Merhaba Sevgili Dostlar,
bugün 40-50 arasındaki soruları cevaplıyorum. Tülay Yaşar'a soruları için çok teşekkür ederiz.
TÜLAY YAŞAR
41-Türkiye’deki yapımcılık sisteminin Amerika’daki
yapımcılık sistemiyle örtüşen ve örtüşmeyen kısımları nelerdir?
Bu soru, çok uzun
analiz edeilecek bir konudur. Ama temel fark şudur: Amerika’da bir sektörden
sözedilebilir. Sektör, yapımcısı, yazarı, yönetmeni, oyuncusu, her alanda
uzmanlaşmış ekipleri ve bunun yanısıra üretilen işi satın alan bir izleyici
kitlesi ile mevcuttur. Türkiye’de ise bütün bu sektörü vareden ögeler henüz
gelişmekte olup, izleyici kitlesi belli olmadığı için, ‘yatırım, nakit sermaye’
sorunu henüz hallolmamıştır. Bu nedenle Türkiye’de yapımcılık, bu bağlamda
kurumsallaşma sorunları yaşamaktadır.
42-Gişe başarısı bir yapımcının ana motivasyonu olabilir
mi?
Yapımcının
hedeflerine göre değişir.
43-İyi bir film projesi kötü bir yapımcının eline
geçtiğinde bu proje nasıl bir başarısızlığa dönüşür ve bu noktada yapılan
kritik hatalar nelerdir?
Bu soru kendi içinde
sorular barındırıyor. ‘iyi’ proje ‘kötü’ yapımcı gibi kavramlar çok soyut ve
önyargılı kavramlar... Bence günümüzde ‘iyi’ bir proje sahibi, ‘iyi’ bir
yapımcı seçebilecek özelliklere sahip olmalıdır.
44-Sanat filmi yapımcısı ve gişe filmi yapımcısı diye bir
ayrım yapmak ne kadar doğru? Yoksa bunlar birbirinin içine geçiyor mu?
Her filmin ticari
beklentisi vardır. Sermaye sahibi yatırımcı-yapımcı ile kavram karışıklığı söz
konusudur. Bu bağlamda, her yapımcı için filminin gişesi, koyduğu hedefler açısından önemlidir.
45-Bir yapımcının projeye ne kadar müdahale etme yetkisi
var?
Yönetmen ve senaryo
yazarı ile başta kurmuş olduğu ortaklık ve sınırlar bu ilişkiyi belirler.
46-Yapımcı yönetmen kimyası diye bir olguya inanıyor
musunuz ve duyguları işin içine katmadan yine de iyi bir iş ortaya
çıkarılabileceğine inanıyor musunuz?
Duygulara elbette
ihtiyaç var. Öncelikle birlikte çalışacak kişilerin, birirbirlerine karşı
pozitif bir yaklaşım içerisinde olması gerekiyor. Duyguların işbirliğindeki
oranını belirlemek lazım. Bir yönetmen ve yapımcı arasındaki temel işbirliği şu
şartlarda oluşur:
-Hedef birliği
-Ortak amaçlara
sahip olmak
-Karşılıklı
beklentilerin örtüşmesi
Bu konuda anlaşma
olmadan, iyi duygular hiçbir işe yaramaz.
Öncelik olmamalıdır.
47-Türkiye’de yapımcılık mesleğinin geleceğini nasıl
görüyorsunuz?
Sinema alanında, önümüzdeki
10 yılda ‘yapımcılık’ mesleğinde devrim yaratacak gelişmeler olacağına
inanıyorum.
48-Türkiye’de yapımcılık mesleğinin geleceğini nasıl
görmek isterdiniz? Bu konuda bir hayaliniz ya da vizyonunuz var mı? Varsa
bunları paylaşabilir misiniz?
Hayalim, pek çok
Türkiyeli yapımcının dünya çapında işler çıkarmasıdır.
49-İyi bir yapımcı vizyonlarını mesleğine nasıl entegre
edebilir?
Yapımcılık mesleğini
seçen birisi, iyi bir vizyona sahip olduğunu bilir, bunu geliştirir ve bu
özelliği ile yaptığı her işte fark yaratabilir.
50-Türkiye’de yapımcılık alanında tıkanıklık gördüğünüz
noktalar var mı? Varsa nelerdir ve siz olsaydınız bunları nasıl çözerdiniz?
Yapımcılık, hala
anlam olarak kurumsallaşmış değil...’Nakit sermaye sahibi’ ya da ‘yatırımcı’
olarak algılanıyor. Öncelikle bu yargının değişmesi gerekiyor. Bu değişim ve
yapımcıyı doğru algılayan diğer sektör ortakları olduğu zaman önemli değişimler
olacağına inanıyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder