Merhaba Dostlar,
bugün yine bir paylaşımımız var. Avrupa'da geçtiğimiz Ekim ayında gerçekleşen bağımsız dağıtmcılar toplantısında, digitalleşme süreci ile ilgili önemli tespitler yapılmış. Çevirisi Elif İdiz tarafından yapılan bu yazıyı sizlerle paylaşıyorum.
Bu arada, '100 soru' çalışması için, sorular gelmeye başladı. Herkesten soru beklemeye devam ediyorum.
AVRUPA BAĞIMSIZ DAĞITIMCILAR TOPLANTISI’NDAN....
Fransız sinemasının öncülerinden Auguste ve Louis Lumiere kardeşlerin evi olan ve onların anısına daha sonra müze haline getirilen Lyon’daki “The Villa Lumiere” (Lumiere Villası), Ekim ayında Europa Distriubtion(Bağımsız Avrupalı Dağıtıcılar Ağı)’ın beşincisi gerçekleşen yıllık toplantısına ev sahipliği yaptı. Toplantı, Avrupa çapında 65 bağımsız dağıtıcının katılımıyla gerçekleşti. Ancak toplantı sırasında Lumiere’lerin The Gardener ve Arrival Of A Train At La Ciotat filmlerinin gösterilmesi bir yana, toplanan dağıtıcıların ilgisi çoğunlukla dijital çağın getirilerine yoğunlaştı.
Dijitalleşme oranın Fransa’da %56, Birleşik Krallık’ta %53, Almanya’da %40 ve İtalya ile İspanya’da ise %30 olduğu belirtildi. Konferansın her yıl olduğu gibi bu yıl da en çok tartışılan argümanı, dağıtıcılara yeni dijital ekipman bütçelendirmesine yardımcı olmaları için empoze edilen VPF(Sanal dijital bütçelendirme) oldu.
Avrupa çapında bağımsız dağıtıcılar, VPF için binlerce ekran yaratmış ve onların gelirini çıkarmak isteyen Arts Alliance, Sony, XDC ve Ymagis gibi firmalarla pazarlık yapmaya mahkum olmuş durumdalar. Birçok bağımsız dağıtıcı, en büyük firmalar tarafından ele geçirilmiş olan bir piyasada haksızlığa uğradıklarına inanıyorlar. İngiliz Dağıtım Firması “Soda Pictures”ın fabrika müdürü Edward Fletcher, “Bazen bana önerilen bir ekranı reddettiğim oluyor çünkü bütçemin VPF’yi karşılayıp karşılamayacağından emin olamıyorum” diyor.
Aralarında Les Films du Losagne, Memento, Le Pacte, Wild Bunch ve Sophie Dulac’ın da bulunduğu 20 Fransız Dağıtıcı Firma, DIRECT adı altında toplanarak VPF’ler ile ilgili kollektif bir pazarlık yapma ortaklığına girişti. Fransız Yasası gereğince, dağıtıcılar dijital ekipmanların kurulumunu takipen 10 yıl içinde VPF’lerin ödemesini yapmak durumundalar. Fakat ücretler ve süre ile ilgili bir takım dalavereler dönüyor. Sophie Dulac Firması’nın dağıtım sorumlusu Eric Vicente’nin belirttiğine göre, geçen yıl Ymagis firması ile yapılan üç haftalık pazarlık sürecinin ardından teklif fiyatı yalnızca %2 oranında düşürülebilmiş. Fakat daha sonra DIRECT kuruluşu devreye girmiş ve yaklaşık %10 ila 15 arası bir indirim sağlanmış.
Konuyla ilgili en büyük açmazlar, dijital ekipman fiyatları, dağıtıcı firmaların dijitalleştirme süreci için ödemeleri gereken yüzdelerin fazlalığı ve son olarak ödeme süreleri. Les Films du Losagne’ın dağıtım yöneticisi Regine Vial, “Dağıtıcı firmalar olarak bizler bu alışverişin %75’ini karşılamamız gerektiğine inanıyoruz. Ancak satış firmaları bizim %85’lik bir pay empoze etmeye çalışıyorlar,”diyor ve ekliyor, “Her iş için gereken ekipman ücretleri kiminle pazarlık yaptığınıza göre 83.000 ile 125.000 Dolar arasında değişiyor. Ama biz bunu taban fiyata düşürmeliyiz”.
Vial’ın söylediğine göre DIRECT, yakın zaman önce Arts Alliance ilebir anlaşma imzalamış ancak hala Ymagis ile hararetli, tartışmalı bir pazarlık süreci içindeymiş. Paris menşeli firma, MK2’lerin yanı sıra 600 adet UGC ekranı dijitalleştirmiş ve şimdi de VPF ile ilgileniyormuş. “Şimdilik Ymagis ile, 31 Aralık’a kadar sürecek olan kısa süreli bir anlaşmamız var. Ancak biz uzun süreli bir anlaşma yapmaya çalışıyoruz” diyor Vial. “Fiyatlardan memnun değiliz ve Ymagis bize 10 yıllık bir geri ödeme planı çıkarıyor. Bu sürecin kısalması gerektiğini düşünüyoruz.”
Konferansın hemen öncesinde Barcelona ve Berlin’de de yerel ofisleri bulunan Ymagis firması, Filmax, Golem ve Vertigo’nun da aralarında bulunduğu 14 İspanyol Dağıtım Firması ile anlaşma imzalamış.
Konferansın ardından Paris’te bir yaptığı konuşmada Ymagis firmasının kurucusu Jean Mizrahi, bir dağıtıcının onun için kullandığı “Fransız dijital sinemasının büyük kötü kurdu” lakabını reddetti. Eclair firmasının eski CEO’su, dört yıllık bir geçmişe sahip olan şirketlerinin birçok Avrupa ülkesinde dijitalleşme sürecine aracılık ve öncülük ettiğini belirtiyor. Bu öncülüğün, geçiş döneminin ardından dağıtıcıları finansal olarak rahatlmaya başlayacağına inanıyor.
Mizrahi, “Bu değişim ve geçiş dönemini bizim gibi özel kuruluşlar sağladı,” iddiasında bulunuyor. Üstelik toplamda 1.400 adet olan Fransa çağındaki dijital ekranların yarısının Ymagis ve rakipleri tarafından üretildiğini söylüyor. Sözlerine iddialı bir biçimde devam ediyor, “Biz itici bir güç olduk. Biz risk almasaydık, bu süreç bir on yıl daha gecikirdi. Avrupa çapında Ymagis için finansal taahhüt yaklaşık 138,7m Dolara ulaştı.”
Avrupa çapında, aralarında hiç gösterişli olmayan Champs Elysees’deki bodrum katı ofislerinin de bulunduğu birçok ofiste 55 kişi çalıştıran şirketin aylık VPF geliri 1,4m dolara çıkmış durumda ve bu meblağ giderek artıyor.
Mizrahi, dijitalleştirme süreci için gereğinden en az ortalama 1,5 kat fazla ücret talep eden üçüncül firmaların bu tavrını kabul etmiyor.
“Bizim yönetim bedellerimiz, binlerce perde aracılığıyla yayılacak. Çünkü biz aslında oldukça komplike bir işin hizmetini veriyor ve bunun karşılığını alıyoruz. Dağıtımcılar, yakında bizi aradan çıkarıp doğrudan kullanıcılarla pazarlık yapmanın çok daha pahalı ve karmaşık olduğunu anlayacaklar. Biz bu işi çok daha ucuza yapıyoruz. Bizim bir sistemimiz var. Aldığımız risk ve verdiğimiz hizmet göz önünde bulundurulduğunda, fiyatlarımız çok makul görünecektir,” diyor Mizrahi.
“Sonuç olarak fiyatlarımız hiçbir zaman tek kopya için 1.400 Doları aşmıyor ki bu özellikle Belçika ve İşviçre gibi ülkelerde bulunan bağımsız dağıtıcıların bu sistem için yapacağı diğer anlaşmaların yarısı fiyatında. Üstelik bu ücret, pazarlık sırasında iyi niyet gösteren dağıtıcılar için daha da azalıyor. Gelecekte bu fiyatlar giderek daha da düşecek.” İşte bunlar Mizrahi’nin sözleri.
Soda Firması’ndaki Fletcher ise İngiliz bağımsız dağıtıcıların Fransız dostları gibi etkin bir piyasaya sahip olmadığını belirtiyor. “Odeon’un bana söylediğine göre, piyasalarının %96’sını stüdyolar oluşturuyor. Bu durum İngiltere’nin bu alandaki durumunu açıkça belli ediyor zaten. Stüdyolar ve temel firmalar VPF anlaşmalarını yaptılar bile. Bu konuda konuşulacak bir şey kalmadı. Kalan %4’lük dağıtıcılar olarak bizler, ki ben bunun %0,02’sini temsil ediyorum, büyük müşteriler için uygun değiliz,” diyor.
Birleşik Krallık’ta dijital sektör, İngiltere’de 210 sinemanın projeksiyonunu kurmuş olan Digital Screen Network(Dijital Ekran Ağı) aracılığıyla, İngiltere Film Konseyi tarafından ele geçirilmiş durumda. Fakat son dönemde birçok sinema bu ekipmanı iade edip daha kazançlı bir VPF sistemi edindi.
Fletcher , “Pek çoğumuz hiçbir şey görmez haldeydik. Sinemaların ekipmanları iade edebilecekleri aklımızın ucundan bile geçmedi ama bunu yaptılar” diyor.
Avrupa’daki bazı bağımsız dağıtıcılara umut verebilecek bir yaklaşım var aslında. Cenevre menşeli Agora Firması’nın İsviçre distribütörü Laurent Dutoit konferansta İsviçre’deki orta büyüklükteki ekranların 1/3’ünü kaplayacak ve böylelikle her türlü aracı kuruluşu devre dışı bırakacak bir şemadan söz etti.
Bu şartlar altında alıcı firmalar, doğrudan dağıtıcılarla görüşüp, devlet destekli borçlarla dijitalleşme sürecini finanse edebilecekler. Bu düzeneğin yaklaşık 12,5m dolar ile 20,8m dolar arasında tutacağı ve altı yıllık bir süre içinde geri ödemesinin gerçekleşeceği bekleniyor.
Konferanstaki birçok dağıtıcı firma bu düzeneği alkışlarken, bazıları da ülkelerinde zaten aracı firmaların piyasayı ele geçirmiş olmalarından yakınarak artık bu durumun değişmesi için çok geç kalındığını belirtti.
Mizrahi’nin bu konudaki yorumu ise “İsviçre çok spesifik bir örnek. Burası küçük, üç dilin konuşulduğu bir toprak. Bakalım bu İsviçre modeli işe yaracak mı. Göreceğiz” oldu.
KAYNAK: SCREEN
YAZAR: MELANIE GOODFELLOW
ÇEVİRİ : ELİF İDİZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder