HOŞGELDİNİZ

Yapım Laboratuvarı : Yapımcılık ile ilgili bilmek istediğiniz herşey...Zeynep Özbatur Atakan'ın gözlemleri, deneyimleri, paylaştıkları...

27 Ağustos 2012 Pazartesi

YAPIMCILIK YARATICI BİR MESLEKTİR...

Türkiye sinema endüstrisinde  'yapımcılık' uzun yıllardır yanlış bilinen ve bu yüzden yanlış algılanan bir meslektir. Bu nedenle sinema-tv eğitimi alan kişiler tarafından da pek fazla benimsenmez. 

Bunda yapımcı olmak için 'sermaye' gerektiği konusundaki inancında büyük payı vardır. 'Sermaye' sahibi olmak gerekliliği doğru ama nasıl bir sermaye? Sermaye sadece 'para'mıdır? Elbette değildir. 

Paranızda olsa bile eğer bilgiye ve deneyime dayalı bir 'sermaye' sahibi değilseniz, 'yapımcı' olamazsınız. Kaldı ki, 'yapımcılık' mesleği her ne kadar rakamlarla, sayılarla ve parayla ilişkisi olsa da, 'para sahibi' olmayı gerektirmez. Yani her 'parası olan' yapımcılık yapamaz, ama bilgi, deneyim ve iletişim ağını 'doğru' oluşturmuş sermayeye sahip birisi 'yapımcılık' yapabilir. Projesine 'yatırımcı' lar bulabilir, ikna edebilir, 'güven' verebilir... Herşeyden önemlisi stratejik düşünebilme yeteneği ve bilgi- deneyimleri sayesinde riskleri görebilir.

İşte yaratıcı yapımcılık anlayışı bu temel üzerine kuruludur. Deneyimlerinizle pek çok şey düşünebilir, alternatifleri çoğaltabilir ve her işte yeni deneyimler yaşayabilirsiniz.

Bir 'yapımcı' nın, sinema konusunda bilgileri tam olmalıdır. Yani, senaryodan, oyunculuktan, kurgudan, mizansenden anlıyor olmalıdır. Sanatın tüm dalları ile ve özellikle edebiyat ile yakın ilişki içinde olmalıdır. Tüm yenilikleri, teknik gelişmeleri takip etmelidir. Çok film seyretmeli, gözlem yapabilmelidir. 
Sosyoloji, felsefe ve psikoloji bilimleri konusunda donanımlı ve araştırmacı olmalıdır. 

Bütün bunların yanı sıra elbette 'yapımcı' olmasını sağlayan şey, stratejik düşünme yeteneği, fizibilite yapabilmesi, somut hedefler koyabilmesi ve bu hedefe uygun amaçlarla projeyi ilerletmesidir. İşte bütçe-maliyet-nakit akışı denilen herkesin uzaktan yapmaktan çok korktuğu konuların sırrı ise bir önceki cümlemdeki hedef-strateji-amaç üçgenindedir. Bunları doğru oluşturabilmek içinde bir önceki paragrafta olan bilgi ve deneyim gerekmektedir.

Sinema endüstrisinde üretmek isteyen herkes, her bölümün konusundan minimumda olsa anlamak durumundadır.Yazarlık-yönetmenlik-oyunculuk gibi yaratıcılık isteyen alanlarda 'yapımcı'yı sadece hesap-kitap ve organizasyon işlerini yapan biri gibi algılarsanız aslında film için önemli kanallardan birini kapatmış olursunuz. Bu elbette 'yapımcı' ya fikre ya da üretilen esere müdahale etme hakkı anlamına gelmez, 'yapımcı'nın o çalışmaya katacağı yaratıcı çözümlere yol açmış olur. İşte bir yapımcının en önemli özelliği 'yaratıcı çözüm üretmek' ve söz konusu çalışmayı stratejik olarak en doğru şekilde ilerletmektir.

Yönetmen-senaryo yazarı-yapımcı iş birliğinde eğer ilkeler, beklenti, amaçlar ve hedefler arasında birliktelik varsa, şu cümleler olmaz:

'bütçemiz yetmedi' , 'yapımcı izin vermedi', 'yapımcı o planları çıkardı' vs...vs...

