ İŞLEVLERİ NELERDİR?

-YAPIMCI-SENARYO YAZARI ÇALIŞMA MODELLERİ

-SINIRLAR

YANLIŞ İNANÇLAR….

SORUNLAR:

-YAPIMCININ SORUNLARI NELERDİR?
-SENARYO YAZARININ SORUNLARI NELERDİR?
-SORUNLARIN OLMAMASI İÇİN HUKUKSAL BOYUT
-SÖZLEŞME Mİ; KÖLELİK ANLAŞMASI MI? 
-SÖZLEŞME SINIRLARı BELİRLEME


-YAPIMCININ KRİTERLERİ
(TARAFSIZLIK, GİZLİLİK, TUTARLILIK, DÜRÜSTLÜK, GELİŞMEYE VE ÖĞRENMEYE AÇIKLIK, İNSAN HAKLARI VE HUKUKA SAYGI)

-SENARYO YAZARININ KRİTERLERİ

-PROJENİN GÜÇLÜ VE ZAYIF YANLARININ AÇIKLIKLA KONUŞULMASI
(-Güçlü yönler, zayıf yönler, işleri doğru sıralamak, olumsuzların olumluya çevirme modelleri, bu yapılırken mevcut kazanımları korumak)

9 MART 2012  YÖNETMEN-YAPIMCI ÇALIŞMA MODELİ TEMELLERİ


Bir filmin en önemli gücü yönetmenidir. Yapımcı ve Yönetmen ortak hedef ve beklenti koyabilmelidir. Bir filmin sonuçlarının beklenti ve hedeflerin altında olmaması için bu çalışma modelinin kurulması çok önemlidir. Bu atölye, özellikle ilk veya ikinci filmini çekmek isteyen yönetmen ve yapımcılar için tasarlanmıştır.



ATÖLYE ŞU BAŞLIKLAR ALTINDA YÜRÜTÜLÜR:

-YAPIMCI KİMDİR? YÖNETMEN KİMDİR?



-YÖNETMENLİK ÖZELLİKLERİ


-HERKES YÖNETMENLİK YAPABİLİR Mİ?


_HERKES YAPIMCILIK YAPABİLİR Mİ?

-İLK FİLMİNİZİ ÇEKMEK İSTİYORSUNUNUZ? NASIL BAŞLAYACAKSINIZ?

-YAPIMCI-YÖNETMEN YAZARI ÇALIŞMA MODELLERi


_KRİTERLER NASIL OLUŞUR?

-SINIRLAR VE SORUMLULUKLAR


-SÖZLEŞMELERİN ÖNEMİ

YANLIŞ  BİLİNENLER... DÜNYADAKİ EKOLLER...



23 MART 2012 BÜTÇE YAPMAK NEDİR? BÜTÇE NEDİR-NE DEĞİLDİR?



Bir filmin bütçesini hazırlayabilmek, gerçekten bilgi ve araştırma isteyen bir iştir. Bir filmin bütçesini hazırlayabilmek için gerekli olan tüm bilgiler bu çalışmada aktarılır. Bütçenin temeli 8 farklı kriterden oluşur. Bu kriterler tek tek irdelenerek, bütçenin hazırlanma aşamaları anlatılacaktır.




ATÖLYE ŞU BAŞLIKLAR ALTINDA YÜRÜTÜLÜR:

-BÜTÇE NEDİR? NE DEĞİLDİR?



-BÜTÇE VE MALİYET AYNI ANLAMI TAŞIR MI?


-BÜTÇE ÇALIŞMASI ÖNCESİ YÖNETMEN İLE YAPILACAK ÇALIŞMA


_HERKES BÜTÇE YAPABİLİR Mİ?

-YAPIMCI SENARYOSU NEDİR?

-FİNANS PLANI NEDİR? NASIL HAZIRLANIR?


-BÜTÇE KİLİTLEMEK NEDİR?


-SAĞLIKLI BÜTÇE YAPMANIN YOLLARI


-BÜTÇE YAPARKEN; SIK YAPILAN YANLIŞLAR






30 MART 2012 ORTAK YAPIM GERÇEKLEŞTİRMENİN YOLLARI


Bir filmin 'ortak yapım' olması, son 20 yıldır, projeye pek çok avantaj katmaktadır. Filmin uluslararası kimliğinin oluşması ve evrensel boyutlarda tanınması açısından çok önemlidir. Bu çalışma bu nedenle tasarlanmıştır.


ATÖLYE ŞU BAŞLIKLAR ALTINDA YÜRÜTÜLÜR:



ORTAK YAPIMCILIK KAVRAMI NEDİR? NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR?

-AVANTAJLARI NEDİR?
-ORTAĞIMI NASIL SEÇERİM?

-ORTAĞIMI SEÇME KRİTERLERİM

-TUZAKLARDAN UZAK ORTAKLIK FORMÜLÜ

-ORTAK YAPIM SÖZLEŞMESİ

-YAPIMIN MANTIĞININ KURULMASI
(PRODUCTION STRUCTURE)

-YAPIMIN MANTIĞI VE FİNANS PLANI ÜZERİNDE UYGULANMASI

-EURİMAGES VE AVRUPA FONLARI



BU ÇALIŞMALARLA İLGİLİ KAYIT VE BİLGİ ALMAK İÇİN 0 532 4202943 NUMARALI TELEFONDAN AYŞEGÜL YEŞİM'E ULAŞABİLİRSİNİZ.

17 Şubat 2012 Cuma

STRATEJİ ÜZERİNE...


Merhaba Sevgili Dostlar,
Dün 'PROJE PROJELENDİRME' seminerimizi, çok değerli katılımcılarla birlikte gerçekleştirdik. PROJE PROJELENDİRME ana hatlarıyla anlatıldı ve dersin son bölümünde stratejinin öneminden bahsettik ve örnekler verdik. Bu konu üzerine çalışırken strateji'nin başka kavramlarla kullanılma durumunu irdeledik. Bu bölümün bir parçasını sizlerle de burada paylaşmak istedim...


STRATEJİ

Literatürde, stratejinin, kelime kökeni bakımından iki kaynağa dayandığı görülmektedir.Bunlar; Latince yol, çizgi ve yatak anlamına gelen ‘stratum’ ve Yunanlı general Strategos’un savaş sanatını ve bilgisini tanımlamak için, ‘stragetos’ kavramlarıdır.

Strateji kavramı yıllarca, askeri bir kavram olarak kullanılmıştır. Websters New, International Dictionary strateji kavramını, bir savaşta sonuca gitmek için, tarafların askeri güçlerini şartlara uygun olarak konumlandırma bilimi ve sanatı olarak tanımlamıştır.

Dilimize ‘strateji’ olarak fransızcadan geçen kavramın Türkçe karşılığı ise, savaş yönetim sanatıdır. Türkçe’de strateji; sürme, gönderme, götürme ve gütme anlamlarında da kullanılmaktadır. 

 
Rekabete dayanan ekonumik bir ortamda strateji her şeyden once, yeniliği, ilerlemeyi, ve işletmenin devamlı olarak çevreye uyumunu veya çevre ile karşılıklı etkileşim içinde olmasını sağlayarak meydana gelen değişiklikleri kontrol altına alan yönetsel bir araçtır.
(s76 Bütünleşik pazarlama eğitimi-İzzet bozkurt)
 
AMAÇ-HEDEF VE STRATEJİ

Amaç, bir işletmenin ulaşmak istediği hedeflerin, ölçülebilir tanımlamalarıdır. Dolayısıyla, amaçlar, işletme içinde stratejik kararlardan daha once gelir ve işletme kaynaklarını, bu amaçlar doğrultusunda planlamak da stratejik kararların konusuna girmektedir.
Stratejik kararlar, sonuç olarak amaçların gerçekleştirilebilmesi için, araç olan kararlardır.

Hedefler, işletmenin, uzun dönemler sonunda ulaşmak istediği noktaları tanımlar.

Amaçlar ile ilgili kararlar, daha kısa dönemleri kapsar. Amaçlar, hedeflerin gerçekleştirilecek olan önceliklerini ifade eder ve daha somuttur.

Amaçlar, hedeflerin belirli bir zaman dilimi içinde gerçekleştirilecek,
ölçümllenebilir tanımlarını ifade eder.



STRATEJİ ve MİSYON

Örgütlerin kendilerini ne tür bir işletme olarak gördükleri ya da varlık nedenlerini tanımlamaya misyon denir. Misyon, işletletmenin hangi mal ve hizmet sektörünü seçtiği, ya da  hangi iş kolunda olduğu, temel ürün ve hizmet tercihinin neler olduğu, tüketici ve pazar ihtiyaçları, teknoloji gereksiminin veya tüm bu konuların birlikte ifade edilmesidir.

Misyon , stratejik kavramlardan önce tanımlanmalıdır. Misyon, stratejinin temeli sayılmaktadır. Stratejinin daha somut hale gelmesine katkıda bulunarak, uygulamayı kolaylaştırmaktır.

Misyon ile amaç arasındaki en belirgin fark ise, misyonunun amaçları gerçekleştirecek alt birimlere, amaçlar ile ilgili görev, sorumluluk ve motivasyonu tanımlaması yani daha somut ve uygulamaya yönelik olmasıdır.


STRATEJİ VE POLİTİKA

Strateji ile çok karıştırılan bir kavramdır. Anlam olarak da biribirlerine çok benzeyen bu iki kavramdan politika, belirlenen amaçlara ulaşmak için izlenen yol, ya da genel plan olarak da tanımlanmaktadır. Politika, bir iş yaparken islenen ilke ve kurallar toplamıdır. Politikalar, yeter ölçüde tanımlanmış ve gerekli bilgiler ile donatılmış, belirlilik ortamında alınan kararlardan oluşmaktadır. 

Politikalar, bir kez belirlendikten sonra, sık sık değiştirilemez. Örneğin, fazla mesai ve hastalık durumlarında personele uygulanan ücret politikaları, sık sık değiştirilmemelidir. Oysa, stratejik kararlar, işletmenin dış çevresinde meydana gelebilecek değişikliklere göre, hızlı bir şekilde değişebilmekedir.

STRATEJİ VE TAKTİK

Stratejik kararların ayrıntılı tekniklerini taktikler oluşturur. Staretijik kararlardan daha detaylı ve somutturlar. Taktik, daha özel, kısa fikiirlerden ve uygulama sanatından meydana gelmektedir. Taktikler, amaçlar diziminden uygulamaya aktarılan tanımlamaları içermektedir.


STRATEJİ VE PLAN

Planlar daha çok, amaçların gerçekleştirilmesi ile ilgili olarak, işletme kaynaklarının, işletmenin iç ve dış çevresine göre uyumunu ve optimizasyonunu sağlamak için, hazırlanmaktadır.

Uzun süreli plan periyotları da strateji ile plan anlam birliğine ulaşmakta, stratejik kararların yazıya aktarılarak kesinlik kazanması sonucunda da ‘stratejik planlama’ kavramı kullanılmaktadır. Kısaca, strateji yazılmayan soyut öngörülerken, plan hesap edilmiş, rakamlandırılmış ve daha açıkçası yazılmış öngörülerdir.


* Bu çalışmada,  Bütünleşik pazarlama eğitimi-İzzet Bozkurt'un kitabı kaynak olarak kullanılmıştır.

15 Şubat 2012 Çarşamba

2 MART 2012 SEMİNERİ İLE İLGİLİ BİR KAÇ NOT DAHA...




Sevgili Dostlar,
2 Mart 2012 tarihinde gerçekleştirmek istediğim 'senaryo yazarı-yapımcı ilişkisinin temelleri' isimli seminer ile ilgili bilgi vermeye devam ediyorum... Sorularınız için info@zeynofilm.com adresine mail atabilir ya da 0 532 4202943 numaralı telefondan Ayşegül Yeşim'e ulaşabilirsiniz.

Fikir ve Üretim, bir 'proje'nin varolması için en önemli iki ögedir.
Bu bağlamda, sinema sektöründe bu iki ögeden biri eksik kaldığında, problemler oluşabilir.

'Yapımcı- Senaryo Yazarı ilişkisinin temel modelleri' seminerinde, 'fikir ve üretim' in işbirliği irdelenir.


Pekçok Senaryo yazarı-Yapımcı modeli oluşabilir. Bunu doğru oluşturabilmek içini hangi aşamada çalışılacağını doğru belirlemek gerekir.

Yani, 'bir senaryom var, ilgilenirmisiniz?' sorusunu sormadan önce, 'senaryo'nuz un bir 'proje' olup olamayacağını anlamış olmak gerekir. Beklenti ve hedeflerin belirlenmiş olması gerekir.

Aynı şekilde, bir yapımcı, 'senaryo arıyorum' diyorsa, önce kafasında bir 'proje' olup olmadığını iyi sorgulaması gerekir.

Dolayısıyla bu 2 öge doğru işbirliği modelini yarattığında, sektörde bir yer edinilmiş olmakla birlikte sektöre katkı sağlanmış olur.

Doğru işbirliğini yaratmanın yolu 'bilgi'den geçer... Genellikle, senaryosu değerlenemeyen fikir sahipleri, ya da senaryo-proje değerlendirme kriterleri olmatan yapımcılar, sorunun sektörden-sistemden vs... gibi konulardan kaynaklandığını düşünen, sorunu dışarıda gören nedenler yaratırlar. Oysa gerçek 'neden' her iki tarafında sektörel bilgi ve kendi kriterleri konusunda eksiklikleridir...

Sinema, son yüzyılın sanatıdır ve bu sanat üretimininin varolduğu sektörde pek çok dinamik devreye girer. Bunları gözardı ederek 'fikir' ya da 'üretim' aşamasında bulunmak, tıp eğitimi almamış birinin 'teşhis' koyup 'cerrahlık' yapmasına benzetilebilir.

Sinema sektöründe, bu konuda mesleki bir ehliyet istenmemektedir. Bu nedenle de, sektöre girmek isteyen kişi, sektörün içinde bir değer yaratabilmelidir. Dolayısıyla, 'kulaktan dolma' ya da 'sıradan gözlem' içeren bilgilerle değil, daha sağlam bilgilerle ilerlemelidir.

Çok uzun zamandır sonuç alamadığınız işleriniz varsa, bunun nedenini sektörde değil kendinizde aramalısınız...

Dolayısıyla 'Senaryo Yazarı-Yapımcı İlilişkisinin temel ilkeleri' semineri, tüm dünya ve Türkiye'deki sistem araştırılarak hazırlandı. Bir yıldır, deneyimlerimin yanısıra yapmış olduğum araştırmalarda, ülkeler ve sistemlerin çok farklı gözükmesine rağmen aynı mantığın varolduğunu gözlemleledim. Türkiye'de üretimlerin içerisinde yer alan biri olarak, fikir sahibi ve üretici ilişkisinde 'beklentiler', 'sınırlar' ve 'kriterler' üzerine eksiklikler olduğunu gözlemledim.

2 Mart 2012 günü ilkini gerçekleştireceğim bu seminerde, bu süreçlerin nasıl işlediğini irdeleyemenin yanısıra, projesi olup, ilerleyemeyenlerin 'sorun'unu keşfetmesini sağlayacak bilgiler verilecek. Her 'proje sahibi' ya da 'yapımcı' sorunun nedeninin keşfedecek.

Seminere katılanlar ile seminer sonrası bir gün buluşarak geribildirim alınacak ve projelerinin sağlıklı yürümesi üzerine bir görüşme yapılacak.



Seminer Tarihi : 02 Mart 2012
Saat               : 14.00-19.00
Yer                 : Yapımlab




YAPIMCI-SENARYO YAZARI ÇALIŞMA MODELİ OLUŞTURMA SEMİNERİ-1 GÜN

Yapımcı ve Senaryo yazarı bir 'projenin' en önemli kişileridir. Bu kişilerin doğru bir metodla çalışması, projenin projelendirilmesinde çok önemli bir rol oynar. Bu çalışmanın sağlıklı temellere oturtulma modellerini, dünyada ve Türkiye'deki çalışma sistemleri içinde irdelendiği bir atölye çalışmasıdır.

ATÖLYE ŞU BAŞLIKLAR ALTINDA YÜRÜTÜLÜR:

-YAPIMCI KİMDİR? SENARYO YAZARI KİMDİR?

-YAPIMCININ İŞLEVLERİ NELERDİR?SENARYO YAZARININ İŞLEVLERİ NELERDİR?

-YAPIMCI-SENARYO YAZARI ÇALIŞMA MODELLERİ

-SINIRLAR

YANLIŞ İNANÇLAR….

SORUNLAR:

-YAPIMCININ SORUNLARI NELERDİR?
-SENARYO YAZARININ SORUNLARI NELERDİR?
-SORUNLARIN OLMAMASI İÇİN HUKUKSAL BOYUT
-SÖZLEŞME Mİ; KÖLELİK ANLAŞMASI MI? 
-SÖZLEŞME SINIRLARı BELİRLEME


-YAPIMCININ KRİTERLERİ
(TARAFSIZLIK, GİZLİLİK, TUTARLILIK, DÜRÜSTLÜK, GELİŞMEYE VE ÖĞRENMEYE AÇIKLIK, İNSAN HAKLARI VE HUKUKA SAYGI)

-SENARYO YAZARININ KRİTERLERİ

-PROJENİN GÜÇLÜ VE ZAYIF YANLARININ AÇIKLIKLA KONUŞULMASI
(-Güçlü yönler, zayıf yönler, işleri doğru sıralamak, olumsuzların olumluya çevirme modelleri, bu yapılırken mevcut kazanımları korumak)



14 Şubat 2012 Salı

YAPIMCI-SENARYO YAZARI ÇALIŞMA MODELİ OLUŞTURMA SEMİNERİ-1 GÜN

Merhaba Sevgili Dostlar,

Önümüzdeki hafta yeni bir seminerimiz olacak. Bu seminer, projesine yapımcı arayan senaryo yazarları ya da proje arayan yapımcılar için tasarlandı. 

Bu seminere katılanlarla daha sonra tek seferlik birebir görüşme randevusu verilecektir

Bu seminere katılmak isteyenler 0 532 4202943 numaralı telefondan Ayşegül Yeşim'e ulaşarak bilgi alabilir.

Seminer Tarihi : 02 Mart 2012
Saat               : 14.00-19.00
Yer                 : Yapımlab




YAPIMCI-SENARYO YAZARI ÇALIŞMA MODELİ OLUŞTURMA SEMİNERİ-1 GÜN

Yapımcı ve Senaryo yazarı bir 'projenin' en önemli kişileridir. Bu kişilerin doğru bir metodla çalışması, projenin projelendirilmesinde çok önemli bir rol oynar. Bu çalışmanın sağlıklı temellere oturtulma modellerini, dünyada ve Türkiye'deki çalışma sistemleri içinde irdelendiği bir atölye çalışmasıdır.


ATÖLYE ŞU BAŞLIKLAR ALTINDA YÜRÜTÜLÜR:

-YAPIMCI KİMDİR? SENARYO YAZARI KİMDİR?

-YAPIMCININ İŞLEVLERİ NELERDİR?SENARYO YAZARININ İŞLEVLERİ NELERDİR?

-YAPIMCI-SENARYO YAZARI ÇALIŞMA MODELLERİ

-SINIRLAR

YANLIŞ İNANÇLAR….


SORUNLAR:

-YAPIMCININ SORUNLARI NELERDİR?
-SENARYO YAZARININ SORUNLARI NELERDİR?
-SORUNLARIN OLMAMASI İÇİN HUKUKSAL BOYUT
-SÖZLEŞME Mİ; KÖLELİK ANLAŞMASI MI? 
-SÖZLEŞME SINIRLARı BELİRLEME



-YAPIMCININ KRİTERLERİ
(TARAFSIZLIK, GİZLİLİK, TUTARLILIK, DÜRÜSTLÜK, GELİŞMEYE VE ÖĞRENMEYE AÇIKLIK, İNSAN HAKLARI VE HUKUKA SAYGI)


-SENARYO YAZARININ KRİTERLERİ

-PROJENİN GÜÇLÜ VE ZAYIF YANLARININ AÇIKLIKLA KONUŞULMASI
(-Güçlü yönler, zayıf yönler, işleri doğru sıralamak, olumsuzların olumluya çevirme modelleri, bu yapılırken mevcut kazanımları korumak)