HOŞGELDİNİZ

Yapım Laboratuvarı : Yapımcılık ile ilgili bilmek istediğiniz herşey...Zeynep Özbatur Atakan'ın gözlemleri, deneyimleri, paylaştıkları...

6 Ocak 2014 Pazartesi

SENARYOMUN FİLM OLMASINI ÇOK İSTİYORUM DİYENLER İÇİN....

Merhaba Sevgili Dostlar,

Senaryosu olup, film olabilmesini ya da değerlenmesini isteyen pek çok kişi var. Ancak, bu konuda bazı bilgi ve gelişimlerin tam olması çok çok önemli. Zira, senaryo yazmak, uzaktan görüldüğü gibi kolay bir şey değil. Hatta bir filmin gerçekleşebilmesi için  en önemli ögelerden biri diyebilirim. Genellikle elime gelen senaryoların pek çoğunda, dramaturji, karakter açılımlarında sorunlar ve buna pek çok teknik eksiklik eşlik ediyor. O zaman belki de, doğru cümle şu olmalı : ' Bir fikrim, hikayem var, nasıl senaryo yazabilirim?'

Senaryo bir fikir ile başlar ama fikrin varlığı tek başına yeterli değildir, edebiyat metni değildir, öyküsü vardır ama 'öykü' değildir, duygu paylaşımı notları değildir, anı defteri hiç değildir.Sinema filmi senaryosu, sinema endüstrisinin içerisinde, yukarıda da belirttiğim gibi 'hayati' rol oynayan bir formattır. Bu format, çekilecek filmin yapısına göre oluşturulur.

Dolayısıyla ilk kez senaryo yazdım diyenler, ya da senaryo alanında kendini geliştirmek isteyenlerin mutlaka, senaryo yazımı konusunda eğitim almaları gerekiyor. Ama yeterli mi? Bence değil... Neler mi yapılmalı:

-Edebiyat bilgisi ve edebiyat ile ilişkisi olmalı,
-Çok fazla sayıda filmi analiz ederek seyretmeli,
-Sinema tarihi bilgisi tam olmalı,
-Tarih, sosyoloji, politika, felsefe, psikoloji ile ilgilenmeli,
-Güncel yaşamda çevresini objektif gözlem yapabilmeli,
-Toplumsal duyarlılık sahibi olmalı,
-Kendi hassasiyetlerinin farkında olmalı,
-Sinema sektörünü tanımalı,
-Bir filmin yapım ve yönetim aşamalarını bilmeli,
-Sinema terminolojisi konusunda bilgi sahibi olmalıdır.

Sevgili Dostlar, senaryo alanında kendini geliştirmek isteyenler, yukarıdaki listeye göre kendilerini kontrol ettikten sonra, ortaya çıkmalıdırlar.

Bu çalışarak yapılabilecek bir şeydir. İşte yetenekli iseniz, bu konularda da çalışırsanız, emin olun yolunuz açılacaktır. Dolayısıyla, bir hekimin bilgi sahibi olmadan nasıl hastaları muayene etmesi doğru bir şey değilse, sinema konusunda yukarıdaki saydığım bilgiler konusunda hiçbir adım atmadan, senaryo yazmaya kalkışmak doğru bir adım olmayacaktır. Size sadece zaman kaybettirir.

Unutmayın ki emeklemeden yürüme öğrenilmez. Genellikle, Türkiye'de emeklemeden yürümeye yönelik bir durum söz konusu bu alanda... Yani, pek çok kişi, bir senaryo yazdığında, onun olağanüstü bir şey olduğunu ve bir 'yapımcı' fırsatı ile en yüksek noktalara ulaşacağını düşünüyor. Bunun nedenlerinden biri de, sinema sektörünün uzaktan yanlış algılanması ile ilgili bir sorundur. Türkiye'deki sinema sektörü, henüz gelişmekte olan bir sektördür. Sektör dışarıdan hızlı bir büyüme gösteriyor gibi gözükebilir ancak, buna eşlik eden pek çok sorun vardır. Ancak, bu karamsar bir durum değil, ama farkında olunması gereken, gerçekçi düşünülmesi gereken bir durumdur.

Dolayısıyla gerçekçi ve bilgiye yönelik adımlar, başarıya götürecektir.
'Bir senaryo yazdım, yapımcı bulamıyorum' illüzyonundan kurtulup, sektörü tanımak, gerçekçi hedefler koymak, bilgi ışığında bu hedefleri gerçekleştirmek, ve hedefi doğrultusunda bir önceki günden daha ileri gitmek, sizi geliştirecek ve başarıya ulaştıracaktır.

Senaryo alanında ilerlemek ya da kariyer yapmak isteyenler, iyi bir eğitmenden mutlaka 'senaryo teknikleri' üzerine çalışma yapmalı, kendilerini sinema sektörü konusunda geliştirmelidirler.

3 yorum:

  1. Şans şans şans,şans diye bir şey olmasa;Recep ivedik,CELAL ile CEREN,çalgı çengi(Düğün Dernek) ve türevleri olmazdı...Çünkü saydığınız maddelerin hiçbiri bu filmlerde yok...

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Umut Öztürk, şans faktörü her zaman var... Benim önerilerim, işini şansa bırakmak istemeyenler için... Ayrıca, sözünü ettiğiniz filmlerin başarı nedenlerinin sadece şans olduğunu düşünmüyorum. Bu noktada, ben şans faktörünün diğer bütün şartlar biraraya geldiğinde işe yarayacağını düşünüyorum... Selamlar, iyi şanslar!

    YanıtlaSil
  3. Bugün Türkiye'de bir çok usta müzisyen, Türk halkının kulağına en hoş gelen makamda yapılan bir şarkının çok satacağını bilir. Ancak bu şarkının da en müstesna müzik eseri olmayacağını da bilir. Sözü edilen filmler de çok hasılat yapıyor diye çok müstesna sinema eseri değiller. Box Office Türkiye rakamları incelendiğinde seyircinin genel eğiliminin absürd komedi olduğu da görülecektir. Yani şans faktörü varsa da bu çok planlanmış bir faktör gibi duruyor. :)

    YanıtlaSil