İlkeleri, beklentileri, amaçları ve hedefleri konusunda işin başında anlaşmaya varmış ekipten böyle klişe kelimeler duymazsınız.

Çünkü 'yapımcı' hedef koyabilen, gerçekçi ve net olarak yönetmen ile iletişimde olan birisi olmalıdır. Her yönetmeninde, 'yapımcı' seçerken, ya da bir 'yapımcı' dan teklif geldiğinde kendi hedef ve ilkelerine uygun birisi olup olmadığını  bunun yanı sıra yukarıda yazdığım özellikleri düşünmesi gerekir. Sadece para yatırımı yapan bir kişiyi 'yapımcı' olarak konumlamak ileride büyük sorunlara yol açabilir. Sadece para yatıran kişi, eğer bu sektör ile ilgili deneyim ve bilgiye sahip değilse, hedefini filmin sadece ticari geri dönüşü ile sınırlayacaktır. Bu da pek çok soruna yol açacaktır.

Sevgili dostlar,
Türkiye'de sinema endüstrisinin en önemli ihtiyaçlarından bir tanesi 'yapımcı'dır. Önümüzdeki yıllarda bu endüstride üretmek istiyorsanız meslek olarak 'yapımcılık' mesleğini de düşünmenizi ve düşünmüyorsanız bile 'yapımcı' konusunda bakış açınızı bu yöne çevirmenizi öneririm. 
Çünkü dünyada sinema endüstrisinde 'yapımcılık' saygı duyulan ve ödüllendirilen bir meslek dalıdır. 



20 Ağustos 2012 Pazartesi

MESLEK OLARAK SİNEMA İLE İLGİLENİYORSUNUZ AMA NE KADAR FİLM İZLİYORSUNUZ?

Merhaba Sevgili Dostlar,

Ben bayram tatillerini şehirde kalıp geçirmeyi sevenlerdenim... İzleyeceğim filmler, okuyacağım kitaplar, araştıracağım konuların yanı sıra İstanbul'un bu tenha durumunu fırat bilip, yürüyüşler, dost ziyaretleri filan yaparım.

Film izlemek demişken, bir süredir derslerime katılan öğrenci arkadaşların pek çoğunda ve de sinema ile ilgilenmek isteyen pek çok genç ile konuştuğumda çok az sayıda film izlediklerini üzülerek gözlemliyorum.  

Kendi sinema eğitimi aldığım günleri düşündüğümde, o zamanın imkanları ile bugünün karşılaştırılamayacak olmasına karşın arkadaşlarımın ve benim ne çok film izlediğimi(zi), en sevdiğimiz derslerden birinin 'sinema tarihi' ve 'film analizi' olduğunu hatırlıyorum. Günlerce, saatlerce bitmeyen sohbetler, bununa bir beta ya da vhs kasetin elden ele dolaşması gibi nice anı var.

Şimdi bu kadar geniş imkanlar varken, sinema ile ilgilenen, bu alanda profesyonel olmak isteyenlerin televizyon dışında film izlememesi beni şaşırtıyor ve gelecekteki meslektaşlarım adına da endişelendiriyor. Çünkü, hem yaratıcılık, hem bilgi açısından 'film izlemeyen' bir sinemacı olabileceğine inanmıyorum.


Şimdi sinema-tv okullarında öğrenim gören pek çok öğrencime sorduğumda bu tip derslerin çok az olduğunu duyuyorum. Oysa sinema bilgi, deneyim ve uygulamalarla yapılan bir sanat ve meslektir. Sadece uygulama öğrenmek, ya da sadece teori öğrenmek yetmez. Hepsi bir arada olduğunda bir anlam ifade eder. Bir sinemacı da hem bilgi öğrenerek, hem uygulayarak, hem de 'film izleyerek' sinema alanında ilerleme kaydedebilir.

Bu açıdan bugün tüm sinema ile profesyonel olarak ilgilenen arkadaşlarıma  'film izleme' konusunu ciddiye alarak, sinema tarihi bilgilerini, geçmişten bugüne karşılaştırmalı olarak çalışmalarını öneriyorum.