Sevgili Dostlar,
Dün telefonla, e-posta ile, sms'le ve sosyal medya üzerinden ulaştırdığınız tüm mesajlar için çok teşekkür ederim.
Hayat çok ilginç... 24 Ocak günü, yoğun bir günün ardından eve döndüm... İlk telefon kuzenimden geldi... Yengemin vefat ettiğini söyledi... Öylece koltuğa oturdum, elime telefonu alıp, aile bireylerinin bir kısmına haber verdim.
Sonra telefon tekrar çaldı ve Theo 'nun haberi geldi... Theo, ağır yaralıydı ve ameliyattaydı. Ardından kısa bir süre sonra kaybettiğimizi öğrendik..
Böyle zamanlar, hayatımızın anlamını bir kez daha sorgulamamızı sağlıyor. Ben de, aynı gece tek bir şeyi düşündüm... İnsan sevdiği işi yapıyorsa, bundan büyük mutluluk olamaz... Theo, 77 yaşında daha çekeceği nice filmin hayalini kuruyordu...'Çekeceğim çok film var' diyordu... Ve bu durum, 'O'nu herkesten daha dik ayakta tutuyordu.
Özetle, ben de işini çok seven bir yapımcı olarak, başak hiçbir işte bulamayacağım bu inanılmaz paylaşımları 'sinema' sayesinde yaşıyorum. Hayata baktığımda, güzel bir ailesinin olması, işini sevmesi en büyük zenginlik...
Yarın, Atina'ya gidiyorum... Cenaze törenine... Sevgili 'dost' ile vedalaşmaya...
Bugünkü yazım, biraz kısa ve duygularımı size aktaran bir yazı oldu. Bu blogda, bir 'Yapımcı'nın her halini tanımanızı istiyorum. Sonuçta her ne kadar burada profesyonelleşme için birşeyler yazıyorsam da, bu da hayatın başka bir yüzü... Paylaşmayı seviyorum...
Yazmaya devam edeceğim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder