HOŞGELDİNİZ

Yapım Laboratuvarı : Yapımcılık ile ilgili bilmek istediğiniz herşey...Zeynep Özbatur Atakan'ın gözlemleri, deneyimleri, paylaştıkları...

19 Haziran 2013 Çarşamba

SİNEMA ALANINDA ÇALIŞMAK İSTEYENLERİN YETENEKLERİNİ TANIMASI

Merhaba Sevgili Dostlar,

Sinema profesyoneli olmak isteyen pek çok arkadaşımızın düşünmesi gereken bir başlık koydum bugün... Bu konuda pek çok kez bu blogda gözlemlerimi paylaştım ama bugün biraz daha farklı açılardan yazmak istiyorum.

Sinema sektörü, kendi dinamikleri içerisinde diğer iş ve sanat kollarından farklı yürüyen bir sektördür. Dünyada bu alanda ülkeye göre sistemlerin farklı olduğunu ama çok profesyonel olduğunu söyleyebilirim. Türkiye'de ise sinema sektörü, geçmişten gelen pek çok negatif ön yargıya rağmen, üniversitelerde her gün çoğalarak açılan iletişim bölümlerinden, pek çok öğrenci çıkmasının yanı sıra, başka bir alanda eğitim görüp sinema alanına girmek isteyen her yaş grubundan pek çok kişi olduğunu gözlemlemekteyim. Elbette Türkiye'de yeni sektörleşmekte olan 'sinema' alanında 'öne çıkmak' ve 'farkedilmek'te gün geçtikçe zorlaşıyor.

Yine gözlemlerime dayanarak, bu sektöre girmek isteyen pek çok arkadaşımız özellikle senaryo yazarı veya yönetmen olarak giriş yapmak istiyor. Bu noktada, profesyonel sıkıntılar başlıyor. Bu unvanlar üzerinden sektöre 'hızlı giriş' yapmış istisnai örnekleri gözlemleyerek, 'hızlı giriş' yapma isteği bu kişileri istedikleri alanı, ulaşamadıkça daha da efsane ve ulaşılmaz bir yer haline dönüştürüyor.

Bu tip başvuru yapanlarda, senaryo yazanlar için 'genellikle' hiçbir senaryo eğitimi almadığı için, büyük sorunlar ortaya çıkıyor. Zira 'bu filmi yönetirim bana fırsat verilse!' diyen arkadaşımız, sinema okulunda bile okumuş olsa, teorik bilgileriyle bunu yapabileceğini düşünebiliyor. Oysa sinema sektöründe kariyer yapmak, çok ağır çıkılacak merdiven basamaklarından oluşur. Sabırlı olmak, yeteneklerini keşfetmek için 'objektif bakış açısına' sahip olmak gerekir.

Başarılı ya da başarısız kavramlarını özellikle hayatınızdan çıkarmanızı, her başarı ve başarısızlığı, kendi sınırlarınızı ve yeteneklerinizi tanımanıza yardım eden birer 'deneyim' olarak algılamanız, hem kendiniz ile hem de mesleğiniz ile ilgili bağlarınızı güçlendirecektir. Neyi yapıp-yapamadığımızı, neyi gerçekten sevip-sevmediğimizi anlamak için bu tip deneyimler yaşamak çok önemlidir.

Hayatında hiç senaryo okumamış, sınırlı birkaç bilgiyle 'senaryo yazan' ve ya da hiçbir referans olmadan film 'yöneteceğine inanan' arkadaşların belki de içlerindeki yeteneği keşfetmeleri için, kendilerine gerçekçi sorular sormaları gerekiyor. Ve elbette bilgi her zaman en önemli güç olmalı. Bilgi, sadece kitaplardan okunan teorik bir konu değil,deneyim-gözlem-sohbet-araştırma da önemli bilgi kaynaklarıdır.

Bu arada şunu belirtmeden geçemeyeceğim, sinema alanında kariyer yapmak isteyip,hiç film izleyemeyen arkadaşların, sinema tarihi ile hiç ilişki kurmayan arkadaşların, seçtikleri 'sinema sektöründe' kararlı olup olmadıklarını kendi içlerinde tekrar sorgulamaları gerekir.Zira bu konuda yeteneği olduğuna inanıyorsa, bunu gerçekçi olarak değerlendirmesi gerekir. Bu gerçekçi olarak yapılmazsa, kendi yaşamında büyük zaman kaybına neden olabilir.

Yeteneklerinizi nasıl tanırsınız:

-İlginiz ile bilginiz arasındaki farkı objektif değerlendirerek,
-Deneyimleyerek ve yine objektif olarak, motivasyonunuzu anlamaya çalışarak
-Profesyonel alanda kariyer konusunda destek alarak

Bu konuda, yaptığım gözlemlerde, özellikle sinema sektöründe teknik alanda kendini geliştirip, yol almak isteyen kişilerin diğerlerine göre çok az olduğunu gözlemliyorum. Ya da teknik konulara tamamen uzak durmayı seçen arkadaşlarımıza, uzak durmamalarını şiddetle öneriyorum. Zira sinema alanında, teknik konulara hakim olmak, yaratıcılığınıza güç katan bir unsurdur.

Bu bağlamda, yeteneklerinizin sınırlarını tanımak, bunu kabul etmek ve bu sınırların içerisinde üretmek, başarının önemli bir koşuludur.