Aksi takdirde, biri diğerinin tehdidi olur. Yani, hangi taraf iyi olursa olsun biribirini destekliyor olmalıdır. Yani , senaryo ile bütçe hedeflere uyumlu değilse ilerleyemezsiniz... Bu projenin yapılabilmesi için gerekli mantığın oluşmadığını gösterir.
Bu mantığın kurulabilmesi için de, yönetmenin konumu, yapımcının konumu ve en önemlisi projenin konumlandırılması arasında denge kurulması gerekmektedir.
Bir fikir ya da hikaye sahibi olanlar, genellikle buna 'proje' dedikleri için kafa karışıklığı olur... Oysa buna 'film olabilecek bir fikrim var, bunun senaryosunu da oluşturdum' denilmesi gerekir. Çünkü, bunun gerçek dünyada hayat bulması projelendirilerek olabilir.
Dolayısıyla, proje geliştirirken:
- Fikriniz ile nasıl fark yaratacağınızı mutlaka düşünün.
-Fikrinizin yaratacağı farkı biliyorsanız, bunun sağlamasını mutlaka yapın... Bunu için film izlemek, dünyadaki gelişmeleri ve bakış açısını takip etmek önemlidir.
-Yapımcılık fikri ile ilgili, klişe ve kulaktan doma düşüncelerinizi değiştirmeye başlayın. Yapımcılığın ne olduğunu anlamaya çalışın.
-Yapımcılığın ne olduğunu, sizden gerçekçi olarak ne bekleneceğini, yapımcıdan önce siz bilin.
-Doğru ve gerçekçi hedefler koymayı öğrenin.
-Filminize yatırımcı bulmanız yapımcı bulduğunuz anlamına gelmez. Yatırımcının, yatırımlarının boşa gitmemesi için 'yapımcı' ya ihtiyacı vardır.
-Finans planının ne anlama geldiğini öğrenin. Örneğin projeniz Kültür Bakanlığı'ndan ilk kez ödenek aldıysa, finans planınızdaki yüzdesine bakın. %60'dan aşağıdaysanız, heyecanla filme başlamayın.
-Fikrinizi ya da senaryonuzu profesyonel olarak değerlendirmeye sokun... Yani bir senaryo doktorundan ya da danışmandan bu konuda destek alın.
-Filmin yapım tarafı ile yaratım tarafının denk yürüyebilmesi için günümüzde yapımcılığın ne anlama geldiğini öğrenin....
Sevgili dostlar, bu konuyu yazmaya devam edeceğim. Görüş, öneri ve sorularınızı info@zeynofilm.com adresine gönderebilirsiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder