HOŞGELDİNİZ

Yapım Laboratuvarı : Yapımcılık ile ilgili bilmek istediğiniz herşey...Zeynep Özbatur Atakan'ın gözlemleri, deneyimleri, paylaştıkları...

11 Aralık 2013 Çarşamba

YAPIMLAB İLE İLGİLİ SIK SORULAN SORULAR

Merhaba,
Yapımlab'a katılmak isteyenlerin sık sordukları sorulardan bir derleme yaptım. Daha fazla soracağınız konular için 0 212 252 4556 arayarak veya info@zeynofilm.com adresine mail atarak bilgi alabilirsiniz.


YAPIMLAB'DA ATÖLYE ÇALIŞMALARI İLE İLGİLİ SIK SORULAN SORULAR:

1- Atölye çalışması nedir?

Yapımlab, 'atölye' ya da yabancı dilde 'workshop'lar düzenler. Katılımcılarla, interaktif bir çalışma yürütür. Çalışmanın amacı, bilgi ve deneyim kazandırmaktır. Her katılımcının kendi özellikleri doğrultusunda deneyim kazanması amaçlanmıştır. Bu deneyimlerin, atölye çalışmasının devamında, sektörde kullanılmaya başlanması önemli hedeflerden biridir.


2- Çalışmaların süresi nasıl organize edilir?

2014 Yılında, çalışmalar 16+8 hafta olarak düzenlenmiştir. İlk 16 hafta Zeynep Özbatur Atakan ile birebir dersler yapılır. Devamındaki 8 hafta branşlaşmak istediğiniz alan üzerine bir çalışma yapılacaktır. Zeynep Özbatur Atakan ve konu ile ilgili başka bir eğitmen ile atölye tamamlanır.


3- Atölye sırasında kendi projelerimi geliştirebilir miyim?
Atölyeler sırasında, derslerle paralel kendi projenizi geliştirebilir, derlerdeki çalışmalarınızı bunun üzerinden yapabilirsiniz.

4-Atölyelerde uygulama çalışması yapılıyor mu?
Atölyeler ağırlıklı olarak uygulama içerir. Bu noktada verilen ödevlerin zamanında getirilmesi ve paylaşılması önem taşır.

5-Ödevler neden önemli?
Ödevler, aslında kendi yapabileceğiniz günde 20 dakikanızı alabilecek uygulama çalışmalarıdır. Bu deneyimler, atölye ortamında paylaşılır. Derste anlatılacak konular, birebir katılımcının deneyimlerinden oluşur.

6-Atölyede standart hangi konular var?
Atölyede, sinema sektörüne dair, yaratıcılık, senaryo, proje geliştirme, prodüksiyon, post prodüksiyon, finans yaratma, hukuk konuları çalışılır. Ancak YAPIMLAB butik bir atölyedir. Bu noktada, grubun katılımı ve seviyesine göre konuların anlatılış metotları ve geliştirici çalışmalar belirlenir.

7- Atölye ve devamsızlık durumu nedir?

Atölye'de maksimum 2 hafta devamsızlık yapabilirsiniz. 2 Haftayı geçtiği zaman, kaldığınız yerden başka bir grupla devam edebilirsiniz.

8- Ödev yapamazsam ne olur?

Ödev konusu, atölyenin önem verdiği konulardan biridir. Önemli sebepler dışında herkesin ödevini yapmış olarak atölyeye katılması istenir.


9- Atölye başlama saatine yetişemezsem ne olur?

Atölyenin başlama saatinde 10-15 dakika kadar geç kalanlar derse katılabilir. Bu süreyi aşanlar, 2. bölümde derse kabul edilirler.

10- Atölye'de not tutabilir miyim?


Atölye'de not tutulması önemlidir. Ancak ses kaydı alınmasına izin verilme

8 Aralık 2013 Pazar

İŞ DENEYİMLERİ VE DUYGUSALLIK

Merhaba Sevgili Dostlar,

Pek çok genç arkadaşımızla tanışıp, konuşma fırsatım oluyor. Genellikle, pek çoğunu oldukça karamsar görüyorum. Kimi kötü deneyimler yaşadığını söylüyor, kimi de o deneyimleri sadece duymuş. Böylece bir korku dağı oluşmuş.

Benim, 'kişsel gelişim' ve 'duygusal zeka' konularını ne kadar önemsediğimi, beni tanıyanlar ve atölyelerime katılanlar bilirler. Zira, sinema sektöründe, kişinin en çok geliştirmesi gereken yönlerinden biridir. Bu noktada, kendinizi geliştirerek yaratıcılığınızı daha iyi gösterebilir ve iletişiminizi güçlendirebilirsiniz. Dolayısıyla duygusal zeka'nın gelişimi, bu alanda kendini geliştirmek isteyen arkadaşlarımız için çok önemlidir.

Genellikle duygusal zeka, duygusal olmak ile karıştırılır. Oysa, duygusal zeka, duyguları ne zaman, nerede, hangi düzeyde devreye sokacağını bilmek ve doğru kullanmaktır. Dolayısıyla duygularınızı doğru yönetmek, bir beceri ve stratejik bir durumdur. Olumsuz yaşanan her şeyin nedenin anlayabilmek ve bununla ilgili çalışmak, sizi daha ileriye götürecektir.

Örneğin, iş başvurunuz ile ilgili olumlu bir yanıt alamadığınızda, ya da staj yaptığınız bir ortamda yanlış yapıp üstünüzden sert bir uyarı aldığınızda bunu bir deneyim olarak ele almanız, kişisel düşünmemeniz gerekiyor. Kızgınlığınızı kısa zamanda bitirip, o deneyimden neyi öğreneceğinizi düşünmeye başlamanız ve buradan objektif bir sonuç çıkarmanız gerekiyor.

'Genç', 'deneyimsiz', 'öğrenci' olmak hoşgörüyü arttırıcı bir etken olmak ile birlikte, bu başlıkların arkasına sığınıp savunmaya geçmek, meslek hayatınız için sağlıklı bir tutum değildir.

Bu nedenle, ilk çalışma deneyiminizde, duygusal olarak kırılıp, küsmek yerine, duygularınıza daha analitik yaklaşıp, bunu kendinizi tanıma ve anlama süreci olarak görebilirsiniz.


Kendinize şu soruları sorun:

-Grup çalışmasına uygun muyum? Yoksa daha bireysel çalışmaya mı yatkınım?
-İletişim becerilerim ne durumda?
-Güçlü olduğum alanları tanıyor muyum?
-Bilgi düzeyim nasıl?
-Bu işten ne bekliyorum? 

Bunları kendinize karşı ve işvereninize karşı objektif ve dürüst yanıtladığınızda, zaten önemli bir aşamayı geçmiş olacaksınız.

Çalışma hayatı, profesyonellik gerektirir. Profesyonellik kısa sürede, analitik bir bakış ile kazanılabilir. Bunun için duygusal zekanızı geliştirmeli ve bireysel gelişime açık olmalısınız.

Sinema sektöründe çalışmaya yeni başlayan pek çok arkadaş, farklı tepkiler ile karşılaşacak ve bir bocalama yaşayacaktır. Bu her meslek grubu için geçerlidir. Bu nedenle, karşınızdakinden anlayış beklerken, kendinizi de doğru anlamış olmanız gerekir.





2 Aralık 2013 Pazartesi

KOPYALA-YAPIŞTIR DURUMU

Merhaba Sevgili Dostlar,

Benim atölyelerime katılanlar bilirler, her konu ile ilgili genel bilgi verilir ve işin mantığı anlatılır. Kavramlar konuşulur. Ardından, herkesin kendi 'projesine özgü' sunum ve yapım stratejisinin bulması amaçlanır. Yani temel bilgiler üzerinden, herkesin kendi sinema projesinin kişiliğinin oluşmasına yönelik çalışılır. 24 Haftalık derslerin sonunda, birbirinden farklı ve özgün pek çok proje olur. Hiçbiri,bir diğerinin projesine benzemez. Elbette bu çalışmalarda temel bütçe-maliyet, finans planı gibi somut veriler de, kendine özgün çalışma metoduna göre oluşturulur.

Yeni yılın yaklaşmasıyla, pek çok proje çekmecelerden, raflardan çıkıp bir sunuma dönüşecek ve çeşitli geliştirme fonlarına gönderilecek. Bu noktada, yine rekabetçi bir ortam başlayacak.  Sinema alanında, bazı konular için bilgi gerekmekte ve yaratıcı çalışma o bilgi ile birleşince, anlam kazanmaktadır.

Kopyala-yapıştır yöntemi, kolaycılığın önemli göstergelerinden biridir. Özellikle, şimdilerde ilkokuldan başlayarak lise hatta üniversite dahil ödevler bile bu yöntemle yapılmaktadır. Elbette bazı okullar bu yöntemi yasaklamış olup, hızla anlaşılabilecek bir takım önlemler almışlardır. 

Yıllar önce, filmler henüz dijital formatta çekilmezken, kendimin excel formatında oluşturduğum bütçe formunu, hiç sakınca görmeden paylaştığım genç arkadaşların, o eski formatta bugün bile bütçe hazırladıklarını üzülerek izliyorum. Zira, özgün olma kriterimi korumak için içine koyduğum bazı küçük işaretleri 12 yıl sonra görmek, beni hem şaşırtıyor, hem de düşündürüyor...

Bugünlerde de, bana e-mail ya da sosyal medya yoluyla ulaşıp, 'örnek sunum', ''örnek dosya ' isteyen genç arkadaşlarımız var. Ya da bana danışan ya da zaman zaman derslerime katılanlardan da bu talep geldiğinde, aynı tepkiyi veririm. 'Kopyala-yapıştır' ile yapılan sinema projesi mutlaka sorunlu olacaktır.

Kaldı ki, bir dosyanın mantığının oluşması, emek isteyen bir şeydir. Ben, sinema sektörüne girdiğimde, 'kopyala-yapıştır' yöntemi istemeden, sadece bilgi almaya ve öğrenmeye odaklandım. Zira, o günlerde,  yılda 7 film çekiliyor ve bu konularda kimse de hiçbir şey bilmiyordu. Şimdinin olanaklarının hiçbiri yoktu. Emek ile öğrenmeye odaklandım, kitaplar okudum, araştırmalar yaptım ve metotlarımı oluşturdum.

Şimdi, genç arkadaşlarıma önerim:
Bilgi yolunda, projelerini iyi tanımaya çalışsınlar, araştırma yapsınlar ve kendi metotlarını oluştursunlar. 

Kopyala-yapıştır ile ilerleyen bir projenin sınırları kısıtlıdır. 

Bilgi, araştırma, deneyimlenme, sonuç çıkarmanıza yardımcı olacak ve size dair verilerin oluşmasını mutlaka sağlayacaktır.