HOŞGELDİNİZ

Yapım Laboratuvarı : Yapımcılık ile ilgili bilmek istediğiniz herşey...Zeynep Özbatur Atakan'ın gözlemleri, deneyimleri, paylaştıkları...

1 Mayıs 2012 Salı

CÜNEYT TÜREL'E VEDA...

Merhaba Sevgili Dostlar,


Bugün üzücü bir haber ile başladık güne... Sevgili Cüneyt Türel'in vefatı, beni derinden etkiledi. Kendisini şahsen tanıma ve çalışma şansım olduğu için çok mutluyum. Bugün kaybettiğimiz haberini aldığımdan beri de bir o kadar hüzünlüyüm... 


Cüneyt Bey, o kadar zarif birisiydi ki, nasıl anlatsam bilemiyorum. Benim henüz bu sektöre girdiğim asistanlık yıllarımda çalışmaya başladık. Birlikte, pek çok reklam filmi dublajı yaptık... O günlerde henüz sinema-tv öğrencisiydim ve asistanlık yapıyordum... Ama ne asistanlık, her şeye koşturmak anlamına geliyor, bugünkü asistanlık anlayışına oldukça uzak dönemler... Bir reklam filmin başından sonuna kadar yani ön hazırlıktan, yayın kopyasının teslimine kadar her şeye yetişmeye çalışırdık. O zamanlar henüz dublaj kast ajansları da kurulmamıştı... Dolayısıyla dublaj sanatçılarını bizler arardık... Bu nedenledir ki, Cüneyt Bey ile pek sık çalıştık. Özellikle reklam ajansında çalıştığım yıllarda '...Burası Yapı Kredi' cümlesini söylemesi için her hafta görüşürdük... Kendisinde gördüğüm en önemli özelliklerden biri, günümüzde nesli tükenmekte olan bir kibarlık 'beyefendilik'ti... 


Cüneyt Bey, benim de kişisel tarihimin uzaktan gözlemcilerinden biriydi ve her gördüğünde takdir ederdi... Bana 3. asistan olduğumdan bugüne dek hep 'siz' diye hitap etmesi benim için çok kıymetlidir...


Buradan paylaşmak istediğim bir şey daha var:
Bundan birkaç ay önce , önümüzdeki günlerde başlayacak Tiyatro Festivali için Sevgili Tilbe Saran ile birlikte bir oyun hazırlıyorlardı. 2 kişilik bir oyun... Oyunda Çehov'u canlandırıyordu. Oyunu Başar Sabuncu yönetiyor, Metin Deniz sanat tasarım'ını yapıyor, eşim Selim Atakan'da müziklerini hazırlıyordu.


Bu nedenle ilk okuma provalarında bu şahane ekiple birlikte oldum. Hatta, çok yakın zaman kadar bu provalara devam etti ve her an rolüyle birlikteydi... Hastalığı çok hızla ilerleyip, durumu ağırlaşıncaya kadar...




Saygısı, profesyonelliği, değerleri hep aklımda kalacak...


Bu değerleri kaybettikçe içimde bir yalnızlaşma duygusu, çocukluğuma her seferinde veda ediyor gibi hissediyorum...


Bu hislerle, Taksim'den gelen sesler birbirine karışıyor... Hayat, hayat gibi...


1.Mayıs.2012
Gümüşsuyu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder