Merhaba Sevgili Dostlar,
Oldukça yoğun bir sürecin ardından burada tekrar beraber olmanın mutluluğunu yaşıyorum...
Öncelikle Cannes ve izleyebildiğim filmler ile ilgili ayrıntılı bir yazı hazırlıyorum... Sanıyorum iyi bir değerlendirme yazısı olacak...
Bu arada dün Facebook'ta bu blogda neler yazmamı istersiniz diye sormuştum... Katılıp, öneri getirenlere teşekkür ederim. Tüm istekleri burada cevaplamaya çalışacağım. Ama Cannes sonrası 'Sessiz' in başarısı üzerine gelen soruların cevabı olabilecek bazı şeyleri paylaşmak isterim. Ve de buradan 'Sessiz' filminin yönetmeni Rezan Yeşilbaş'ı ve emeği geçen herkesi tekrar tebrik ederim...
Sevgili dostlar, öncelikle Türkiye'den katılan genç bir arkadaşımızın filminin başarılı olmasından hepimiz mutlu olmalıyız...
Dün bana gruptan ya da e-posta ile ilgili gelen pek çok soru, Cannes'da ve diğer festivallerde ödül neye bağlıdır? sorusuydu...
Sevgili dostlar, açıklıkla belirtmeliyim ki, bunun bir formülü yok... Hatta şunu belirtmeliyim ki, 3 kez Cannes'a yapımcılığını yaptığım filmlerle gitmiş bir yapımcı olarak, her sürecin sürprizli, değişken ve heyecan dolu olduğunu belirtmeliyim.
Festivallerin ve Cannes Film Festivali'nin öncelikle bir 'artistik yönetmeni' vardır ve buna bağlı çalışan 'programcılar' ve 'danışmanlar'... Bu programcılar ve danışmanlar bütün bir yıl film izlerler ve notlar alırlar... Ardından Artistik Direktör ile son kararları verirler. Festivallerin yaklaşmasına yakın ise, program açıklanır.
Jüri ise, tamamen bağımsız bir topluluktur. Festival yönetimi tarafından seçilen filmleri, festivalde izlerler, bağımsız bir ortamda tartışırlar ve kararlarını verirler.
Jüri kararlarını bir pazarlama stratejisi, ya da başka bir şeye bağlamak, o jüriye ve katılan filmlere, emeğe biraz haksızlık olur...
Yani bu sonuçlar her yıl filmlerin durumuna, jüriye göre değişkenlikler gösterir. Her yıl, bir önceki yıldan farklı sonuçlar alınabilir. Ve de hiçbir jüri bir başka jüriye benzemez... Bir festivaldeki sonucu, bir başka festivaldeki sonuçla karşılaştırmak doğru değildir....
'Sessiz' filmine gelecek olursak, ben filmin kısa film alanında 'Altın Palmiye' almasına çok sevindim. Bundan birkaç ay evvel Akbank Kısa Film Festivali jürisindeyken de filme 1.lik ödülü vermiştik ve benim favorimdi...
Çünkü, filmin kendi anlatım dilini, ele aldığı konuyu, oyunculukları (Belçim Bilgin-Cem Bender), yönetmenin yaratıcı sınırlarını bilinçli kullanmasını çok beğenmiş ve filmi savunanlar arasında yer almıştım.
Akbank'ta 'en iyi kurmaca' ödülünü de yönetmen'e ben takdim etmiştim...
Özetle, şimdi bu yönetmenimizden yeni ve başarılı filmler beklemeye başladık... Başarısından mutlu olduk...
Bu blogu takip eden arkadaşlara da, bu filmin başarısının hepinize cesaret vermesini diliyorum... Ve burada daha pek çok arkadaşımı kutlamak istiyorum...
Festivaller üzerine burada yazmaya devam edeceğim... Ama Cannes sonrası, bir 'başarı'yı anlatarak başlamaktan çok mutluyum...
siz nuri bilgenin filmlerinin yapımcılığnı yaptınız ve onun eşi ebru ceylan da yanlış hatırlamıyorsam kısa filmde aynı dereceyi yapmıştı peki sizce bu iki filmden hangisi daha başarılı.. Başka bir şey daha;böyle kısa filmler çeken üniversite öğrencisi olsun ya da baska bi şekilde kısa filmini böyle büyük yarışmalara yollamak isteyen insanların yapımcılığı yapmak için sizin kendi kriterlerini var mı ya da size sunulan bir filme"bu filmi başka insanlara izletmeliyim,yapımcılığını üstlenmeliyim." diyormusunuz?
YanıtlaSilİyi film projesi kendini belli eder.. Elbette buna karar vermek belli bir birikim ve deneyim gerektirir. Bugüne dek, beğendiğim her projeye yardımcı olmaya çalıştım... Ama burada mesele benim yardımcı olmam değil, proje sahibinin kendine ve projesine objektifliği, görüşlere ne kadar açık olduğudur... Bana sunulan filmlere bugüne kadar geliştirdiğim bilgi, birikim ve sezgilerimi katarak görüş bildiririm... Ve de görüşüm önemli festivallere katılması ise bu konuda her türlü desteği veririm...
YanıtlaSilMerhaba Zeynep Hanım.Benim canımı sıkan bir şeyi sizinle paylaşmak istiyorum:Sinema ve Tv sektörünün neden bu halde oluşu.Neden sadece birkaç kişinin yaptığı işler kale alınır,hep onların işlerine öncelik verilir.Oysa yeni neslin fikirleri her zman daha güncel olur,yaratıcı olur.Ben yazıyorum ve yazmadan da duramıyorum.Eskiden kapı kapı gezenler şimdi kapısı bile çalınmaz hale geldiler.Birşeyler yazdım ,çok meşgul etmeden bakmanız mümkün mü? Diye kimin kapısına gittiysem.Bırak kendilerinin bir dakika zaman ayırması.sekreteri yada asistanın o küçümser bakışlarıyla karşılaştım.Kime nasıl güveneceğini bilemiyorsun.
YanıtlaSilUzun metraj sinema senaryomu bitirdim.Ses getireceğine inandığım bir dizi senaryosu hazırlığı içindeyim niçin ses getirecek diyorum çünkü ben çok iyi bir izleyiciyim.Dizinin 3 bölümünü yazdım,8 bölümününde synopsisini oluşturdum.
Zeynep hanım şimdi bu konuda sizden yardım istiyorum.Bir akıl ver,bir yol rica ediyorum.Tşkr ederim .Umarım yazdığıma bir cevap gelir.CANNES'a neden bir gün bizimde yolumuz düşmesin.Hepsi sadece halde kalmasın.Saygılarımla
Tarık GÖZETEN
Sayın Serkan Güleç'i Zeynep Hanım'ın izni ve takdiriyle düzeltmek istiyorum. Ebru Ceylan Kıyıda adlı kısa filmi ile yarışmalı bölüme seçilmiş fakat bu ödülü alamamıştı. Nuri Bilge Ceylan'ın Koza, Belma Baş'ın Poyraz adlı kısa filmleri de yarışmalı bölüme seçilmişlerdi. Fakat Altın Palmiye'yi alamamışlardı. Bu ödül ilk kez ülkemizden bir yönetmene verildi. Gülhan Düzgün Varank
YanıtlaSilSevgili Gülhan, düzeltme için teşekkür ederim:)
Silmerhaba Tarık Gözeten, canınızı sıkan şeyleri anlıyorum ama bana söyleyin hangi sektör daha kolay... Ben senaryo değerlendirmesi yapmıyorum... Kendi yapımcısı ve danışmanı olduğum projeler dışında senaryo okumuyorum.Eğitim veriyorum... Ve herkesin sorununu kendi odağında çzömesine yardımcı oluyorum... Sorunu tek taraflı görmemek ver yılmadan yürümek lazım... sektörde kendinizi konumlandırmak istiyorsanız, zaman içinde çalışarak ve gözlemleyerek yol almalısınız... Sektördeki farklı alanlardaki deneyimlerinizi geliştirmelisiniz ve umudunuzu kaybetmemelisiniz... Selam ve sevgiler...
YanıtlaSildiyeceğim şu ki atıyorum size biri"merhaba zeynep hanım ben bir film çektim ve bunu size izletmek istiyorum" dese sizin tepkiniz ne olurdu? Gençlere yardım ettiğinizi biliyorum ama bir uluslararası bir platformda kısa film olarak zeyno filmi görebilecek miyiz?
YanıtlaSilFilm ve yönetmen Zeyno Film kriterlerine uygunsa, örtüşen beklentileri varsa EVET... 15 Haziran'da YAPIMLAB'da kısa filmcileri ilgilendiren bir çalışma başlıyor... Blogu takip ederseniz öğrenebilirsiniz ve de sorularınıza cevap olur sanırım..Selamlar...
YanıtlaSil